ciyeci ile evlenerek Ankaraya yerleş- Aile hayatı 7 Ekim seçimlerini belki de en geç duyan. Elli ailesinin reisi ol- du. Nihat Elli vazife ile Beyrutta bu- lunmaktadır. Fakat bu güne kadar yaşadığı faal hayat Übeyde Bilinin ev hayatında nasıl bir değişiklik ya- pamamışsa, milletvekilliği de ayni şekilde bir değişiklik yapamıyacak- tır. Übeyde Bilinin hayattaki en bü- yük zevklerinden biri ev ve mutfak işleridir. Dikişi ve buz dolabında mu- hafaza edilebilen pratik, lezzetli ye- mekleri hazırlamayı çok sever. Eşine dostuna daima tarif edecek bir ye- meği vardır. Ankara Ev Ekonomisi Kluplerıne devam edenler onu sık sık görmek fırsatım bulmuşlardır. Bir mutfak önlüğünü biçerken gösterdi- ği dikkat, ondaki metodik — çalışma kabiliyetine işarettir. Ayal klüplerde faal vazifeler alarak, sağlık bahisle- rinde liderlik yapmıştır. Fakat gaye- si daha ziyade evi için birşeyler öğ- renmek ve evi için birşeyler yapmak- İki çocuğu vardır. Kızı Serap evlidir. İki torunu, Sedefle Deniz, Ü- beyde Ellinin büyük aşkım teşkil e- derler. Oğlu Can ise Hukuk Fakülte- sinin son sınıfındadır. Canın annesin- de en çok taktir ettiği taraf dışarda- ki hareketli hayatına rağmen ev hayatını hiç bir zaman ihmal etme- miş olmasıdır. Cana göre annesi, her- şeyden önce, mükemmel annedir. Ço- cukları için yapmıyacağı fedakârlık yoktur. Evi dâima çok temiz, yemek- leri daıma lezzetlidir. Can, annesinin herhangi bir mevzuda sinirlendiğini hiç görmemiştir. Übeyde Elli tayyör giymeyi çok sever, bere şapkaları, güze luz- ları, rahat ve pratik kıyafetlerı var- dır. Fakat süslenmez Oğlu Can bir- gün düşünmüş düşünmüş annesi- nin saçlarını degışık bır şekılde ta- radığını bile hatırlayamamıştır Son ra birden annesinin hiç boyanmadığı- nı da keşfetmiştir. Keşfetm kü Übeyde Elli renkli, canlı, bir cılde sahiptir. Makya]sız oldu- ğu kolay kolay anlaşılmaz. Omuzlara yüklenen vazife beyde Elli 1957 seçimlerinde Mec- lise giren sekiz hanım Millletveki- linden biridir ve bunların içinde de tek muhalif olanıdır. Bu bakımdan Übeyde Ellinin omuzlarına yüklenen yük, diğer hanım mılletvekıllerınınkı- ne yüklenenden daha d ümit edilir ki Meclisin 10. donemın- deki üç milletvekili hanımın 1lâfını edip edip de bir türlü tahakkuk saf- hasına getiremedikleri bazı teşebbüs- leri tek başına Übeyde Elli yüklene- cektir. Übeyde Elliye göre bir cemiyet- te kadın kalkınırsa cemiyet kalkınır. Bu bakımdan, aydın Türk kadınına mühim vazifeler düşmektedir. Übey- de Ellinin inandığı, imanla inandığı, fikrt kalkınmanın her türlü kalkın- mada esas olduğudur. İşte bunun i- çin de "demokrasi yolunda ilerleme" prensibine sadıktır. Muhtelif siyasi Son Seçimin Öğrettiği Gerçek S on seçimlerin ışık' tuttuğu bir çok gerçekler var: 0. P. ye ha- kim olan zihniyet, Türk — milleti- nin çoğunluğu tarafından redde- dilmiştir. Programı ve prensipleri kendi liderleri tarafından çiğne- n D. P., ana hürriyetleri birer bırer kısan baskı tedbirlerinin ve hatada inatla israr mânasına ge- len enflâsyon politikasının zarar- larını çekmektedir. 27 Ekim 1957 Seçimleri, D. P. yi fiilen iktidardan uzaklaştırma- sa bile, "İktidardaki azınlık par- durumuna düşürmüştür. C P. ise seçimlerden, geli- şen, zındeleşen, kökleşen bir par- ti olarak çıktığı şüphesizdir. u satırların yazıldığı ana ka- dar, Adalet Bakanlığı — seçimlere iştirak nisbetini ve her partinin aldığı oy sayısını yayınlamağa ya- naşmamıştır. Hattâ, seçim sonuç- larının en ince teferruatına kadar İngiltere'yi — örnek , "İngilterede de parti- lerin aldıkları ov sayısı yayınlan- maz" tarzında bir safsata ortaya atılmıştır. 1Seçim Kurullarından topla- nan resmi bügilere gore yaptığı- mız hesapta, D. P. nin, & 4 daha az rey elde ettiği, muhal fe- tin ise 26 52'den fazla rey aldığı açıkça anlaşılıyor. C. H. P. ne ve öteki muhalif partilere temayülü sezilen birçok merkezlerde, büyük ölçüde kütük perışanlığı olmasaydı, radyo tam bir 1957 seçımlerı 1950 seçımlerınden çok farklı şartlar altında cereyan etmeseydi netice herhalde D. P. nin daha da aleyhine olurdu. u yazıda üzerinde dur- mak ıstedıgımız asıl hakikat bu de- ğildir. , Son seçimlerin en manalı tara- fi, bence, Türk milletinin olgunlu- ğunu ve demokrasi dâvasına sahip çıktığını, şüphecilere ve mütered- ditlere göstermiş olmasıdır. Bu seçimler, en adi din istis- marcılığının. Türk — milletinin şu- uru karşısında nasıl körlendiğini anlattı Bu seçımler, Türk köylüsünün memleket meselelerini bütün ola- rak kavrayamadığını, küçük taviz- ler, bos vaitlerle aldatılabileceğini sananların ancak kendi kendileri- partiler arasındaki mücadele gayet normaldir ve iktidardaki bir partinin iktidarı muhafaza edip hizmetlerine devam etmek istemesi nasıl bir hak- sa, muhalefetteki bir partinin de ik- tidarı ele alarak kendi programını yürütmek istemesi o derece tabiidir. Prof. Dr. Turhan FEYZİOĞLU ni aldatmakta olduklarını ortaya çıkardı. Gene bu seçimler, Türkiyede vatandaşların, köylüsüyle kentli- siyle kendı gunluk hayatları ü- zerinde reji meselerinin tesi- rini açıkça gordugunu gösterdi. Türk milleti öteden beri, vatan sevgisiyle, kuvvetli cemiyet şuuru iletemayüz etmiştir. Buna şimdi, çok partili hayat içinde edindiği si- yast olgunluk daeklenince, artık Türkiyede demokrasinin tam ma- nasıyla yerleşıp işlemesine hiç içti- mat bir engel tasavvur edilemez Nasıl Batının demokrasiyi be- nimsemiş memleketlerinde iktisa- di kalkınmayı, içtimai ve siyasi is- tikrarı demokratik usüllere bağlı- lıkla, vatandaş hak ve hürriyetle- rine saygı ile bağdaştırmakta hiç bir zorluk çekilmezse, artık, Tür- kiyede de böyle bir zorluk mevzu- ubahis edilemez. . Bilâkis, milletin son seçimler- de açığa vurulan davranışı kesin olarak — göstermiştir ki, — bugün Türkiyede, meselâ bir ıktısadı kalkınma hareketini yürütebilme- nin bir şartı plânlı, — programlı davranmaksa, Aaynı derecede ö- nemli bir başka şartı da, demok- rasinin bütün icaplarına uym daş hak ve hurrıyetlerıne en demokratik memleketlerde olduğu kadar saygı göstermektir. Demokrasi, bütün diktatörlük- lerde halkı uyuşturmak ve liderin her kaprisine katlanmağa, bütün baskılara boyun eğmeğe zorlamak veya razı etmek için öne sürülen, gayenin her vasıtayı meşru kıldı- ğı düşüncesini reddeder Demokraside, vasıtalara en az gaye kadar değer vermek, insana verilen değerin bir icabıdır. Son seçimin öğrettiği en ö- nemli gerçeklerden biri, artık Türkiyede de, — vasıtalara en az gaye kadar önem vermeyen, bir takım uzak gayeleri bahane ede- rek vatandaşları demokratik hak ve hürriyetlerinden, huzur ve gü- venliklerinden fedakârlığa — zorla- an bir idarenin halk tarafından desteklenmiyeceği gerçeğidir. Bu gerçeği idrak edip ona göre davranmak, bundan böyle, Türki- yede herhangi bir İktidar partisi için, başarının halk tarafından tu- tulup desteklenmesinin, başlıca şartıdır. İşte 11. dönem Ankara Milletvekili Übeyde Elli bunları düşünerek Millet Kürsüsünden yemin etmiştir ve bun- ları hiç hatırından çıkarmadan dört yıl çalışmak azmindedir. Ankaranın ve milletin kendisinden neler istedi- ğini bilmektedir.