di veAnkarada pek de tutmamıştı. Ama Oda Tiyatrosunu idare edenler, türlü dertlerinin arasında kadroları— na uyacak başka bir oyun aramağa vakit bulamamışlardı. Perdeyi, elde- ki bu piyesle açmak, isini düşünmek istiyorlardı. la kadın eleman da yoktu. Bu bakım- dan Misafir, biçilmiş kaftandı. Ama biraz kötü biçilmiş' bir kaftan Oyun, gerek kuruluşu, gerek di- li, gerek manası bakımından sudan- dı Alelade bır komediden Öteye git- miyordu. ekar erkekle, evlen- mek üzere olan bir genç kızın ma- cerasını anlatıyordu. Nişanlı bir genç kız, kızlığının son anlarında bir kap- rise kapılmış, hayatında ilk ve son defa olmak üzere bir erkeğin nasıl aldatılacağım denemek istemişti. Bu- nun için de kendi oturduğu evin kar- şısındaki apartmanda oturan üç be- kâr erkeği gözüne kestirmişti. Bun- ların üçüne de önce ayrı ayrı saat- lerde randevu vermiş, sonra 'ran- devuya gitmemişti. Erkekler otur- muşlar, aynı kız tarafından alda- tıldıklarından — habersiz — birbirleri- ne dert yanmışlardı. Sonra kız ay- saatlerde toplandıkları bir saatte tekrar geri gelerek üçüne birden hikâyesini ve bir deneme yaptığını anlatmış ve son- ra, nişanlısıyla evlenmek üzere çıkıp gitmişti. Üç bekarın hızmetçısı rolün- deki dördüncü erkek ise, aradaki boşlukları doldurmada kullanılan bir paravandı. Böylesine bir oyunu değer lendirmek çok zor bir işti. İsmi afiş- lerde, sahneye koyucu olarak eserin yazarından önce ilân edilen Mücap Ofluoğlu bu işi yarı yarıya başar— mış sayılırdı. Gerçı Öyle orijinal mi- zansenler yoktu, pıyese sahneye yucu olarak yeni bir şey katılma— mıştı. Ama o küçük yerde hareket- lerin ayarlanması, göze batmaması bile bir başarı sayılabilirdi. Piyesteki tek kadını Lâle Oral- oglu oynuyordu. Lâle Oraloglu üç erkeği, kendi karakterlerının iste- diği tipte bir kadınıma gibi davra- narak aldatan, Emma'da, uzun za- mandır' sahneden ayrı kalm anın ver- diiği — heyeca düşünülecek olursa mükemmel bır oyun çıkarıyordu Üç ayrı tipi, biraz mübalağalı olmakla beraber iyi çizmişti. Ama en iyi, en usta çizgisi asıl Emma'nın kendisini verirken Deliriyordu. Aktör' rolünde oynayan Mücap Ofluoğlu, tutuk gi- den birinci perdeden sonra açılıyor ye kendinden bekleneni — yeriyordu. Tecrübesizliği hesaba katılırsa Naci Girginin oyunu da, ilerisi için ümit verecek kadar iyiydi. Ama şüphesiz ki bu piyesin iki hoş sürprizi, Pek- çan Koşar ve Ali Serttag oldu. İki- si de, Küçük Sahneden beri ellerine geçen bu ilk fırsatı gayet iyi kulla- nıyor, tertemiz ve mükemmel bir oyun oynuyorlardı. AKİS, 12 NİSAN 1958 S İN HOLLYWOOD Lana Turner . Elini sallasa... "Cinayet var!" eçen haftanın sonunda Cumartesı daha ortalığın yeni ka- rardığı saatlerde Hollywood yakınla— rındaki Baverly Hills semtınde dış 'görünüşü son derece' muhteşem bir villada 1şıkları abajurlarla — boğul- muş, zevkle dayanıp döşenmiş büyük bir salonda bir erkekle bir kadın a- rasında, başkalarının duymasına bi- le aldırılmadan yapılan son — derece ağır bir münakaşa cereyan ediyordu. Salondan dışarı taşan seslerden er- keğe ait olanı bir ara, büsbütün bo- ğuklaşıp tehditkâr bir şekil almıştı. Erkek: “— Bir gün elime düşeceksin ve ben senin o güzel yüzünü parça par- ça doğrayacağım, bu, bugün olmazsa yarın olacak. Ben yapamazsam baş- kasına yaptıracağım" diyordu. Hıçkırıklar arasında — mırıldanan kadının ike ne dediği pek anlaşıla mıyordu. İşte tam, bu sırada salona uzun boylu, kestane rengi saçlı, son derece güzel bir kız girdi. Dakikalar- dan beri dışardan İçerde konuşulan- ları dinlemişti. Sonra birden mutfağa koşmuş oradan eline geçilrdiği bir mutfak bıçağını, kaparak salona dal mıştı. Rengi sapsarıydı Üzerinde be- yaz bir buluz ve siyah etek vardı. İçeri girince münakaşa eden erkekle kadına doğru yürümüş ve kadına hi- taben: "— Anne, buna ne diye tahammül ediyorsun ?." diye bağırmıştı. Münakaşanın heyecanı içinde, sa- lona giren genç kızı görmemiş olan iri yari erkek, birden doğrulmuş, fakat doğrulması ile de olduğu yerde yerel E M A kapaklanması bir olmuştu. Genç kıs, elindeki mutfak bıçağını bir hamlede adamın kasıklarına doğru sallamış ve tam kanunin altında vurmuştu. O dev gibi adam bir "gık" bile diyeme- den dakikasında can vermişti. Baverly Hills yakınındaki villa meşhur sinema yıldızı Lana Turnerin evi idi. Elindeki bıçağı iri yarı ada- ma saplayan kız ise, yıldızın ilk ko- cası Stepnen Crane'den olma Cherly Tumer Hollywood yakınlarındaki bir vil- lada bütün bunlar olup biterken et- rafta, ne kameralar, ne de film asis- tanlarının telâşlı konuşmaları ve reji- sörün dik sesleri duyuluyordu. Hâdi- se, bir senaryonun filme alınması sı- rasında cereyan etmiyordu. — Yüzde yüz hakiki idi ve ortada gerçekten bir cinayet vardı. Lana Turner'in kı- zı Cherly. annesinin dostu eski gangs- terlerden Stompanato'u vurmuştu. Film yıldızı Lana Turner, uzunca bir zamandan beri Amerikanın en meşhur gangsterlerınden sabık ku- marhaneler kralı, profesyonel ku- marbaz Mickey Coh en'in eski arka- daş ve ortaklarından olan Stompana- to ile düşüp kalkmaktaydı. Ancak son zamanlarda Stompanato ile ara- sı bozulan yıldız, bundan bir kat gün evvel yapılan ve sinema dünyasının en debdebeli, balosu olan — Akademi Balosuna Stompanato ile değil de es- ki arkadaşlarından, reklamcısı Glenn Rose ile gitmiş, bu hareketi de sa- bık gangsterül çileden çıkarmıştı İşte Lana Turnerin evine bunun -he- sabını sormaya gelen John Stompa- nato, annesi ile yaptığı münakaşa sırasında, Turnerin kızı tarafından vurulmuştu. Hadise Hollywood'da bir bomba gibi patlamış ve hemen he- men bütün meşhurlar Cherly Tur- ner ile Lana Turnerin götürüldüğü Beverly Hills karakolunun etrafına toplanmışlardı. — Gelenler — arasında Cherly'in babası Stepnen Crane ile Hollywood'un meşhur avukatı Jerry Gieslerde vardı. Jerry Ciesler der- hal hâdüseye el konmuş ve sanığın müdafaasını üzerine almıştı. Ayrıca Cherly'nin müdafaasından — Scotland Yard'ın da rol alacağı söylenmektey- di. Zira öldürülen gangster hemen bütün dünyada bilinen bir sabıkalı idi ve gecen sene Lana Turner Lond- rada 'Başka bir zaman, başka bir yer " adlı filmi çevirirken artistin pe- şınden Lohdraya gelmiş fakat lngılız polisinin "kendi menfaati icabı" der- al memleketi terk etmesini istemesi üzerine geri dönmüştü. Avukat Jerry Giesler'in söylediği- ne göre Cherly, çocuk suçları mah- kemesinde yargılanacaktı. Gene a- vukata' göre. Cherly ya müebbed hapse mahküm olacak, ya da beraat edecektı İşlenen suç, bir takıma nef si' müdafaa mahiyetindeydi Bir ba- kıma da düpedüz teammüden işlen- miş bir cinayet. 31