YURTTA OLUP BİTENLER. Uçanerler bir baloda vazifedir Vazife çanerin hizmeti unutulamazdı. Mes- lekini — çok sevi asker, evlenmeyi çok geç aklına getirdi. Kırkından sonra — yakınlarını hayran eden bir izdivaç yaptı Çocuğu olmadı. Şimdi Bakan Uçaner sabah er- ken makamına — geliyor, yanında Bafra paketi, gece geç Vakitlere ka- dar çalışıyordu. Fakat dertleri bıte— cek gibi değildi; zira sadece miryolları bile — başlı başına bir me- seleydi. Bollaşan yolcu alzeme eskirken yolcu —adedi ü eçtıkçe fazlalaşıyordu Ha. kiki bir artış o on yedi sene i- çinde taşınan yolcu adedı 53 mılyon— dan — 80 milyona yük nakliyatı iki misline çıkmıştı. Bu, tabii bir seyir- di. 1946 dan bu yana yolcu ve yük nakliyatı çoğalmıştı. Halk, treni di- ğer vasıtalara — tercih ediyordu Ma- ını tren ile nakletmeyi — kesesine daha. uygun buluyordu. Tren ucuz- du. Bu bakımdan trenler daima yol- cu buluyordu, yük taşıyabiliyordu. Yolcu ve yük miktarına — muvazi olarak Demiryollarının — bünyesinde- ki elemanlar da artmıştı. Yedı sene içinde — personel — yüzde yüz fazla- laşmıştı. 30 binden 60 binin üzeri- ne çıkıvermişti Fakat bol personel işlerin daha mükemmel yürümesine sebep olmamıştı. Bilâkis, işler daha da çapraşık ıdare edılmeg başla- mıştı. Çün miryolu isleri her Yerde ve her şeyde nıhayet bir ihti- las istiyordu. Alın personel bu bilgiden mahrumdu. Böylece, — isler aksıyor, hattâ hatâlar oluyordu. De- miryolları idaresi bol personele ka- pılarım açmıştı ama, personelin ha- yat seviyesini normale getirecek bir kadro tespiti yapmamıştı. Personelin yarısı fici yüz liranın altında bir ma- aş ile hizmet görüyordu. 14 Rötarlar da artıyordu ir trenın tarıfede yazılı saatte ga- artık hayal — olmuş- . ılında gecikme yekunu 19,540, 1955 te 20,375, 1956 da 21,786 saat idi. Demiryolları İşletmesi rö- tarların yarısının telâkilerden ileri geldiğini — söyliyerek kendini bir de- receye kadar mazur, göstermeye ça- lışıyordu. Fakat Başvekâlet Muraka- be Heyeti bile bu izah şeklini beğen- memişti. "Örerin tesbit ettiği vakit- te telâki mahalline — giden trenler Tren- hiç bir rötara sebep olmazlar. ler daha evvel bir rötar yapmış ol- dukları için telâki mahalline geç ge- lirler. Bilinmesi ve İzalesi için ted- bir alınması icapeden sebep, treni telâki mahalline geciktiren sebeptir. Rötar vuku bu sonra telâki mahallindeki gayri kabili içtinap bek- lemeleri rötarı arttırır ve başka tren- lere da sirayet ettirir” diyordu. Rö tarların sebeplerini, açıkça ıtıraf et— se de, işletme çok iyi biliyordu. Aceleyi sevmiyen personelle ve ihti- yarlamış lokomotiflerle bu işin baş- ka türlü olmasına imkân yoktu. Eh Görülmemiş Kalkınma diyarında za- mandan bol ne vardı. Gelgeldım iyi işin altı ayda çıktığına inanma istemiyen Murakabe Heyeti "Seyrü- sefer intizamının .esasını teşkil eden öreri tahakkuk ettirmenin behema- hal matlup olduğu" hususunda israr ediyordu. Kazalar bollaşıyordu azetelerde yoldan çıkan trenle- rin haberleri sık sık görülmek- teydi. Her seferinde resmen uzun -as- lında çok kısa- araştırmalar yapilı- yordu. Ama tren kazaları devam e- dip gidiyordu Kazaların — azalması veya ortadan kalkması için demir- yolu işini daha fazla ciddiyet ile ele almak lâzımdı. Kaza olmaması i- çin rayların muayyen zamanlarda değiştirilmesi gerekiyordu. Kaza ol- maması için e hlıyetlı personel kul- lanmak şartt Bunlar yerine geti- rilmedikçe işlerin sarpa sardığım i- şitmeğe, tren hemen her ay bir kaç kazasının vuku — bulduğunu ogr meğe hazır olmalı idik Çok şükür İktidar bu — meseleye de elini atmıştı. Plansızlıktan şikâ- yet edildiği bır sır ada. Demiryolları İşletmesi kendine mahsus on yıllık parlak bir plân hazırlamıştı Plânın mali portresı iki milyar liraydı. Bir milyarı iç, bir miltyarı dış finansman ile 'tahakkuk edecekti Plân — vezir rüyası görmeyi sevenleri mestedecek bir cömertlikle çizilmişti. Herşey ye- niden değiştirilecek, modernleştirile- cekti. : Hatların udreti arttırılacak daha ağır sıkletlerin hareket ede- bilmesi ve seri vasıtaların geçebil- mesi temın edilecekti. Seyrüsefer em- niyeti ile muhabere vasıtaları tesis olunacak, katarlarm bir merkezden idaresi sağlanacaktı. Dizelizasyon ve, elektrifikasyona gidilecekti. Plânın tatbikine bu yıl başlanacaktı. Plânın bu yılki kısmını gerçekleş- tirmek için, 80 mıly nu döviz — ol- mak üzere 160 milyon liraya ihtiyaç vardı. Politik sebeplerle tarifeler yük- selıtılmedıgınden işletmenin mali du— dü. Hattâ bütçenin "sa- mımıyetını bozmasın diye, İşletme- nin Mili avunmadan ve Bayındır- lıktan olan 121 milyon liralık alacağı bir türlü tahsil edilememişti. Mauna- fih Kristof Kolömbun memleketinde iç finansman bir dert değildi. Demir- yolları İşletmesi. Merkez Bankasının kapılarım çalmaya alışıktı. Fakat milyon döviz nasıl bulunacaktı- Eskiyi yenılemeye dudak büküp dai- ma yeni eserler peşınde koşan İk- tidar, kıt dövizi mühim bir kıs- mını bu işe ayırabılecek miydi? İkti- darı biraz yakından tanıyanlar bu suale evet demeye cesaret edemiyor- ardı. Küçük meşgaleler u yüzdendir ki Demiryolu meşe- lemiz, bütün parlak plânlara rağ- men hal yoluna girmek üzere bulun- maktan uzaktı. İktidar, politik hiz- metler peşindeydi. Halbukı bu iş, gösterişi olmayan bir işti. Bir tek ela kesmek imkânı yoktu. Ba- kan Uçaner de, zaferi başka saha- larda aramak nıyetındeydı En büyük eğlencesi spor go rile rıne maçlara gitmek, klüplerin hamılı ni yapmak, bu teşekkülleri teşvik etmektı Ha- va kuvvetleri kumandam olduğu gün- lerde büyük gayesi Havagücü futbol takımını şampiyon çıkarmaktı. Şim- di, Havagücünttn yerini Demirspor almıştı Uçaner Demirsporun yalnız takımıyla değil, lokaliylte de yakından alakalanıyordu Bunlar Bakan için zevkli "mesai dışı iş” yerine geçiyor- du. Lokalin tertip ve tanzimiyle biz- zat alâkalanmış, beğendiği hava gar- nizonlarına, tetkik maksadıyla, NİSAN AKİS, 12 1958