yen Polonyalılar zamanla Gomulka- nın tahakkümü altına girdiklerini dehşetle — görmüşlerdi. Geçen ayın başlarında gençliğin organı "Pro Pros to” dergisi kapatılmış, yazarları par- tiden ihraç edilmiş, bunun üzerineta- lebeler arasında patlak veren bir a- yaklanma şiddet yoluyla bastırılmış- tı. İktidara geliş yıldönümünden bi- raz sonra ise Gomulka, Polonya Ko- münist Partisi saflarında yeni bir te- mizlikten bahsetmeye başlamıştı. Kısaca, yıldönümlerinin ertesinde, Macarlar ve Polonyalılar o kadar özledikleri ve bir yıl önce yaklaştık- larım sandıkları hürriyetten çok u- zakta bulunuyorlardı. Sovyet Rusya Ordu baş değiştirdi D ünyaya hemen her hafta yeni bir haber duyuran Moskova rad- yosu, geçen Cuma gecesi, çok önem- li bir havadis daha verdi. Gerçi bu yeni havadis sadece 32 kelimeden i- baretti, ama bütün dünyanın dikkat nazarlarını üzerine çekmekte gecik- medi. Zira, Moskova radyosunun ge- çen Cuma akşamı yaptığı yayın önü- müzdeki günlerde — Sovyet Rusyada eni gelişmeler ve — değişikliklerin yaklaşmakta olduğunu gösteriyordu. Moskova radyosunun bütün dün- yada ilgi ile karşılanan yeni hava- disi — şuydu: C. B. Komünist Partisi presidiyumu Mareşal Zukof'u Savunma Bakanlığından uzaklaştır- mış, yerine şimdiye kadar ismi pek fazla duyulmamış bir Mareşali, Ma- linovsky'yi getirmişti. Radyo, bu ha- beri, Mareşal Zukof'un Balkan dev- letlerinde yaptığı bir geziden dönme- Mareşal Malinovsky Yeni şöhret AKİS, 2 KASIM 1957 sinden az sonra okumuştu. Karar ne zaman alınmıştı, bu hususta hiçbir- şey söylenmiyordu. al Zukof'un Savunma Ba- kanlığından alınması bütün dünyada çeşitli tefsirlere yol açmıştı. Bir ke- re, Zukofun Kızılordunun en sevi- len kumandanı olduğu biliniyordu. Bu sevgi, aynı zamanda Zukof a Rus- yanın en kuvvetli adamı sıfatım da kazandırmıştı. Hattâ — Sovyet ida- recileri arasında vukua gelen son değişiklikler — sırasında — Krutçef'in avgadan ancak Zukof'un desteğiy- le galip çıktığı da söyleniyordu. Bu bakımdan Mareşalin azli umumi bir şaşkınlık yaratmıştı. Acaba Krutçef Zukof'un bütün Rusyada gittikçe bü- yüyen — şöhretinden kor ka ak onu tasfiye mi etmek istiyordu? Bakanlıktan Başbakanlığa mı? fından üzerinde Öönemle durulan atılı müşahitlerin bir kısmı tara- bu "daha önemli siyasi makam" hangisi olabilirdi? Bu konuda söyle- nenler de birbirini tutmuyordu An- cak büyük çoğunluk bu — makamın Başbakanlık olduğunu — söylüyordu. unlara göre, Krutçef, sön değişik- likler sırasında bir ara kendisine cep- he alacak kadar ileri giden Mare- şal Bulganin'i iş başından tırmak azmındeydı ve bu getirmek için de kendisinden yana o- lan Zukof'tan iyisini bulamazdı. Ni- tekim, arkasında daima — ordunun desteğini bulunduran Zukof son de- ğişiklikten bu yana yaptığı konuşma- larda Partiye olan bağlılığını açıkça ifade etmekten kaçınmadığı kadar Krutçefe — olan bağlılığını da ifade- den kaçınmamıştı. Bununla beraber. Sovyet Rusya- da cereyan eden olayların arkasın- da saklı mânâları sezmek hiçbir za- man kolay değildi. Zukof olayı hak- kında kesin birşey söyleyebilmek i- çin vakit henüz çok erkendi. Yugoslavya Münasebetler geriliyor ugoslav Devlet Başkanı Mareşal Tito, bir zamanlar Komünizmin yaramaz çocuğu olmakla şöhret kazanmıştı. —En azılı — devirlerinde Stalin'e kafa tutmaktan çekinme- miş, iç bağımsızlığı kos- koca Doğu lokuna dirsek çevir- mekte en ufak bir tereddüt bile gös- termemişti. Kominform'dan ayrıl- dıktan sonra ise Batılılarla dost- luk bağları kurmuş, o zamana kadar söylenenlerin aksine, Komünizmin kapitalistlerle ışbırlıgı yapabileceği- ni ileri sürerek Batılılardan yardım almakta bir mahzur görmemişti. Ancak, Stalin'in ölümünden ve Rusyada *B" ile "K" ikizlerinin iş- başına geçmesinden sonra Tito'nun durumunda bir değişiklik göze çarp- maya başladı. Bu tarihten itibaren Yugoslavya'nın ana ' siyaseti Batı dostluğu değil, yeniden Rusya ile iş- birliği olmuştu. Nitekim geçen haf- DÜNYADA OLUP BİTENLER MareşalİZukof Ouo Vadis? eden bazı olaylar da Yugoslavyanın Batı dostluğunun artık iyiden iyiye tarihe — karışmak üzere olduğunu bir kere daha Ve bü- tün açıklığıyla ortaya koym n hafta içinde Yugoslavya— nın Batılılarla münasebetlerinde vu- kua gelen en önemli değişiklik, Ba- tı Almanya Cumhurıyetı ile Yugos- lavya arasındaki siyasi bağların ke- silmesiydi. Batı Almanya ile Yugos- lavya arasındaki siyasi bağların ke- ta 'içinde cereyan silme sebebi' Yugoslavyanın Doğu Almanya hükümetini fiilen tanıma— sıydı. Bilindiği gibi, İkinci — Cihan Savaşım takiben Almanyadaki. Rus işgal bölgesinde ve Ruslar tarafın- dan kurulan Doğu Almanya Halk Cumhuriyeti, şimdiye kadar — hiçbir Batılı devlet tarafından tanınmamış— tı ve Adenauer hükümeti de, tanın maması için büyük gayretler sarfedı— yordu.Rusların bütün gayreti ise Pankpf hükümetinden yana olmuştu. Ruslarla münasebetini iyileştirdikten sonra Yugoslavyanın da Doğu Alman- ya Halk Cumhuriyetini tanıması esa- sen bekleniyordu. Zaten Tito, Polon- ya Başbakanı Gomulkanın Yugoslav- ya ziyareti sırasında, Oder-Neisse hat tını Polonyanın Batı sınırı olarak kabul etmiş ve Adenaweri ilk olarak o zaman sukutu hayale uğratmıştı. Şimdi Doğu Almanya — hükümetini fiilen tanımakla aradaki son bağları da koparıyor, iktisadi kalkınması i- çin yardımına şiddetle muhtaç oldu- ğu bir devleti büsbütün gücendiri- yordu. Amerikanın tepkisi ugoslavyanın bu hareketine karşı en şiddetli tepkilerin biri de Birleşik Amerikadan gelmişti. Birle- 21