DÜNYADA W Doğu - Batı Sputnikin gölgesinde D ünyanın en tanınmış gazetelerı— nin basında gelen York Times, bundan birkaç hafta önce, Oo zamana kadar "Doğu-Batı münase- betleri" başlığı altında verdiği haber- leri bundan böyle "Sputnık politikası" başlığı altında Verecegım söyliyerek şöyle yazıyordu: — "Filhakika, artık tiyle anlaşılıyor ki Doğu ile Batı ara- sındaki münasebetlerin ağırlık mer- kezini uzun bir müddet bu küçük sun'i peyk teşkil edecektir," Geçen hafta içinde cereyan eden olaylar, ünlü Amerikan gazetesinin bu teşhisinin ne kadar yerinde oldu- ğunu bir kere daha büyük açıklığıy- la gösteriyordu. İkinci sun'i peykle- rini de attıktan sonra Ruslar etrafla- rına daha büyük bir güvenle bakma- ya başlamışlar, diplomasi alanında- ki teşebbüs üstünlüğünü kendi elle- rine almışlardı. Nitekim bundan iki hafta önce Moskovadaki Türk Bü- yükelçiliğinde verilen bir — Ziyafette kadehini Sputnikle beraber barışın da şerefine kaldıran Krutçef, geçen Pazartesi günü Birleşmiş Milletler- deki temsilcilerini bu — teşkilâtın si- lâhsızlanma ile ilgili komitelerinden çekmekte bir mahzur görmüyor, Komünist ihtilâlinin kırkıncı yıldö- nümü münasebetiyle Cuma sabahı Kızıl Yıldız meydanında yapılan tö- rende konuşan yeni Rus Savunma Bakanı Molinovski 1se yeniden Tür- kiyeye hücum etmeye başlıyordu. Gene aynı günlerde Moskovada ağız- dan ağıza dolaşan bir şiirinde, ta- nınmış Rus şaırlerınden Bezimenski şöyle diyordu Sputnıkın içindeki küçük köpek- çik iyi, Fena olan Dulles'ıin durumudur." Geçen hafta içinde Rusların yeni- den sertleşmeye başlayan hareketle- rine Batılılardan gelen tek cevap, Başkan Eisenhower'in yaptığı bir te- levizyon — konuşması — olmuştu. Bu Konuşma sert olmaktan uzaktı ve hatta denilebilir ki, Rus idarecileri— ni daha da cüretlendirecek kada yumuşak bir dille yapılmıştı. Baş— kan Eisenhower, hür dünyanın aske- ri gücünün komünistlerinkinden da- ha fazla olduğunu söylemekle bera- ber eğer Batılılar arasında bılgı tea- tisi yapılmazsa Amerikanın önümüz- deki yıllarda ilim alanında çok geri OLUP Andrei Gromyko Yeni komisyona havale kalması ihtimali bulunduğunu ilâve etmeyi de unutmuyordu. — Başkanın bu sözleri bütün hür dünyaya çalınan bir tehlike çanıydı. Amerikanın en yüksek kademeli idarecisi, açıkça, i- lim üstünlüğünün Ruslara kaptırıldı- ğını itiraf ediyordu. Askerliğin, kuv- vetini ilimden aldığı bir sırada bu üstünlüğü Ruslara kaptırmak, ger- çeklerin acılığını yumuşatmak için söylenen sözler ne olursa olsun, as- keri üstünlüğü de Ruslara kaptır- maktan başka bir mânaya gelemezdi. Bu ise, Batı dünyası için hiç de iç a- çıcı bir şey olmasa gerekti. ca, Doğu ile Batı arasındaki münasebetler geçen hafta da Sput- nikin gölgesinde gelişiyordu. Birleşmiş Milletler Rusların boykotu irleşmiş Milletler — çalışmalarına katılmak amacıyla uzun bir müd- dettenberi New-Yorkta bulunan Rus Dışişleri. Bakam Andrei Gromyko, geçen ayın son günlerinde, Genel Ku- BİTENLER rula bir karar sureti takdim etmişti. Asık çehreli Rus diplomatı, bu karar suretinde, Genel Kuruldan, Birleş- miş Milletlerin bugün iş başında olan Silâhsızlanma Komisyonu ile bu ko- misyonun son zamanlarda Londrada toplanan tali komitesini lâğvederek, bunların yerine bütün Üye devletle- rin birer temsilcisinden teşekkül ede- cek daimi bir komisyon kurmasını istiyordu. Silâhsızlanma Tali Komitesinin Londra çalışmalarının akamete uğ- radığı gündenberi, — Rusların böyle bir teklif yapmaları beklenmiyor de- ğildi. Bilindiği gibi, bu — çalışmalar sırasında Rus temsilcisi bir yandan, Amerikan, İngiliz, Fransız ve Kana- da temsilcileri diğer yandan birbiri- ne Zıt bir sürü fikir ileri sürmüşler ve neticede, bir anlaşmaya varmak mümkün olmadıgından dağılmak zo- runda kalmışlardı. Bu bakımdan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun bu oturum devresi gündeminin en önemli maddelerinden' biri de silâh- sızlanma maddesi olmuştu. Şimdi bü- tün dünya silâhsızlanma meselesinde bir hal çaresinin bulunması yolunda- ki ümitlerini Genel Kurula bağlamış, gelen haberleri büyük bir heyecan- la takibediyordu. oğrusunu söylemek — gerekirse, geçen haftalar içinde Birleşmiş Mil- letlerden gelen haberler de Genel Ku- rula bağlanan ümitlerin pek gerçek- leşecek cinsten olmadığım gösteri- yordu. Gerçekten, sılahsızlanma me- selesini görüşen siyasi komisyon ö- nünde söz alan taraflar uzlaşma ta- nımıyan bir inatla eski görüşlerinde ısrar ediyorlar, Ruslar hâlâ atom ve hidrojen bombaları denemelerinin ka- yıtsız şartsız durdurulmasını ister- lerken Batılılar da, havadan kontrol sisteminin Ruslar tarafından kabulü alinde, iki ilâ üç senelik bir müd- det için bu denemeleri durdurmaya yanaşabileceklerini söylüyorlardı. Siyasi komisyondaki müzakereler sonunda doğan hava, daha ziyade Batılılar için elverişli bir havaya ben- ziyordu. Filhakika, yapılan oylama- lar sırasında Rus teklifleri birkaç oy- dan fazlasını toplayamazken, teklifleri üçte iki çoğunluğun 'tasvibi- ni kolaylıkla — kazanabiliyordu bakımdan Rus Dışişleri Bakanı Gromyko'nun yaptığı yeni teklifin gayesi, silâhsızlanma meselesini Ruslara taraftar devletlerin de bu- lunduğu büyük bir topluluk huzurun- AKİS, 16 KASIM 1957 New York Times'in başlığı Bir politikanın isim babası