2 Kasım 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

2 Kasım 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T Hastalıklar Yeni bir ihtisas oğum hekiminin ideali; anaya sağ sağlam, hastalıksız bir çocuk kazandırmak ve kendisini de doğum- dan zarar görmeden normal hayata döndürmektir. Yirminci yüzyılda ba şarılan ilerlemeler hekimi bu ideale oldukça yaklaştırmıştır. Ancak ana bu hususta daha avantajlı gözük- mektedir. Bugün ananın doğum sı- rasında kaybedilmesi nadir bir aksı- dandır. O halde artık dikkatimizi da- ha ziyade çocuğa yöneltmemiz gere- kiyor. Çünkü bir yavrunun doğumdan sonra yalnız yaşaması değil, norma! şekılde teşekkül etmiş bulunması da mludur. Son on beş yıldanberi, rahım 1çındekı hayatında yavru üze- rinde yapılan etüdler, ananın geçir- diği kızamıkçığın, çocukta doğuştan bir, takım hastalıklar ve şekil bozuk- lukları yaptığını göstermektedir. Bu tetkiklerden hekimlikte yeni bir şube doğmuştur. Buna "doğumdan önceki çocuk hastalıkları ihtisası, Pediatrie prenatale" denilmektedir. Bu araş- tırmalar ana rahminde iken yavru- 1 kötü tesirlere — fevkalâde hassas olduğunu gostermıştır un- ların — bilinmesi çocuğun — normal doğma — şansının arttırılmasına yardım edebilir.. Yeni doğan ço- cukta — şekil bozukluğu — "malfor- masyon" yüzde 2 nisbetinde gö- rülmektedir. Prematürelerde yani erken doğanlarda bu nisbet yüzde 7 ye kadar varmaktadır Kötü tesirler na rahminde çocuk üzerine kötü tesir yapan hâdiseler neler olabi- lir ? Öncele anadaki ruhi şokların üzerine kötü tesirler yapabıle- cegınden bahsedılmıştır 19 uncu yüz yılda ğan çocuklardakı malformasyonları ızah ıçın Mendel kanunları baş muştu! malformasyonlarda _ıenetık sebebler n ise bazı intanların ahsedilmektedir. syon yapabılecek intanlar arasında sifil rubeol yani kızamıkçık, toksoplazmoz vardır. Ananın besi durumu göz önünde tutulacak bır Ana rahmindeki çocuğun fizik duru- mu elbette anasının dü e bağlıdır. Gebe farelerde rıboflavın kesılırse bunlard avşan dudak te- « D makları çatlak ri küçük, ayaklan kısa hr. Farelerm A vitamini kesilir- se gözde, kalp büyük damarlarda, böbreklerde anomalıler ortaya çıkar. Şuphes z bu hayvan deneylerini he- nüz insanlara tatbık etmeğe imkân yoktur. Yalnız besin şartlarının bazı malformasyonlara yol açtığını dü- şünmeğe de hakkımız vardır. Kadın hastalıkları mütehassısları gebe ka- dına ameliyat yapmak — istemezler. 26 I B Anestezinin gebe kadında çocuk ü- zerine kötü tesir yapacağından kor- karlar, İngalls'e göre anoksi fareler- de kn_ıenıtul leziyonlar yapmaktadır. Bu araştırıcıya göre öldürücü tesiri olan her madde muayyen bir dozdan Sonra ve fetal hayatın kritik bir â- nında verilirse malformasyon doğu- rabilir. Aynı araştırıcının şu deneyi de önemlidir: Fareleri özel surette hazırlanmış irtifa odalarına koyuyor. Bu odalar 9144 rakıma tekabül et- mektedir. Bu suretle hayvanlarda ok- sijen eksikliği anoksi ortaya çıkıyor. Gebe farelerin yavrularında bu anok- sinin malformasyonlara sebeb oldugu görülüyor. Şu halde gebe bir kadını rakım değişikliklerine maruz bırak- manın ve yükseklere götürmenin doğ- ru olamıyacağı anlaşılıyor. Bunlara Sakat bir çocuk "Kızamık'çık kurbanı anestezik madde vermek de zararlı olabilir. Gebe kadınlarda anoksi ya- pan başka faktörler de vardır. İlk üç ayda vukua gelen hemorrajılerı bu arada saymak lâzımdır Kritik dönem ebeliğin ilk 12 haftası ana için kritik bir dönemdir. Ama yeni araştırmalar bu dönemin yavru için e çok kritik olduğunu göstermekte- dir. Bu dönmede fetüste hücre bö- lünmesi son derecede süratlidir. Hüc- relerin bu süratle bölündüğü ve ge- liştiği devrede vukua gelecek kötü bir tesir korkunç malformasyonlar doğurabilir. 1949 da Cordes, anaları, gebeliğin 11k üç ayında kızamıkçık geçirmiş Ört insan rüşeymine aid müşa hade— lerını yayınladı. Bırıncısınde kıza mıkçık, gebeliğin ikinci ayı sırala- rında geçirilmişti, öbürle u has- talığı gebeliğin yedıncı on ikinci haftalarında ve üçüncü ayında ge- çirmişlerdi. Anaları kızamıkçık ge- çiren ambriyonlarda histolojik araş- tırma sonuçlarını yayınlıyan ilk a- raştırıcı olan Cordes fikirlerini şu şekilde ozetlemektedır Gebelikleri sırasında kızamıkçık yavrularında gö- geçiren, anaların ku- rülen malformasyonlar gözde, lakta ve kalpte lokalize olur. Ananın geçirdiği kızamıktan ötü- rü yavruda malformasyon olması, 14 üncü haftadan sonra nadirdir. Eğer ana kızamıkçığa gebeliğin dokuzuncu haftasından sonra yaka— lanmışsa göz anomalileri görülm Göz, kulak ve kalp anomalılerı birleşmez ve bir arada bulunmaz. Yavruda göz bozuklukları ve ka- tarakt en çok anaları gebeliğin 5-3 inci haftalarında kızamıkçığa yaka- lananlarda görülür. Sağırlık 7-12, Kalp — anomalileri 4-9 uncu haftalar arasında daha çok- tur. Tehlike ebe anaların bir çoğunda kıza- mıkçık belirsiz geçer. En büyük tehlike de buradadır. Rubeol gebe- liğin ilk iki ayı içinde geçirilirse tehlike yüzde yüzdür. Üçüncü ay- dan sonra yüzde 50 ye iner. Gebelı— zamıkçık vakaların yüzde 10 und fetüsün gelişmesini köstekler. Yine en büyük tehlike gözdedir. Kata- rakt yapar. Gözün billurunu bozar. Ana gebeliğin 12 inci haftasından sonra kızamıkçığa yakalanırsa kata- rakt olmaz. Göz billuru normal te- şekkül eder. Çare ç ocuğun anormal doğmaması için ananın geçirdiği rubeole dikkat etmek lâzımdır. Fakat kızamıkçık teşhisi o kadar kolay degıldır Her halde kendisinde döküntü gören bir gebe derhal doktora baş vurmalıdır. Bunun için de ananın bu hastalık ü- zerinde bilgi sahibi olması gerekir. Bu hastalık özel bir virusla meydana çıkan bir enfeksiyondur. Nezle ve a- teşle başlar. Boyun bezlerini şişirir. Seyrek döküntüler yapar. Kış ve ilk- bahar aylarında artar. Kuluçka dev- ri 14-24 gün kadardır. Ateş 38-39 o- lur. 3-4 gunde normalleşir. Hastada halsizlik, baş ağrısı, nezle — vardır. Döküntüler üçüncü günü yüz ve baş- tan başlar. Yirmidört saatte ilerliye- rek vücuda yayılır. Bu öküntüler kızamık gıbı sık degıldır Seyrektir. solar. Bu belirtilere olursa hastalığı tanımak .. kolaydır. Kızamıkçığın özel bir tedavisi yoktur. Başlıca hal' çaresi gebeyi bu hastalıktan ko- rumaktır. Başka memleketlerde ge- be kadınlara, kızamıkçık geçirenle- rin serumlarından hazırlanmış gam- ma - globuline şırınga ederler. Bu madde henüz yurdumuzda Kızılay Kan Merkezi bu ya kında hazırlayacaktır. Önceleri bu AKİS, 2 KASIM 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: