12 Nisan 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

iterdi Hürriyet için kuvvetleri — cüretlerini arttırıyorlardı. Diktatöre karşı top- yekün harp ilân eden Castronun as- kerler nakil vasıtalarını yok ederek iki koldan' Santiago'ya doğru ilerli- yordu. Yakında umumi grev ilân edi- lecekti. Havananın lüks Hilton Oteli- nin damından meçhul ellerin yağdır- dığı beyannameler halkı, — şimdiden hükümetle işbirliği yapmamaya çağı- rıyordu. Castronun komandolarından çekinen şoförler — işlerini — bırakmış, nakliyat büyük ölçüde felce uğramış- v kadınları yiyece stoklarım arttırıyorlardı Bankalardan paralar çekiliyordu. Üniversite talebeleri za- ten çoktan beri grevdeydiler. Sava- nadaki Unıversıte Talebeleri Fede- rasyonu" — ve eski Cumhurbaşkanı Carlos Prio Socarras'ın teşkilatı gibi gizli teşekküller faaliyetlerini arttır- mışlardı Diktatörün çürük bir mey a gibi dalından kopacağı — veya ko- parılacagı zaman yaklaşıyordu. Ama orduyu elinde tutan diktatör Batis- ta sonuna kadar direnmeye azimli Görünüyordu. Castronun üzerine bü- yük kuvvetler göndermişti Ameri- kan yapısı uçaklar asılerın karargâ- hını — fasılasaız. - bombalamaktaydılar, memurlar silahlandırılmıştı. Batista, Amerikanın israriyle yapmayı duşun— düğü seçimleri tabii çoktan tehir et misti. Küba üzerinde Örfi idare, bü- tün şıddetıyle hüküm sürüyordu. Dik- tatörün mutlaka kaybedeceği müca- dele, eğer ordu kuvvetleri batan ge- miyi zamanında terketmezlerse müt- hiş olacağa benziyordu. Açlık grevi I_İürriyet mücahitlerinin lehine bü- tün dünyada uyanan sempati git- tikçe — genişlemekteydi. — Amerikada bulunan Kübalılar, Castronun sesini dün duyurmak için her türlü fe- dakarlıga hazırdılar. Geçen haftanın başında, silâhları ellerinde Küba yo- dövüşen Castro günden güne lunu tutan 35 kişilik bir kafile, Ame- rikan sahil muhafızları tarafından ge- ri çevriliyordu. Amerikan — vatandaşı olan bu 35 Kübalı, teşebbuslerısın ya- rım kalmasına rağmen mücadele az- mim kaybetmemışlerdı Şefleri Arnal- do G. Barron "Biz demokrasi için dö- vüşüyoruz, Amerika bize yardım et- meli" diyordu. Hürriyet yolunda çar- pışmak için rahat evlerini terkeden bu otuz beş kişi, hâlen mücadeleleri- ne açlık greviyle devam — etmekteydi- ler. Sadece su İçiyorlar, verilen ye- mekleri reddediyorlardı. Nezaret al- tındaki otuzbeş Kübalı, de yalnız degildiler Dışarıda da aç- lık evleri anlar — çoğalıyordu. Onbeş kışılık kadınlı erkekli bir grup "Amerikan halkının kalbi bize sem- pati duyuncaya kadar greve devam edeceğiz" diyordu. Diğer bir Kübalı, Castronun bayrağını meşhur Empıre State Building uzerınde dalgalandın yordu. Aynı bir ay evvel Ey- fel Kulesine çekılmı açlık grevin- Diktatör Batista da tam mânasiy- le yalnız sayılmazdı. Hiç değilse Pe- ron ve Jimenez'i misafir eden Domi- diktatör, Amerikadap aldığı silâhlan, — tehlikedeki — meslekdaşına göndermekte tereddüt etmiyordu. Venezüella Karda emanet edilen kuzu Geçen haftanın başında sabık dik- tatör Jimenez, meşhur Miamiye tatile giderken, — Venezuellâda, ihti- lalden iki buçuk ay sonra, durum hâ- vuzuh kazanmış degıldı Eskı re- jimle kader birliği etmiş — subaylar ordudan temizleniyordu. Birçok gene- ral ve albay diplomatik bir vazifeyle dışarı gönderiliyordu. — Ellidört subay tekaüde sevkedilmişti. Yedi yüksek memur sürgün yolunu tutuyordu. Bü- tün bunlar sükünet İçinde yapılmıştı. Marcos Perez Jimenez ve Wotfgang Lârrazabel , Yemiyenin 24 malını yerler DÜNYADA OLUP BİTENLER Venezüella halkının en büyük korku BU, memleketi idare eden beş kişilik Junta mensuplarından birinin — veya ordunun, Jimenezin yerine geçmek hevesine kapılmağıydı. Ordunun bir hükümet darbesi dolaşıyordu. Halk, Genel Kurmay t- kinci Başkanı Yarbay Hugo Trejo'ya müstakbel bir diktatör gözüyle bakı- ordu. Bu endişeleri yatıştırmak için bizzat Trejo, "ordunun demokrasinin tesisinde destek olmaya söz verdiği- ni" ilân ediyordu. Maamafih uzun yıl lar diktatörlerin elinde kalan ene— zuellâda demokrasının en büyük rantisi, siyasi — partiler arasındakı anlaşmada gorulmelıydı Parti lıder— leri Dr. Rom Jovito ve Dr. Rafae zun mü kader birliği yapmaları gerektiğini biliyorlardı. Partiler ara- sındaki en ufak bir mücadele, İktida- rı ele geçirmek İçin, ordu tarafından bir mazeret olarak kullanılabilirdi. Ordunun eline boyle bir fırsat veril memeliydi. Bu siyasi Trealizm ve ol- gunluk, herhalde semeresini vermek- te gecikmiyecekti Bir aksilik olmaz- a bu yılın a doğru secımler ya- pılacaktı lhtılalın ilk — yıldönümün- de Venezuellalıların kendılerının seç- tikleri bir Cumhurbaşkanına kavuş maları kuvvetle muhtemeldı. Partiler siyasiı mücadele yapmamak hususun- da aralarında anlaşmışlardı. Müşte- rek bir adayla ortaya çıkacaklardı. yapacağı şayiaları Orduya en ufak bir açık kapı bı- rakmamak için partilerin — gösterdiği bu azim, diktatör namzetlerinin he- veslerini kıracak kadar kuvvetliydi. Kanada Görülmemiş zafer Geçen hafta Kanada — Muhafaza- kâr Partisi, 265 koltuğun 209 unu elde ederek rakiplerini tam bir hezi- mete — uğratılıyordu. Muhafazakârlar yirmibes- senelik bir ayrılıktan sonra geçen Haziranda, yeniden işbaşına gelmişlerdi. Fakat o zaman mutlak ekseriyeti - elde edememişlerdi. Güç- lüklerle karşı karşıyaydılar. Bu du- rumda Parti lideri Diefenbaker, yir- mıbeş yıldır. beklenen koltuklara sıkı sıkıya — yapışmaktansa, tekrar seç- menlerin önüne gitmekte tereddüt et- medi. Kanadalılar bu cesur hareketi fazlasıyla mükâfatlandırdılar. Geçen Haziranda 64 koltuğa sahip olan eski iktidar partisi Liberaller, bu sefer 25 koltukla geri dönüyorlardı. tisi 25 ten 8 e düşüyı . di Partisi 19 temsilcisini de kaybede- rek koltuksuz kalıyordu. Bu hakika- ten demokrasilerde her siyaset ada- mının rüyasına giren mutlak bir za- ferdi. Diefenbaker'in zaferi, Kanadanın siyaseti üzerinde elbette bir tesir yapraıyfecaiktı. Tek değişiklik, navatana karşı ananevi bir sempati duyan Muhafazakârların İngiltereye olan'muhabbet jestlerini arttırması olacaktı. dış AKİS, 12 NİSAN 1958