Foster Dulles ihtiyacı olduğu anlaşılıyordu. Mağrur General ve soğuk Dulles arasında Cumartesi sabahı başlıyan konuşmalar karşılıklı bir — anlayış havası içinde geçti. - Konuşmalarda tabii ki MacMillan . De Gaulle soh- betlerindeki sıcaklığı aramamak lâ- ımdı. General, MacMillan'a hakika- ten istisnai bır uamele yapmıştı. Onunla Başbakanlık binasının bah- çesinde üç aşağı beş yukarı — uzun turlar yapmış, hatta çok iyi Fransız- ca bilen MacMillan ile pek becere- mediği İngilizce konuşmayı bile de- nemişti. Mr. Dulles bu istisna! dostluk te- zahürlerinden mahrum kaldı. Ama müzakerelerde yine de tam bir ne- zaket ve anlayış havası — hâkimdi. General, Dulles'i iskemlesinden sıç- ratacak olan NATO'da reform. Do- ğu ve Batı yakınlaşması gibi fikir- leri şimdilik kendine sakladı- Uç bü- yüklerin Moskovaya verdikleri ceva- bi notalarda, Fransa çatlak bir ses çıkarmadı. Generalin hâlen hassasi- yetle üzerinde durduğu atom bomba- sı imali fikri bile, fazla tatsızlığa sebebiyet vermedi. Amerika, atom sırlarını İngiltereyle paylaşmak ka- rarını almış, Fransa saf dışı bıra- kılmıştı. İkinci Sınıf dost muamele- si görmeye asla tahammülü olmıyan De Gaulle için, bu kötü bir darbey- di. Maamafih General, Fransaya a- tom sırlarını vermeyi hâlen Ameri- kan Kongresine kabul ettirmenin imkansızlıgı Kongreyi bu karara hazırlamak için zamana ihtiyaç ol- duğu hakkında Dulles'ın verdiği i- zahatı sabırla dinlemeye çalıştı. Fransaya yerleştirilecek füze. Tam- paları meselesinin — müzakeresi de pek üzücü olmadı. Fransa füzelerin kullanılmasında karar sahibi olmak istiyordu. Amerika henüz bu hakkı tanımaya hazır değildi. Hırçınlığı ve aksiliğiyle tanınmış AKİS, 12 TEMMUZ 1958 General De Gaulle Piyonlar belli ama Şah kim? Generalin, tezlerinden vazgeçmemek- le beraber anlayışlı — davranışı Mr. Dulles üzerinde müsbet bir tesir yap- tı. Zâten şimdiye kadar — Generalin Kuzey Afrikâdaki diplomatik teşeb- büsleri — Washington'da — büyük bir memnuniyet uyandırmıştı. Fransız . Tunus ihtilâfının halli Washington'- da ferahlık yaratmıştı. İşte bu yüz- den, bir iki ay evvel Generalden u- macı gibi ürken Dulles, Parise iyi nıyetlerle gelmişti. Maamafih. her 'iki taraf da Fransanın diplomatik sahada yeniden kuvvet kazanmasının Cezayir imtihanına bağlı — olduğunu bilmektedirler. — General de Gaulle Otoritesini Cezayirdeki Umumi Se- lâmet Komitelerine; Orduya ve Mus— lümanlara kabul ettırebıldıgı takdir- de, dünya meselelerinde sesine ku- lak' verilecektir. Cezayir işini halle- demezse, kimse ona — seleflerinden farklı muamele yapmaya hazır de- ğildir. General, halen bir taraftan Dördüncü Cumhuriyete son verecek olan Anayasa reformu üzerinde ça- lışırken, diğer taraftan Cezayir im- tihanına hazırlanmaktadır. Eğer bu imtihanı geçerse, Amerika De Gaul- le'ün NATO ve Doğu - Batı mesele- leri hakkındaki görüşlerini ciddiyet- le nazarı itibare alacaktır. Cezayir imtihan D e Gaulle'ün geçen haftanın orta- sında yaptığı ikinci Cezayir se- yahati, meseleye yeni bir ışık getir- medi. General bu sefer, — Cezayirin Avrupalıların bulunmadığı fakir iç bölgelerini dolaştı, Ordu şefleriyle uzun uzun konuştu. Müsbet olarak söylediği "birkaç haftaya kadar bu bölgede ve diğer yerlerde bütün ka- dın ve erkeklerin eşit bir şekilde, ka- tıldığı seçimlerin yapılacağını" tek- rarlamaktan ibaretir. "Fransanın istikbalini bu seçimler tayin — ede- cektir." Fakat temel mesele — seçimlerin hangi şartlar altında cereyan edece- DÜNYADA OLUP BİTENLER MacMillan ğidir. Umumi Selâmet — Komiteleri seçmenlere, sandıklara arzu ettikte* ri şekilde rey attırmaya — hazırlan- maktadırlar. Cezayirli Milliyetçilerin bu seçimlere itimadı yoktur. lerin normal şartlar altında cereya- nını önlemek ve müslümanların boy- kotunu temin etmek için ellerinden geleni yapacaklardır. rumda Cezayirli Milliyetçi- lerle müzakereye yanaşmıyan Gene- rale, Kurtuluş Hareketini saf dışı et- meye çalışmaktan başka bir yol kal- mamaktadır. Nitekim, General Ceza- yirdeki seyahatinde en çok askeri meseleler üzerinde — durmuştur. Le Monde'un Cezayir muhabirinin yaz- dığına göre, Ordunun Kurtuluş hare- ketine karşı takip ettiği strateji de- ğiştirilecektir. Şehirlerin emniyetine ayrılan kuvvetler azaltılacak, bu su- retle ihtilâlcilerin peşindeki birlikler kuvvetlendirilecektir. Ordu Şefi' Sa- lan'ıntalebi üzerine 80 bin kışılık yeni kuvvetin Cezayire sevki düşü- nülmektedir. Demek ki önümüzdeki günlerde Kurtuluş Hareketine karşı — yapılan savaş şiddetlendirilecek, ondan sonra seçimlere gidilecektir. General Kur tuluş Hareketinin müslüman halkı seçimleri boykota davet — etmesinin i olmayacağını düşünmek- iş bununla da bitme- mektedir. Seçmen kütüklerinin ha- zırlanması, bu cins seçimlerde ih- tisas kesbeden Cezayirde halli güç teknik meseleler ortaya koymakta- dır. Şöyle ki seçim neticelerinin, müslüman halkın temayüllerini ak- settirdiğinden kimse emin olamıya- caktır. İstiklâl fikrinde ısrar eden ve Cezayirin en güzide evlâtlarını top- lıyan Kurtuluş Hareketi mücadeleyi bırakmıyacağına göre General de Gaulle'ün Cöezayir imtihanını geç- meye nasıl muvaffak olacağını anla- mak çok güçtür. 25