S P O R * Futbol "Erken gelseydi" İri yarı adam, elindeki terlerini silerek"ah'lar, arasına Ankara Gücü Stadının tam ortasınarastlayan şereftribününün ön sıralarına geldi ve çaresizlik için- de etrafına bakındı. Her. yer tıklım tıklım doluydu. ' Zaten buraya ge- kadar, kalabalığı yarmak i- Şimdi de, her Üstelik kimsecikler de mendille " 'la kalkıp yer verecek gibi görünmü- yordu Herkes — koltuğuna sıkı sıkı oturmuştu. Ankara Gücü stadının o ufacık şeref tribünü, düşmeyecek kadar kalabalıktı. .Şiş- man adam birden, ümitle ileri doğru Şeref tribününün tam en ö- nünde mutena bir misafir için âyrıl- dığh belli oltan, diğer sandalyelere nazaran gösterişli bir koltuk bomboş Şişman adam -ki bir “milletvekili idi ve bir klübün idare- cilerindendi- bu boş koltuğa doğru ilerledi Ve oturdu. Oturdu ama, o- turduğu anda da unda son derece nazik tavırlı bir stad idareci- si gördü. İdareci, karşısındakini kız- dırmamağa gayret eden bir edâ ile — Affedersiniz beyfendi, bu kol- tuk vekil bey için ayrılmıştı da" de- di. iğne atılsa yere Şişma milletveklli, elindeki mendille bir kere daha şakakların- dan alnına inen terleri sildikten son- ken gelseler de otursalar- dı" diye Cevap verdi. Bu koltuğu buluncaya kadar ca- nı çıkmıştı. Burdau —da kalkıp a- yakta mı kalsındı? İdareci başka bi şey söylemedi ve geri çekildi. Siyasi hayatımızda, protokol kaidelerinde ye ni bir. çığır daha acılıyordu. Artık koltuklar erken selenler tarafından kanılacak, geç kalanlar ayazda kala- caktı. Hâdise geçen haftanın sonunda Pazar günü Ankaraprünü Stadında. Galatasaray Ankara Gücü — maçının sırada cereyan ediyordu yapılacağı O maca iki de Bakanın gelmesi IHastırma'Bakanı Fev- MÜH Eğitim Bakanı beklenıyordu zi Uçaner ve Celâl Yardımcı. Uçaner erken saat- lerde gelmiş, Üüzerinde "vekil" ya- dsın iki koltuktan pirine oturmuştu dımcı ve müsteşarı olduğu halde gel- di. İdareciler telâmla — koşuştular, sı- ralar arasında — yer açtılar ve'Bakan- la eşinin rahatça öne geçmesini,sağ- ladılar. Sağladılar ama. önde Bakana ayrılmıs koltuk boş değildi ki Yar- dımcı bir an durakladı Sonra la ca- tu sıkılmış bir halde geri dönerek he- AKİS, 12 NİSAN 1958 men arkasındaki müsteşarının kula- ğına birşeyler. söyledi. Neyse ki o Sı- rada idareciler derhal bir kaç san- dalye koşturdular ve Bakanla,eşi bir araya şöylece sıkıştılar. Şeref tribününde bunlar olup bi- terken, h a | k a ayrılan tribünlerde de en az bunlar kadar enteresan hâdise- ler cereyan ediyordu. Maçı tertip ve organize Ankara Bölgesi, bu maç için tam 17 bin beşyüz bilet satmıştı. Halbuki çok değil, d a h a bir hafta evvel aynı stadda oynanan Galatasaray Fenerbahçe maçı için 12 bin bilet satıldığında, pek çok seyirci oturacak yer bulamamış, kalmıştı. Ankara — Bölgesi ıdarecılerı bunu bildikleri halde gene de “"nasıl olsa satılıyor" diye bir — hafta evvel- kinde beşbinbeşyüz — bilet fazlasını satmakta bir mahzur görmemişlerdi. Onlar bir mahzur görmemişlerdi ama, maçın başlama saati yaklaştıkça da stad. bırakın oturmayı, ayakt a dahi durulmaz bir hal almağa başlamıştı. Nitekim bir ara, ade balık istifi üst üste yığılmış olan seyırcıler ar- kalarından durmadan elen yenileri- nin tazyikine dayanamıyarak ve ön- lerindeki tel örgüleri dahi aşarak sa- hadan içeri doldular. Tabit bu du- rumda da, ortalık bir hayli karıştı.. Alelacele civarkarakollardanemni- yet kuvvetleri celp edildi, polis kor- kuruldu ve halkı sahadan çı- karabilmek için bir saatten fazla, uğ- raşıldı. Ama ne yapılsa — boştu. Tri- bünlerin almadığı halk, sahanın için- den de olsa, maçı seyretmek istiyor- du Normal netice Oyuna Galatasaraylılar — oldukça hızlı bir tempo ile başladılar. An- karagüçlüler de karşılarındaki rakip- lerınden aşağı kalmıyorlardı Ankaralılar, Tra- kiplerine oldukça tehlikeli dak kalar yaşattılar. Ancak bütün akınları, Turgayın gayet yerinde müdahaleleri ile kesiliyordu. İkinci devre oyun, başlarda olduk— ça müsavi bir hav içinde cereya ediyordu: Herikitar a f açıkları da canla basla çalışıyordu. Karşılıklı ta- kanlar pek — seyrek — olarak müdafaa hattını aşıyor, bu hattı aşan münferit hücumlar da iki takımın kalecileri Hikmet ve Turgay niyordu. İ kikasında, İsfendiyarın la Ankâragücü kalesi g esi. oyuncularda seyircilerde de haklı yandırmıştı.İşte tam bu fendiyarın fena ayağında fazla tut- madan güzel bir voleyle ağlara taktı- ğı görüldü. Galatasaray, maçın ilk ve son golünü İsfendiyarın ayağıyla yap- mıştı. Bundan sonra da her iki takımın bütün — gayretlerine Trağmen başkaca gol çıkarılmayarak 14 bitti. Okuyucumektupları D P. hakkında B ir1946demokratıolarak,mecr muanızin son, sayılarındaki D. P. başlıklı yazılan — zevkle okuyo- rum. Nihayet 1 9 4 6 ruhuna dönül- mesi fikrine sizin de, D. ranının da aklı yatmışa liyorum. P: içindeki son hareketleri ve kaynaşmaları hayra yorma- ğa baladınız. bir hürriyet nizamı getireceğine. de inanıyor, mu sunuz bari? Ben şahsen inanmıyo- rum. D.P. daha 1954 seçimlerinden, sonra 1946 D.P.siolmak şansınıka y betmiştir. Artık bundan sonra ol- masına da imkân yoktur. Size, sizin de bildiğiniz bir — misal — vereyim u Menderes V. Kabinesinin haline . İçlerinden kaç tane 1946 demokratı gosterebıhrsınız'7 Bunla- rı saymak için tek elin parmakları lirler? Ben, Adnan Be dahil "hiç birini" diyorum. Masa Kart - Mersin Radyo hakkında 3.3.1958 Perşembe akşamı İs - tanbul radyosunda. şehir Ti- a sanatkârları tarafından temsil edilen "Anna Frank'ın Ha- reklâmını ya- panlar hangi gayeye hizmet etmek- tedirler? Bahri Sarıbay - İzmit 0.3.19588 günü Fenerbahçe Ga— telâş içinde "Sayın Başbakanın gelmek üzere" olduğunu iki üç de- fa tekrarladı. Seyircileri alkışa aykırı idi ki. Onbinlerce vatandasın gözleri önünde cereyan eden — bir hâdiseyi — böylesine tahrif — etmek hakkını bunlara ,kim veriyor ? H, Timur - Ankara 33