F E Amerika Sputnik'lere rağmen... eçen hafta Eisenhower, hüküme- tinin dünya meseleleri hakkında görüşlerini sadece haftalık basın konferanslarında vermekle iktifa et- medi. Doğrudan doğruya Amerikan milletine televizyon ve radyo ile hi- tap etti. Milli buhran zamanlarında Başkanlarının sesini işitmeğe alış- mış olan Amerikalılar bu konuşmayı büyük endişe ile bekliyorlardı. Bir- kaç haftadır Krutçef, — Sputniklerin yerdiği cür'etle dünyaya meydan o- kuyor, açık ve kapalı şekilde tehdıt ediyordu. Amerıkalıların zihnin birçok sualler vardı: r yarının harplerinde kullanılacak silâhlarda hakikaten Amerikadan ilerde miydi- ler? Rus ilmi ve teknolojisi son sene- lerde farkına varılmadan buyuk in- likeye mi düşmüştü ? Eisenhower işte bu endişe dolu suallere cevap vermek için milletinin karşısına çıkmıştı. Eisenhower'e göre memleketin en büyük eksikliği -diğer memleketle- rin tahayyül edemıyecegı kadar bol para sarfedilmesine rağmen fen eğitimine kâfi ehemmiyet veril- memesi ve ilme milli hayatta lâyık olduğu mevkiin tanınmamasıydı. İ- kinci eksiklik ise, gerek hükümetin ele aldıgı pro;elerde, gerekse sanayi- de mel araştırmaların" -yani na- Zzari çalışmalarla uzun vadeli tecrü- bi çalışmaların- zayıf olmasıydı. Bu eksikliklerin, giderilmesi — hakkında hükümetin teferruatlı görüşü ve dü- şünülen tedbirler Eisenhowerin 13 nutukta belirtilecekti. İlk tedbir ola- rak Eisenhower, hükümetin doğru- dan doğruya idare ettiği ilim proje— lerinde Başkana bağlı olarak bir "ti- mi Genel Kurmay Başkanı" tâyin e- diyordu. Bu, Massachusetts İnstitute of Technologynm Başkanı olan Dr. James R. Killian olacaktı. Bütün ilmi çalışmaları koordine etmek ve ran- dımanı arttırmakla vazifelendirilen Killian hem ilim adamı olarak, hem de idareci olarak tecrübe sahıbıydı Her şey güllük gülistan değil isenhowerin nutkunun — bilhassa Amerikan milletinin gerilen sinir- lerini teskin etmeği hedef tutan nik- bin bir ton taşıdığı dikkatli müşa- hitlerin gözünden kaçmadı. Başka- nın soylemedıgı birçok şey — vardı. Roket ve sun'i peyk programlarının (bk. AKİS Sayı 183, FEN) gecikme sebeplerini hususi bir Meclis Tahki-. katı araştıracaktı. Harbiye Bakan Yardımcısı Paul D, Foote daha bu tahkikat komisyonunun karşısına çıkmadan -bir Sivil Korunma Komis- yonu önünde- bocalamıştı. —Önce, “Ruslardan dört beş sene gerideyiz, bu arayı kapatmak çok güç olacak" demiş, sonra bu beyanını tekzip ede- rek "halen dört beş sene gerideyiz AKİS, 16 KASIM 1957 N Parlak Fikir rutçef Yoldaş K dünyanın yüreğine : Mareşal Zukof'a bır şey ya pılmayacaktı, Mareşal Zukof'a münasip bir yer aranıyordu. Şu, Krutçef Yoldaşın hiç ak- geçenlerde, yok. Elinde Sputnik I var, Sput - nik II var. Laika yerine, koysa ligine Mareşal Zukof'u. Hem o rahat etsin, kendisi! hem R uslar, gururla ilân edıyor- yerine Sputnike alınmak için kuyruk olmuşlar. Onlara ilim âşıkı değil, açık- göz derler. Rusyada yasamak- tansa Sputnikte — yaşamanın müreccah oldugunıı artık ço - cuklar bile biliyo: demek istemiyorum, onlara çok ya- kınız" diye konuşmuştu. Foote'a gö- re Ruslar roket çalışmalarına 1945 de başlamışlar, Amerika ise 1952 de işe girişmişti. İlim yarışında mühim bir âmil el- bette ki çalışan ilim adamlarının sa- yısıydı. Rus vi larının arasındaki muazzam olduğuna inanmak — için pek safdil olmak lâzımdı. Foote Ame rikada hâlen 840.000 ilim adamı ve Dr. James R. Killian "İlmi Genel Kurmay Başkanı" mühendis bulunduğunu bunun 250.000 inin araştırma ve geliştirmede çalış- tığını, bunun da 100.000 inin savun- ma projeleri ile meşgul söylüyordu. Bu rakkamlar, Batı dün- yasının bütün diğer memleketleri i- çin muazzamdı. Bu kadar insanın ça- lıştığı ve milyonlarca doların sarfe- dildiği projeler elbette ihmal edilmiş sayılamazdı. Anca oote mebusla- ra Rusların ne' kadar insan çalıştır- dığını söylemiş miydi? Alınan ha- berlere göre Rusların 1.500.000 - ilim adamı ve mühendisi yardı. Uzun va- deli temel araştırmalarında bir Ame- rikalıya mukabil üç Rus çalışıyordu. Rus Unıversıtelerı 1lım ve teknoloji sahalarında bu se mezun vermişti. Amerıka ıçın ise bu rak- kam 70.000 idi. Kasım ihtilâlinin 40 ıncı yıldönü- münde Ruslar Moskovadaki resminde çeşitli yeni silâhları, roketi, atom bombası atabilen topları seyrederken, hür dünya memleketle- ri ümitlerini her zamandan daha fas- la olarak Amerikaya ve Eisenhowe- rin konuşmasından sonra yeni ham- leler yapmak mecburiyetinde — olan Amerikan ilim ve fen — adamlarına bağlıyordu. Rusya Sputnik II den haber yok Kasım 1957 günü Moskova Rad- yosu, Sputnik II'nin dünya etra- fında 68 devir yapmış olduğunu ve peykten alınan radyo sinyallerine gö- re köpeğin -ki adı bazı kaynaklara göre Damka diğer bazılarına göre Laika, gene bazılarına göre Kudr- yavka idi. sıhhatte olduğunu bildiri- du. Kasım ihtilâlinin 40 ıncı yıldönü- mü münasebetiyle Rusların köpeği peyleten fırlatıp tekrar arza indire- ceklerini bekliyenler yanılmışlardı. Fakat bu yayından, sonra nedense Ruslar ne köpeğin, ne de peykin lâfını etmediler. Rivayetler dolaşma- ğa başladı: Köpek — ölmüştü, yahut hakikaten peykten fırlatılmış ve -yolda ölmediyse. dünyaya inmişti, yahut da Sputnik II nin radyosu bo- zulmuştu. Prag menseli bazı haber- ler kopegın Moskovanın 30 kilomet- re uzağın ir yere sağ salim in- dıgını bile soyledıler. Bu haberi güya Çekoslovak ilim adamları Rus mes- lekdaşlarından almışlardı! Gerçi Sputnik II yi -veya köpeğin bulunduğu kısmı- frenlemek m kündü. Zira anlaşıldığına göre p kin icabettiği zaman çalıştırılabilecek bir roketi vardı. Roket peykin gidiş istikametinin —aksine çalıştırılırsa peyk yavaşlar ve arza. yaklaşırdı. Bu mkündü ama, çok zordu. Ruslar acaba bu tecrubeyı yapabilmişler miydi? Köpek sag mıydı, yoksa öl- müş müydü? Spu su mu bozulmu ştu7 Birçok kimse bu suallerin cevabını almak için Ruslara müracaat etmiş, fakat ne müsbet n menfi bir cevap alamamıştı. Sputnık II ve Ruslar, Kasım İhtilâlinin 40 ın- cı yıldonumundenberı susuyorlardı.