C E Mİ Y E T ürriyet Partisinin eski "milletve- killerinden seçimi kazanamayan- lar iş hayatlarını yeni bir düzene sokmağa — çalışmaktadırlar. — Genel Sekreter İbrahim Öktem İstanlbulda muayenehane açıp doktorluk yap- mak niyetindedir. Rivayete göre İ- kinci Başkan Enver Güreli ticarete atılacaktır. Genel İdare Kurulu üye- si Turan Güneşin ise avukatlığa dö neceği katiyetle bilinmektedir I stanbuldaki büyük İstimlâk yol- zluğu davasına bakılırken sa- nıklardan Yüksek Mühendis Kudret Şenin avukatları kendisinin akli mu- vazenesinin bozuk olduğunu ısrarla iddia edince hâkim şu suali sordu: "Öyleyse vazife alırken niçin ben de- liyim dememiş, kabul etmiştir?" Hal- buki delilerin kendi deliliklerini bilip te vazife reddetmelerinin âdet olma- dığı malümdur. Bugüne kadar bunu anlamamış bir Türk — vatandaşının bulunması hayret uyandırmıştır. I stanbul Üniversitesi Hukuk Fakül- tesinde Asistan İsmet Giritli do- çentlik ünvanı 1çın verdiği muvaffak deneme dersinde "Örfi İdare ve Ma- hiyeti" mevzuunda konuşarak şöyle dedi: "6 - Eylül hâdiseleri yüzün- en konulan örfi idare inşallah mem- leketimizdeki son örfi idare olur." Amin... ür fikirleri yayma — Cemiyetinin sohbet — toplantısında — konuşan Prof. Abdullah Kemal Yörük şunları söyledi: "Muhalefet partilerinin e- linde sadece manevi kuvvetler var- O_rhan Arsal İsim babası 26 dır. Bunun yananda iktidar partisi- nin elinde pohs mülki idare, hem manevi ve hem de maddi kuv- vetler mevcuttur. İktidar muhalefet partilerinin iktidara geçmemesi için tedbirler alabilir; o zaman o memle- kette demokrasi vardır denemez... Ya El hürriyeti, toplanma hürriyeti,'haber alma hürriyeti iktidarı elinde tutan- lar tarafından tahdid edilebilir... Fa- kat aklıselim denilen bir sey mev- cut. Bu his, malümat alma imkanla- rı nekadar kısılırsa kısılsın, galebe çalar." Yardımlaşma Sandığı — paralarının nasıl — kullanılacağını - müzakere için toplanan İstanbul Barosu Umu- mi Heyeti içtimaında tekaütlük müd- deti mevzuunda şiddetli münakaşa- lar cereyan etti. Bir avukat, "Dev- let bile tekaütlük için 21 sene kabul eder, siz 30 sene kabul ediyorsunuz!" deyınce Baro Başkanı Orhan Arsal şu cevabı verdi: "o tekaütlük haki- ki tekautluk değil, politik tekaütlük- tü aro aşkanının böylece orta- ya attığı ve "Hakiki -politik Zıddi- yeti Teorisi"" dıyebılecegımız bu ye- ni nazariye, cemiyetimizin — şimdiye kadar bütün sosyologlarını şaşırtan birçok esrarlı hadiselerini izah etmiş bulunmaktadır. eselâ: hakiki ka- bine programı değil, politik kabine programı; hakiki basın değil, poli- tik basın; hattâ hakiki kahve de- ğil politik kahve... vs stanbul Belediye Meclisinin fev- kalâde toplantısında istimlak iş- leri için bütçeye topu topu on mil- yon 1liralık ek tahsisat — konulması teklifi kıyamet kopardı. Birçok üye- ler bu meblâğın "gülünç" olduğunu, belediyenin istimlâk bedeli ödeyeme- mek yüzünden vatandaş karşısında küçük düştüğünü, hiçbir yerde âm- me müesseselerinin vatandaşa borç- lu kalmasının âdet bulunmadığını be- lirttiler. Üyelerden Muzaffer Erer' şöyle bağırdı: "Veresiye istimlâk olmaz!" Bu söz çok doğru olmakla beraber, bugunku şartlar — altında, Bektaşıye "Abdestsiz namaz olmaz" diyenin aldığı cevabı hatırlatmak- tadır. Geçen hafta "Vatan" isimli teşek- küllere uğurlu gelmedi. — Vatan gazetesi başmuharriri Ahmet Emin Yalman son yazdığı birkaç makale yüzünden savcılığa çağırıldı, ifadesi alındı. Vatan Partisi Genel Başkam Dr. Hikmet Kıvılcım ise bir seçim ko- nuşmasında komünizm propagandası yaptığı ve dini politikaya alet ettiği iddiasıyla tevkif olundu. Komünizm propagandası bilinmez ama, dini po- litikaya alet eden sıyasılerın bu ge- nel başkandan ibaret olmadığı mu- hakkaktır ve onların ne vakit ve ne Amiral Brsocoe Ördek - avcısı cins takibata — uğrayacakları detle merak edilmektedir. . şid- B ir sene kadar evvel memleketimi- zi ziyaret eden Danny Kaye Tel Avivden Romaya,giderken Yeşilköy- de kırk dakika kaldı, fakat nedense uçaktan çıkmak ve muhabirlerle ko- nuşmak istemedi. Bunun üzerine bir gazetenin foto muhabiri türlü lüle ve desiselerle uçağa girip te resmini çekince Mr. Kaye "Makineni kırayım da gör!" diye haykırarak saklırdıy- sa da delikanlıyı yakalavamadı. merikanın 16700 tonluk Canber- ra kruvazörü İstanbula geldi. Ge- mi komutam Frank H. Brumby Jr. Valiyi ve Amerikan Başkonsolosunu ziyaret etti. Canberranın füze taşıdı- ğı; içinde 27 kilometrelik elektrik kablosu bulunduğu, 100000 ampulün devamlı surette yandığı, velhasıl kru- vazörün dünyanın,en modern gemile- rinden biri olduğu bildirilmektedir. Fakat gemiye dair basında çıkan ha- berler arasında halkı en çok alâka- dar eden şu oldu: "Geminin kilerinde dört ton kahve vardır!" Bütün haf- ta İstanbul halkına gemi muazzam Ur kahve kutusu gibi göründü. Nato Güney Avrupa Kuvvetleri Ko- mutanı Oramiral Briscoe, basın toplantısında sputniklerin sadece bi- rer propaganda aleti olduğunu iddia ederek şöyle dedi: "Amerika — böyle bir propagandaya İhtiyaç duymadı— ği 1ç1n Rusya 1le peyk yarışına gir- memiştir". Oramiral basın toplantı- sından sonra Ordek avına çıktı. AKİS, 16 KASIM 1957