Muhalefet Yeni ruh (Kapaktaki Milletvekili) u hafta içinde bir gün, Ankarada Rüzgârlı Sokaktaki pembe boya- li bir hanın, kapısından Üç adam girdi. İkisi uzun, biri orta boyluydu. Üçü de gençti. Heyecanla merdiven- lerden çıktılar ve binanın henüz bo: bir dairesini gezdiler. Bakışlarından beğendikleri anlaşılıyordu. İçlerinden gözlüklü olanı: "— Mükemmel!..." dedi. Bunlar, daire arayan kiracılardı. Ama, evlenmek üzere olduklarından böyle bir gayrete gelmemişlerdi. U- zun boylulardan birinin adı Osman Okyar, diğerinin ki Turhan Feyzioğ- lu idi.. Orta boylusu ise Bülent E- cevit Aadım taşıyordu. Gençliklerin- den başka bir muşterek vasıfları da- ha vardı: C. H. P. li idiler ve parti- lerine yeni bir ruh aşılamaya çalışı- yorlardı. Turhan Feyzioğlu ve Bülent Ecevıt mılletvekılı seçilmişlerdi. Os- n Okyar, yarın oğludur- Istanbuldan aday gosterılmış, fakat orada kazanamamıştı. Mil- olmak veya olmamak, bu genç adamlar için ikinci derecede kalıyordu. Eski partide yeni usuller- le çalışabilmek! İşte, arzuları buy- ç genç adam bu haftanın ba- şında Rüzgârlı sokaktaki pembe bo- yalı hanın kapısından girerlerken C. H. P. içinde böyle bir zihniyet bul- muş olmanın memnuniyetini duyu- yorlardı. Hakikaten Yenişehirdeki C.H.P. Genel Maerkezinde son günlerde bü- yük bir canlılık hüküm — sürüyordu. Gelenler, gidenler hiç eksik olmuyor- du. ir hayli eski binanın merdi- venlerinde artık ağır ağır çıkan in- sanların değil, çevik ve kararlı a- dımlarla yürüyen insanların — ayak sesleri duyuluyordu. P. nin Ba- yındır Sokaktaki binasını adeta genç- ler istila etmişti. Gerçi bu binada yaşlılar da vardı. Gençler, bunlara son derece saygı, yılların verdiği tec- rübelerden istifade etmek için de a- zami gayret ve dikkati gosterıyor— lardı ama, aslında P. Genel Merkezindeki yaşlı ve tecrübeli poli- tikacılara da ihtiyar demek, için bin şahit isterdi. 27 Ekimde yapılan se- çimlerde —alınan neticeler bu yaşlı ve tecrübeli politikacılar için adeta bir gençlik aşısı olmuştu. Onlar da şimdi gençler gibi ahşap merdiven- leri ikişer üçer basamağı birden at- lıyarak çıkıyor, münakaşalara hara- retle katılıyor, yüksek sesle konuşu- yor, hattâ bazan dinamik kararların verilmesinde gençleri — gölgede bıra- kan bir rol oynuyorlardı. H. P. büyük bir canlılık içindeydi. Partinin çalışma şekli baştan aşağı gözden geçiriliyor, bir muhalefet partisinin nasıl çalışması, neler yapılması ge- rektiği hususunda yeni yeni, karâr- lar alınıyordu. Eğer bu haftanın içinde, AKİS, 16 KASIM 1957 Bayın- Osman Okyar İlmin ışığı dır Sokaktaki evi bir başka — eve benzetmek gerekseydi hatıra — gene Ankarada, Sümer sokaktaki bir bina- nın 1946 yılındaki hali gelebilirdi. O tarihte orada, 21 Temmuz seçimle- rinden çıkan D. P. çalışıyordu, llmı metodlar Uç genç partili Rüzgârlı sokaktaki binaya bir araştırma merkezi kur. mak için gelmişlerdi. Partinin ileri Bülent Ecevit Gençliğin ateşi YURTTA OLUP BİTENLER gelenleri kendilerine teklif edilen böy- le bir merkezin lüzumunu kavramış- lar, genç ilim adamlarına destek ol- mayı kabul etmişlerdi. Gençlerin ne- şesi Genel Merkezde bu havayı bul- muş olmaktan ileri geliyordu. Pembe, boyalı handaki, aylardan beri boş du- ran dairelerden biri kiralanacaktı. Siyasi, ekonomik ve sosyal araştır- malar komisyonu bu binadaki büro- da faaliyete geçecekti. Bu komisyon, partıyı ilgilendiren muhtelif mesele- ler 'üzerinde duracak ve tamamı ile ilmi bir süzgeçten geçecek olan ra- porların, doğrudan doğruya — Genel Merkeze verecekti. Komisyonun ça- lışmalarına bütün partililer katıla- bilecekti. Osman Okyar, Bülent Ece- vit ve Turhan Feyzioğlu komisyonun şimdilik belli olan ilk üyeleri idi. Bu kadronun kısa bir zamanda politika- da temayüz etmiş ilim adamlarımızla takviye edileceği anlaşılıyordu. Bey- nelmilel şöhrete sahip bir iktisatçı o- lan Osman Okyarın bu bürodaki fa- alıyetı cidden meraka değer olacak- Böylece, ilk defa olarak bir siyasi partı bir sistemli çalışma hayatına girmiş oluyordu. Fek çok ilim adamı- nın bu çalışmalara zevk duyarak katı- lacağı muhakkaktı. 27 Ekim ruhu, 27 yıllık partiye yeni bir hayatiyet ver- mişti. Hakikaten, şimdiye kadar bizim partilerimiz aşiret usulleriyle çalış- mışlardı. Milletvekili olmak isteyen bir takım kimseler buralarda top- lanıyorlar ve bu maksada en uygun alışma tarzını makbul sayarak kısa vadeli faaliyet gösteriyorlardı. Hal- buki Batı memleketlerinde siyasi par— tiler bekalarını şahıslardan beklem yen, uzun vadeli teşekküllerdi. merkezleri vardı, araştırma merkez- leri vardı, gençleri kendilerine çe- kiyorlardı, kadınları etraflarında top- luyorlardı. Seçımlerı takıp eden şu haftalar içinde C. öyle bir yo- lu tutmak azmınde gorun üyordu. Osman Okyarın idaresindeki tetkik merkezi ilim adamlarım ve gençleri cezbedecek usulleri tatbike hazırla- nırken, Parti kadın seçmenler üzerin, de alâkayla durmaya bakıyordu. Bir kadın müilletvekili — meclise — sokul- muştu ve ondan ev kadınının, dertleri- ne tercüman olarak hem Parti içinde, hem Partidışında bekleniyordu. Zira D.P. li kadın milletvekilleri hakkında beslenılen ümitleri, geçen yıllar silip götürmüş, bunların en iyileri, Nazlı Tlabarlar ya da Aliye Coşkunlar Par, İlım ti mekanizman içinde — kendilerini kaybedip gitmişlerdi. Ankaranın bir köyünde 957 seçımlerının çok yaklaştığı günlerden biri idi. Ankara ve köy. leri bir beklemenin heyecanını yaşı- yordu. Gazetelerin bayilere gelmesi ile bitmesi bir oluyordu. eden, mitinglere koşan, herhangi ve- sileyle kuyruğa giren veya umumi bir yerde radyonun sesini duyan insan- lar birbirlerine bakıyorlar ve adeta sessizce anlaşıyorlardı. Herkesin ka- fası seçimlerle ve memleket mesele- l11