Kırşehirden başka yerde 1 numaralı mevkii alamamıştı Bölükbaşı çıkıyor akat istisnasız bütün C.M.P. liler ve inanılmaz sayıda vatandaş Kır- şehirde C. M. P. nin kazanması kar- şısında hakiki bir bayram yapmış- lardı. Osman Bölükbaşı hapishane- den çıkacaktı. Zira geçen Meclis ta- r an kaldırılan teşrii masuniye- tini millet bu seçimlerde yenilemişti. Reyler Yüksek Seçim — Kurulundan geçtiği anda Osman Bölükbaşı ye- niden mılletvekıllıgı payesine ve do- layısıyla hürriyetine — kavuşuyordu. Hapishaneden çıkacak ve evine, yu- vasına, karısının, çocuklarının yanı- na dönecekti. Bölükbaşı ailesi seçim- leri herkesten çok heyecanla takip etmişti. Mediha Bölükbaşı, Deniz, Gül hep dua etmişlerdi. Osman Bö- lükbaşı — milletvekili seçilsin — diye.. Parada, pulda, mevkide gözleri yok- tu. Bılıyorlardı ki erkeklerine kavuş- maları ancak bu şekilde kabil ola- caktır. Osman Bölükbaşı bir ba Kırşehirin hakkı için savaşırken fe— F. Ergin - E. Alican Baki kalan bu kubbede... lâkete uğramıştı. Şimdi Kırşehir, o- na vefa borcunu ödüyo Bari bundan sonra... B u haftanın ortasında — seçimler yapılıp bitmişti. Ama seçimlerin bittiği anda, C. M .P. nin kendi me- selesi başlıyordu Liderleri acaba ha- yal kurmaktan vaz geçecekler mıy- di? Kendilerini dev aynasında leri yüzünden Türk milletini bır Ik- tidar değişikliği saadetinden mah- rum etmışlerdı Zira, altı ay sonra yeni seçim vaad eden C. H. P.yi desteklemeye, yani aklı selimin ica- bını yapmaya rıza gösterselerdi D. P. her şeye ragm n Muhalefete ge- çirilmiş olacaktı. Zira haftanın orta- sında neticeler belli oldugunda anla- şıldı ki 15 vilâyette C.H.P. ile C P. nin reyleri mecmuu D. P. nın rey- lerini aşmaktadır. C. M. P. sadece li- derlerinin basıretsızlığı yuzunden hem kendi şansını, hem memleket i- çin bir şansı baltalamıştı Nisbi tem- sile geçilmedikçe C. M. P. Türkiye- Karar P. bir büyük hezimete uğramış bulunuyor. Seçimlerin, partilerin H kendı bünyeleri bakımından, muhtemelen ehemmıyetlı neticesi — bu- dur. Gecen devrede en kuvvetli gruba sahip siyasi teşekkül yeni Mec- liste sadece dört mılletvekılıyle temsil edılecektır Hezimet bundan ileri gelmiyor. Bir başka siyasi teşekkül daha, C. M. P. de, aynı miktarda mil- letvekilini Meclise sokmaya muvaffak olmuştur. Ne var ki o, bu seçimler- le, memleketin siyasi hayatında yer sahibi bulunduğunu ıspat etmiştir. Aynı milletvekili kazancı Hür. P. için tamamile aksi istikamette bir ma- na taşımaktadır. Milletv kılı adedı, çok şey demek değıldır Siyasi temayüllerin dal- galanış şekline göre, hele seçim sistemi bir acaipse, bugün elinde ekserıye- ti tutan partinin yarın pek az milletvekiliyle kalması kendisi için vahim sayılmaz. 1950 de CHP. böyle bir duruma düşmüştür. 1957 de C.M.P. buna yakut bir vaziyettedir. Aynı şey nin başına her an gelebilir. Mesele milletin, seçmen sıfatıyla sandık başına gittiğinde o siyasi teşekkülü ray vermeğe değer bulup bulmamasıdır. Hür. P. İşte bu bakımdan bir büyük hezimete uğramıştır. Ekserisi hakikaten kıymetli şahsiyetler olan Hür. P. adayları, bir istisnayla, Türkiyenin hiç bir tarafına seçmen kütleleri- nin iltifatına mazhar olamamışlardır. Partinin, umu! yekunundan yüzde beş bir hisse bile alamamış olması başka turlu ızah edilem Aldatıcı izahların tehlikesi imdi, Parti kendisini bir büyük tehlikeden korumaya gayret etmelidir. âHezimetler, hezimete uğrayan tarafından kolaylıkla kabul olunmaz. tlaka mazeret bulunmaya çalışılır, hakikaten tahfif edici sebepler göz- lerde büyütülür, yaranın deşilmesine yanaşılmaz. Zannedilir ki başka şart- lar altında başka neticeler almak kabildir. Asıl dert böylece perde arkasın- da kalır ve ikinci tecrübe günü gelip çattığında, bir de bakılır ki elde edi- len, ilk elde edilenden de azdır. Hür P. buna müstait görünüyor. Parti organının telkin ettiği fikir şu- dur: Seçmen en kuvvetli muhalif partiyi destekleme yolunu tuttugundan dolayı Hür. P. ye rey vermemiştir. Yoksa Hür. P. parlak bir siyasi teşek- küldür. Eger en kuvvetli muhalif partiyi desteklemek gibi Ur zaruret ol- masaydı, muhalif partilerin en kıymetlisi Hür. P. çok daha fazla rey Alır- dı. Fikirde doğru bir taraf bulunduğu muhakkaktır. Fakat bu, partının gördüğü alâkasızlığı izah etmez. Bir defa Hür. P. bir çok vılayette "en kuvvetli muhalif parti" etiketiyle seçımlere girmiştir. Muv: olamamış. ır. İkincisi, aynı vaziyette bulunan C. M. P. kendisiyle kıyaslanmayacak kadar fazla rey toplamıştır. Duşunulmelı ki 1957 seçimlerinde Hür. P. nin rolü, 1954 seçimlerindeki Köylü Partisinin rolünden asla büyük olmamıştır. Hür. P. derdi hakiki çehresi altında aramaya çalışmazsa, hataların en büyüğünü yapar. Dert: Mana taşımamak I spatçılar bir mana ıfade ettıklerınden büyük bir Aalaka gördüler. Hür. ir partinin kurulup kurulamayacağının tec- rübesidir. Anlaşıldı ki olmuyor. Hem olmuyor, hem de başkasına ait alâ- kaya sahıp çıkılınca yanılma mukadder kale gelıyor İspat hakkı hareke- . nin bir iç meselesiydi. D. P. liler liderin demokratik rejimden kay- ma teşebbuslerıne bizzat set çekmek niyet ve azmindeydiler. Kozlarını Par- lâmento dahilinde paylaşmaları gerekiyordu. Bunun yolu. İspatçıların, Partiden ihraç edılmış olsalar dahi Mecliste bir Grup olarak kalmalarıydı Böylece bir cazibe merkezi haline gelecekler ve hakiki D. P. temsil et- tikleri herkes tarafından kabul olunacaktı. Halbuki müstakil bir siyasi te- şekkül etiketi altında D. P. nin karşısına dikilmeleri, herkesten çok D. lileri tesanüde sevketti. Bu bir strateji hatasıydı. Askerlik sanatı gibi politika sanatının da tak. tik hataları affedebildiği, fakat stratejik bir hatayla başlayan hareketle- rin mutlaka hezimetle neticelendiği 1957 seçimlerinde kat'i olarak anlaşıl- dı. İspatçılar D.P. liderleriyle mücade lelerini Parlâmentodan, çıkarıp mem- lekette Hür.P. -D.P. mücadelesi haline soktukları gün partıyı kaybetmiş- lerdi. Kaldı ki onu bir çok, ama bir çok başka gaf takip e Fakat bugünün meselesi maziye sadece ders almak için bakmak, asıl, gözleri istikbâle çevirmektir. AKİS, 2 KASIM 1957