C.M.P. Baş duvara vurunca Ankarada hava henüz kararıyordu Pazar gunuydu Saat 17 yi geç- melesi sona er- Şehırlıler spor, açık, üç kişi- lik sarı, alışılmamış bir marka oto- mobilin caddelerde süratle — dolaş- makta olduğunu gordu er. Arabanın radyatör kapagı üzerine kırmızı bir terazi resmi yapıştırılmıştı. nin alâmeti farikasıydı. mobilde üç erkek vardı. Dıreksıyona en uzak köşede oturan, kahverengi bir pardesüye sarınmıştı. Bıyıklı ve inceydi. Araba oy sandıklarının civa- rına gelince bazen dıreksıyondakı bazen onun yanında azen de ikisi birden aşağıya atlıyorlar, başlayan tasnifi bir müddet takip ediyorlar, sonra otomobile dönüyorlardı. Fa- kat pardesüye sarılmış bıyıklı a- dam hiç inmiyordu. Bu, C. M .P. Ge- nel Başkan Vekili Fuad Arna idi. Fuad Arna siyasi liderler içinde san- dık sandık dolaşarak bir fikir edin- meye çalışan tek lider oldu! Sarı araba Yenimahalleyi, arka- dan Altmdağı kolaçan etti. Fakat C M. P. ekibi her sandıkta, istisnasız en çok reyi C. H. P. nin, ondan daha az reyi D. P. nin aldığını gö- rüyordu. pek ender çıkı- yordu. Hel erkezı yerlerde mü- cadele sadece iki büyük parti Arasın- sında cereyan ediyordu. Fuad Arna- nın arkadaşları başlarını sallayarak edindikleri intibar lider- lerine naklediyorlardı. Bu yüzden bı- yıklı Genel Başkan Vekili, turnesini bitirip te Partisinin Kızılay civarın- daki yassı binasına geldiğinde CM. nin ümidinin daha hayal oldu- ğuııu anlamıştı. Zaten üstadın arka- daşlarına faikiyeti de buydu. O da, tıpkı ötekiler gibi hakikatleri gör- mekte geç kalıyordu ama, gene arka- daşlarından evvel ayılabiliyordu. Halbuki daha bir kaç gün evvel Cebeci çayırında ne parlak nutuk vermiş, ona buna nasıl hararetle -ve bol bol iftira ederek- saldırmıştı. Hedef olarak seçtiği, C.H.P. i tekim, şahane konuşmasının he tamamını ertesi gün Zafer, sutunla- rına iftihar ile geçirmişti. Fuad Ar- a C. H. P. ye tarızle yetin memış, hatta c. M. P. yi tenkid cüretini gösteren gazetecılere karşı da açmış ağzını yummuştu gözünü. Ne var ki o Pazar günü sarı arabadan ınıp su- kutu hayalle arabaya dönen arka- daşlarının — karşılaştıkları manzara Arnanın muazzam gafı neticesiydi. O tarz konuşma, evvelâ Genel Baş- kan vekilinin şahsı etrafında, ç şüphe yok asılsız, ama ısrarlı bır ta- kım şayiaların çıkmasına yol açmıştı. İkincisi, İktidardan şıkayetçı olan Ankaralılar C. den şikâyetini fazla haüf bulmuşlar— Nitekim sandıklar bunun — böyle olduğunu göstermekte gecikmedi. AKİS, 2 KASIM 1957 Osman Bölükbaşı Milletin Kurtardığı adam İlk anların neşesi gece C. M. P. binasının bahçesi buyuk bıı' kalabalıkla dolmuştu. Zira, liderleri maalese politik kıymet taşımıyordu ama C. M. P. dun her tarafında bir mu- ayyen kitleyi kendisine bağlamaya muvaffak olmuş bir teşekküldü. Ni- tekim AKİS, seçimlerden hayli za- man evvel P. nin Kırşehirden başka hiç bir yerde kazanamayaca- Fuad Arna Yaya kaldı YURTTA OLUP BİTENLER ğını, fakat bir milyon civarında oy toplayacağım yazmıştı. Bun gör- memek için ancak C. lideri olmak lâzımdı. Yoksa, etrafına biraz bakınmasını bilen herkes. P. uvvet ve zaafını kolaylıkla far- kedebılırdı ve AKİSin soyledıgı hiç de kehanet değildi. Hakikat ir kaç Şi hirden başka hiç bir yerde kazana- madığım, fakat bir mılyon civarında oy aldığını görecekleri Kalabalık saat ona, on bire kadar ümidini muhafaza etti. Binanın için- de bulunanlar "kazandıl kazanı- yoruz" teranesini devam ettırıyorlar- dı. "Kazandık" dedikleri, Allaha şü- kür, henüz İktidar degıldı hayal ka- bılıyetlerını o kadar geliştirmemişler- di. Fakat Türkiyenin bir çok tara- fında seçim talihinin C. M. P. ye gü- leceğinden ve c M. P. nin kuvvetlı bir grupla Meclise gıreceğınden e- mindiler. Öyle ya, mese ara, başında Osman Bolukbaşı bulunan .M. P. lıstesıne Oy vermeyip te ki- me verecekti Soğu kkanlılığını muhafaza eden ve sukunet tavsiye eden sadece Fu- ad Arna idi. Gerçi Genel Başkan Ve- kili de kolay anlaşılmaz bir - haleti ruhiye içindeydi ya.. Cebeci Cayırın- da iktidara değil, Muhalefete sal- dırdıgmda kendisini mek için "Ne yapalım D. P. her yer- de çoktu, mücadele C.H.P. ile C.M.P. arasında olacak, o bakımdan topla- rımı uhalefete tevcıh etmege mec- burdum" demış aynı a- dam, seçim ü C.H. P. Merkezi- ne telefon etmış ve C. H. P. yi bir defa daha Işbırlıgıne yanaşmamakla suçlandırarak ' Işte marifetiniz! Mu- halefet olarak siz Malatya, biz Kır- şehırden başka yerde kazanamayaca— ğız demişti. Bunlar garip tezatlar- dı. Ama, ustadın görüş zafiyetini or- taya koyuyordu. C M. P. lilere ümid veren Kırşe- hir, Niğde, Uşak ve Ankara sandık- larindan alınan ilk haberlerdi. Her partiye olduğu gibi, tabii, C.M.P. ye de sadece iyi neticeler bildiriliyordu. Heyecanın sebebi buydu. Fakat vakit gece yarısına yaklaşırken bahçe ve bina hayli ıssızlaşmıştı. Artık gaze- teciler bile oraya fazla iltifat etmı- yorlardı. Kırşehirin kazanıldığı mu- hakkaktı, fakat öteki yerlerin hep- sinde C. M iki büyük partinin ge- rişinde mevkı almıştı Kalabalık ya- vaş yavaş uzaklaşıyordu. Bir çoğu “Bari C. H. P. kazansa" diyordu. Fakat "C. H P. geleceğine D. P. kal- sın daha iyi" diyenler de eksik değil- di. Yassı evde ışıklar, bir müddet da- ha yanık kaldı. Fakat ümitler uçup gitmişti. İddialı C. M. P. herkesin faydalı olmasını ümit ettiği bir ders almıştı. Aklı başmda kimselerin tah- min ettikleri gibi, siyasi teşekkül o- larak övünülecek varlık göstermiş, fakat eşyanın tabiatı icabı -ve bizim seçim sistemimizin azizliği neticesi- 11