16 Kasım 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

16 Kasım 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER polıtıkası takip edilirken bir takım "iyi yüre eklilik" tezahürlerinin gel- mesini beklemek lâzımdı. Bölükbaşı meselesi bir kısmi af çerçevesi için- de hal yoluna sokulabilir, böylece ne şiş, ne de kebap yanardı. O suretle hapishanede bulunan fikir suçluları gibi hapishaneyi boylamak üzere o- lan bir takım seçim suçlulara da kur- tulurdu. Zaten G. P. nin son se- çimlerdeki tutumu dolayısıyla umu- mi Sempatiyi tamamile — kaybetmiş bulunmasının — gölgesi, Bölükbaşının üzerine de çoktan düşmüştü. Şimdi Bölükbaşı hakkında milletçe duyu- lan his, haksızlığa uğramış sayılma- sının doğurduğu derin merhametten ibaret kalmıştı. Cumayı bekleyiş B u haftanın ortasında gözler Cuma günkü Meclis toplantısına çevril- süslenmiş, her tarafa bayraklar asıl- mıştı. Zaten başkent Pazartesinden beri bir bayram havası içindeydi. So- kaklarda beyaz, kırmızı ve yeşil renkler hakimdi. D. P. İktidarının başından beri, hele şu son yıllarda bu bayram havası, Ankara için âde- ta tabii bir hava haline gelmişti. Ama Çarşamba akşamı hareket e- den tren bir hususiyet taşıyordu: bir Avrupai ziyaretin Ankara faslı kapa- nıyordu. Hakikaten İtalya Cumhur- kanı Giovanni Gronchi batı mem- leketlerindeki âdetler gereğince sa- dece dört günlük bir ziyaret yapmak üzere Türkiyeye gelmişti ve Çarşam- ba akşamı, İstanbula müteveccihen başkentten ayrılıyordu. Romada işi vardı, zira,, bir şark sultanı değil, me- sulıyetlerını müdrik bir devlet ada- mıydı. Bayar Gronchi'yi karşılıyor Milletler de elele mişti. Gergi hükümet — programının tenkidi, her halde o gün yapılmaya- caktı. Ama bir küçük müsademenin cereyanı muhtemeldi. C. H. P. seçim şikâyetlerini Meclise getirecekti. Bu, muhakkaktı. Hava ancak ondan son- ra elektriğini kaybedebilirdi. Mille- tin şikâyetlerini Meclise Muhalefet mi aksettirecekti, yoksa artık D. P. aklını başına toplayıp bu işi bizzat mı yapacak, böylece Muhalefeti si- lahsız mı bırakacaktı? İşte, n, bir Hamlet edasıyla kendi ken- dısıne bu günlerde sorduğu sual buy- du. Dış Politika Avrupai bir ziyaret arşamba akşamı Ankaradan bir ç tren hareket ediyordu. İstasyon 10 Giovanni Gronchi Ankarada bü- yük sevgi ve saygı görmüştü. Evve- lâ, bilinen şahsiyeti dolayısıyla her- esin nazarında ehemmiyet taşıyor- du. Ziyareti uzun haftalar surmeye— cekti ama, Ankaradaki üç gün için- de hakıkaten faydalı temaslar yap- mak imkânı vardı. Bu imkânı Türk ve İtalyan devlet adamları iyi şekil- de kullandılar. Hakikaten bu haftanın — başında Salı günü Çankaya köşkünün büyük bir salonunda Giovanni Gronchi ve Celâl Bayar karşı karşıya oturdukla- Tı zaman -yanlarında Menderes ile Pella ve diğer mütehassıslar vardı- Türkiyeyle İtalyanın görüşecek hay- li meselesi olduğu ortaya çıktı. Ev- velâ Orta Doğu işleri vardı. İtalya, bilhassa Gronchi,. Orta Doğuyla ya- kından ilgiliydi. Petrol — dolayısıyla Romanın eli bizim bölgeye uzanmış- tı; İranda İtalyan menfaatleri vardı. Fakat Gronchi bu kadarla kalmak istemiyordu. Türkiye ile Arap âlemi ve bilhassa Suriye arasındaki ihtilaf— ta kendisine bir rol düşerse pek mı nun kalacaktı. Batılı diplomatik çev— relerin nazarında Türkiye-İtalya gö- rüşmelerinin en mühim kısmı oydu. Çankaya köşkünde İtalyan heyetine Suriyeye karşı Türkiyenin vaziyeti etraflı şekilde izah edildi. Türkiye komşusuna karşı mütecaviz emeller beslemıyordu a, hudutlarının be- risine, Suriyenin takatinden çok fâz- la miktarda Rus silâhı yığılırsa ted- birli davranması tabii karşılanmalıy- dı. İtalya Cumhurbaşkanına mese- lenin son gelişmeleri, Kral Suud'un vaziyeti hakkında da malümat ve- rildi. Buna mukabıl İtalyanın tutu- mu Öğrenildi bizim üzerinde asıl dur- duğumuz nokta Kıbrıs ve - iktisadi münasebetlerdi. Kıbrıs işi umumi çer- çeve dahilinde ele alındı İtalya NA- TO mensubu olarak hem Turkıyenın hem Yunanıstanın müttefikiydi. Bu bakımdan Vazıyetının nazik bulundu- ğunu kabul e meye imkân yoktu. Fakat Roma hukumetı bu ihtilâfta bütün NATO camiasının tutumunu benimseyecekti. Bu, ne fazla bir şey demekti,'ne de az. NATO'nun Yunan politikasına pek taraftar olmadığı- nın bilinmesi, bir açık kapı bırakı- yordu Misafirlerin "favori mevzuu" Or- Oğ e, İktisadi meselelere, Devlet Baş- kanları çapındaki toplantıların ikin- cisinde temas edildi. Daha evvel mü- tehassıslar çalışmışlar ve bir zemin hazırlamışlardı. Türkiyenin Italya— ya birikmiş borcu vardı. Bunu, müm- kün olan iyi niyetle ve imkanla Ö- demeye çalışıyorduk. Fakat şu sıra- da ekonomimizde yapılacak bir kan verme ameliyesi borcumuzu ödeme mizi dahi kolaylaştırabilirdi. Ustelik İtalya, Orta Doğuda sermaye yatırı- mı yapmak istemiyor muydu ? Görüş- meler, mutad veçhile, dostane bir ha- va içinde cereyan etti, fakat süratle müsbet bir neticeye varılamadı. Za- ten temastan beklenilen gaye, daha ziyade, karşılıklı vaziyetler hakkında birinci sınıf devlet adamlarının ma- lümat sahibi olmasıydı. Çarşamba akşamı tren —Ankara istasyonundan hareket ederken, alın- mış kati bir karar yoktu. Zaten ka- ti kararlar bu gibi temasların alâme- ti farikası değildi. Fakat İtalya ve Turkıye dostluğu iyi bir imtihan ver- mişti. Giovanni Gronchi — kendisini Ankarada tanımak mazhariyetine e- rişen herkes üzerinde ciddi, müsbet bir tesir bırakmıştı. Anlaşılmıştı ki İtalyayı birinci sınıf bir devlet adamı idare etmektedir. Ziyaretin başka bir faydası daha olmuştur. Gronchi'nin, o kadar iyi karşılanmasına rağmen sadece bir kaç günlük Devlet Ziya- reti yapmış olması batı diyarında â- detin ne olduğunu, bilmeyenlere, bir defa daha gösteriyordu. AKİS, 16 KASIM 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: