YURTTA OLUP BİTENLER Bowker - Abdüllillah - Warren İkinci sınıf aktörler le de görüştü, arkadan serinlemek maksadıyla otelin havuzuna — girdi. Yazın havuzlu bir Dışişleri Bakanlı- ğında çalışmanın işte böyle nimetle- ri vardır. Temaslar pazartesi gunu sona er- di. Zaten Inonuuun pazar günkü ko- nuşması bizim İktidar lıderlerının bütün keyfini kaçırmıştı. Zira dik- katler bir defa daha dış politika me- selelerinden uzaklaşıyor ve tekra iç politikaya daha fenası ıktısadı vaziyete dönüyordu. Pazartesi akşa- mı evvelâ Menderes Ankaraya, son- ra Nuri Sait Bağdada müteveccihen İstanbuldan ayrıldılar. Böylece "ha- zırlık çalışmaları" nın son perdesi kapandı. Bundan sonra erde 14 Temmuz günü devlet başkanlarının üzerine açılacaktır. Son Gelişmeler stanbulda bu haftanın son günle- , pazartesi günkü konferansın hazırlıklarıyla — geçti Amerikadan sonra Avrupada vakit geçiren Iran Şahının yedi yardımcısı bu iş için ilk gelenler arasındaydı. Şah, Kral Faysal ve Başkan Mırza bir iki gün sonra Boğaziçi sahillerinde olacak- lardır. 28 Temmuzda Londrada — yapıl- ması gereken Bağdat Paktı konfe- ransından evvel Paktın — müslüman üyelerinin biraraya gelmesinin — se- bepleri açıktır: Dört Orta Doğu memleketinin, paktın öbür üyesi İn- giltereden ve gayrı resmi üyesi A- merikadan şikayetleri vardır. Turkı- ye, Kıbrıstan — yaralıdır Keşmir işinden şikâyetçidir. ve Lübnanı bağrına basmaktan hâ- lâ ümidini kesmeyen Nuri Said, Ba- tılların Beyrutta olup bitenlere se- yirci kalmasını affedememektedir. Bundan başka —Amerikanın hâlâ pakta katılmaya yanaşmaması sır, Nehru gibi nötralistlerle flörte başlaması ve dolar kesesini açma- 10 ması, dört müslüman — memleketin müşterek üzüntüsüdür. İşte — İstan- bulda toplanacak olan dört —devlet başkanı bu meseleleri — görüşecek, Amerikanın Orta Doğu — siyasetini. tamamıyle Bağdat Paktının mihveri üzerine oturtmanın yollarını araya- caklardır. Sam Amcayı doğru yola getir- mek için baş vurulan usullerden bi- ri, ihtiyar İngiliz aslanının Pakttan atılacağı hakkında çıkartılan şayia- lardır. Bu şayiaları tekzibe memur edilen Anadolu Ajansı "Devlet reis- leri seviyesindeki böyle bir toplantı- nın gündemi ancak toplantı başla- yınca tesbit edilir" diyerek, — böyle bir ihtimalin mevcut oldug nu ha- tırlatmaktadır. Fakat, işin aslında, İngilterenin Pakttan çıkartılacagına, başta Nuri Saitt olmak üzere kimse inanmamaktadır. Sadece ince bir diplomatik manevra bahis konusu- dur. Sam Amcayı Nasırın ismini ha- fızasından silip Bağdat Paktına yö- neltmeğe matuf "new look — diplo- masi" nin en ağır silâhını Lübnan hadiseleri teşkil etmektedir. Paktın müslüman üyeleri, talihsiz Chamo- un'u son dakikada bırakan Sa Amcanın günahım, Bağdat Paktına katılarak ve dolar kesesini açarak ödetmeye çalışacaklardır Pakt üye- lerinin Chamoun'un imdadına koşa- cağı hakkındaki şayialar bu muhte- va içinde düşünülmelidir. Devlet (başkanları, tabii ki Kıb- rıs işini de konuşacaklardır. Maa- mafih bu işin onları uzun boylu iş- gal etmiyeceği — şüphesizdir. — Zira, Chamoun hadisesindenberi — Lübnan ve İrak da dahil, Paktın müslüman üyeleri Türkiyenin Kıbrıs tezini ka- yıtsız şartsız desteklemektedirler. Bu sebeple Turkıye “ya Bagdat Paktı ya Taksim" demediğine gö- re, ortada halledilecek bir Kıbrıs meselesi yoktur! İstanbul Geç gelen akıl Bu haftanın başında salı günü İs- tanbulda bir bomba patladı. Ba- kanlar Kurulu İstanbulda vilâyetle belediyeuiu ayrılmasına — karar ver- mış ve Belediye Meclisi, cuma günü yirmisekiz — yıldanberi ılk defa Haberin duyulduğu anda -İstanbuldaki yazlık İçişleri Bakan- lığı makamında. Namık Gedik, An - karadan acele kaydıyla davet ettiği Ankara Valisi Kemal Aygün, İstan- bul Vali Vekili Ethem Yetkiner ve D. P. İl İdare Kurulu Başkanı Servet Sürenkök ile yeni seçilecek Belediye Başkanı mevzuunda temas- lar yapıyordu. Hıkayeuın aslı Bundan iki yıl önce kabul edilen bir kanuna göre Istaııbulda vilâyetle belediyenin birbirinden ayrılması kararlaştırıl- mış, fakat o günden bu yana kanlar Kurulu gördügü lüzum üzeri- ne bu kanun hükmünü yerine getır— memiş ve her iki şahsın uhdesinde bakınmasında fay- da mülahaza etmişti. FFayda mülâ- haza etmişti ama, bu fayda kanun B. M. M. de kabul edilirken düşünül- memiş, hattâ kanun Hükümetçe des- teklenmişti bile, o da ayrı mesele! şuydu: Haberin Babıâlide bir bomba gibi patladıgı saatlerde İstanbul gazetele- rinin muhabirleri vilâyete koşmuşlar- dı. İlk temaslar, Belediye Başkanlı- ğına. Servet Sürenkökün getirilece- ği merkezindeydi. Kemal Aygün bu vazifeyi kabul etmek — istemiyordu. Ama ertesi gün hava değişti. Kemal Aygün Belediye Başkanlıgını kabul etmek zorunda kalmıştı. Yerine Di- lâver Argunun tâyini dahi takarrür etmişti! Nitekim aynı gün İstanbulda da Belediye Meclisi üyeleri kendi ara- larında belli başlı üç grup halinde top- lantılar yapıyorlar ve — seçecekleri Belediye Başkanı meselesini konuşu- yorlardı. İl Başkanı Servet Süren- kökün de katıldığı D. P. İl Merke- zindeki toplantıda, Kemal Aygünün Belediye Başkanlığına getirilmesine d taraftar — olanlar bulundu Bir başka grup, kendi, içlerin- den bir başkan seçmek isteyen- lerdi. PBunlar Belediye — Başkanlığı için Ferzan Araş veya — Muzaf- fer Ereri mnamzet — gösteriyorlardı. Üçüncü grubu teşkil eden Belediye Meclisi üyeleri ise bir olup bittiyle karşılaştıkları iddiasındaydı ve "a- cele etmeyelim, cuma günkü oplan- tıyı tehir edelim, oturup uzun uzun düşünelim" tezini ileri suruyorlardı. ma bu haftanın sonunda AKİS'i elinizde tuttuğunuz saatlerde Beledi- ye Meclisi toplanıp Kemal Aygünü seçecektır Hiç şüphe edilmemelidir ki buna en çok üzülecek olanlar bil- hassa Ankaralılar olacaktır. AKİS, 12 TEMMUZ 1958