2 Kasım 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

2 Kasım 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Emin Kalafat ile Fatin Rüştü Zorlu- yu memur etmiş ve bu Devlet Bakan- ları Hürriyetin sahibi Haldun Sima- vi, Milliyetin sahibi Ercüment Kara- can ve Yeni Sabahın sahibi Safa Kı- lıçhoğlu ile temasa geçmişlerdi. Ilk temaslardan sonra, bizzat dna Menderes bir gece Ortakoydekı Lıdo gazinosunda üç patrona Ziyafet ver- miş ve o gece tatlı sohbetler yapıl- mıştı. Daha evvel Devlet Bakanları üç patrona, İktidarın arzusunu bil- dirmişlerdi. Basın, Muhalefeti tutu- yordu. Buna bir çare bulunmalıydı. Zaten fazla bir şey istenilmiyordu: Birinci sayfanın mizanpajı değişti- rilsin, kâfiydi. Mesela Adnan Men- eresin sözleri büyütülür, İnönünün- kiler küçültülebilirdi. Resimlerde de aynı taktik başarıyla yürütülebilir- i. Tabit bazı başmakaleler Iktıdarı pek memnun ederdi ama, o bahiste fazla ısrar edilmiyordu. Sadece ha- vanın tadili bile kâfiydi. Hem efen- dim, Türkiye bu kadar parlak bir İktidarı nasıl bulabilirdi? Görülmü- yor muydu, ne kadar kalkınıyorduk? Görülmüyor muydu, ne işler yapılı- yordu? Hele şu seçımler atlatılsın ve D. P. İktidarda kalsın, bakınız da- ha ne marifetler gosterılecektı Öz- lenen Türkiye kuruluyordu. Haldun Simavinin, Ercüment Karacanın ve Safa Kılıçlıoglunun bu güzel eserde emeğinin bulunmaması yazık değil miydi? Hem Adnan Menderesin böy- le emekleri ne kadar takdir ettiği de bilinmeyen hakikatlerden değildi! : Temaslar müsbet netice — verdi. ÜUç patron, aralarında istişare etti- ler. İktidarı açıkça tutmak tirajı dü- şürüyordu. Zaten bunu Devlet Ba- kanlarına da söylemişlerdi. Tıra_ı mu- hafaza edilmek suretile, yanı belli etmeden ve kısa zaman için pek âlâ 1stenılen iş yapılabilirdi. Nitekim bir n, üç patron birden kendi yazı iş- lerı müdürlerine gerekli emirleri ver- diler: Birinci sayfanın mizanpajı İk- tidarı memnun edecek şekilde tanzim edilecekti. Ertesi gün Hürriyet, Mil- liyet ve Yeni Sabah öyle çıktı. Bu seçım]erın sonuna kadar devam etti. En ileride olan Yeni Sabahtı. İktida- rı tutan başmakaleler bile neşretti. Muhalefetin rejim mevzuundaki va- adlerini kötülüyordu. Tabii bunu, ak- lının erdiği kadar yapabildi Mizan- paj bakımından en ileriye ise Hürri- yet geçti. İktidarı tutmakta arkadaş- larını bastırmıştı. Mütemadiyen İnö- nünün kötü, kendisini hasta zannet- tirecek resimlerinin peşindeydi. Se- çim neticelerini de, bir bayram ha- vası içinde ilân etti. Milliyet onlara nazaran çok ihtiyatlı davrandı. Değişik düşünenler u sırada iki başka gazetede bam- başka bir hava, bambaşka bir zihniyet hakimdi. Cumhuriyette pat- ronlar . Yunus Nadi ailesi - bir a- meseleyi — görüşmüştü. bir —ananesi vardı: Dogruyu yazmak. —Doğru olan, sa- mimi surette inanılan şeydi. Gaze- te o yolda yürümekte devam edecek- AKİS, 2 KASIM 1957 ' fade edilecekti. Safa Kılıçlıoğlu Yazısız ti. Gazetenin bütün mensupları, pat- ronların bu kararı karşısında bayram ettiler ve müesseseye bir kat daha bağlandılar. Mizanpaj, hâdiselerin de- ğerine göre yapılacaktı. Devlet Ba- kanlarının arzularına göre değil. Halk hakikaten neyle alâkadarsa, o belirtilecekti. Hâdiselerin esası yazı- acaktı. Kalabalıkların miktarı ha- kikatteki miktara en yakın şekılde i- Yoksa elli bin kişi Haldun Sİmavi Ya Sedat Beyin vuhu? YURTIA OLUP BİTENLER lan meydanlarda üç yüz bin kişinin bulunduğu — yazılmayacaktı. — Bahis mevzuu olan ister İktidar lideri ol- sun, ister Muhalefet.. Sonra, başya- zarından fıkra yazarına, herkes i- nandığını yazacaktı. Cumhuriyette fi- kirlere ambargo konulmuyordu Baş- ta Nadir Nadi, t Fehmi ve Bur- han Felek hayatlarının belki en gü- zel yazılarını yazdılar. Böyle bir ga- zetede çalışmak hakikaten zevkti. ir başka gazete daha, Babiâli- nin karşı tarafındaki Vatanda aynı ruh hakimdi. Vatanda gençler söz olmuşlardı. Bu gençler Ah- met Emin Yalmana dogru yolu gös- termişler — ve ülsif” — Yalman mücadelede herkesın önüne geçmiş- Umumi Neşriyat Müdürü Öz- can Ergüder genç gazeteci neslinin bir temsilcisi olarak vazife başınday- dı. Oktay Akbal, Adnan Veli cesa- retle fikirlerini müdafaa ediyorlar- dı mi efkâr ise bu hali dikkat ve ibretle seyrediyordu. Bazı kimse- ler oynanan oyunun halk tarafından anlaşılmadığı, anlaşılmıyacağı — ka- naatindeydi. Yanılıyorlardı. Herkese hak ettiği not veriliyordu. İnce hesaplar imdi, ortada bir alaturka kurnaz- lığın mevcudiyeti muhakkaktı. Söçimler vardı. Seçimlerde ya D. P. kazanacaktı, C.H.P.! Akıllıca ış şuydu: P. yi tutarsın. IX kaza nırsa başın derde girmez. Hattâ eme- ğinin takdir edılmesı çok muhtemel- dir. Yok, C. H. P. kazanırsa, onun kuracagı rejım içinde başının derde girmesi zaten bahis mevzuu değildir ki.. Sırtında yumurta kufesı de 01— madığına göre? Halbuk P. tutmazsan ve D. P. buna ragmen Ik— tidarda kalırsa, yandığının resmidir. C, .B. P. 1kt1dara geçtiği takdirde i- se, sana farklı muamele yapamaya- cagına gore kârın ne olacak? Hiç!. Cumhuriyet ve Vatan bu hesabı bılmıyorlar mıydı? Elbette ki biliyorlardı ve bildikleri bilindiği için- dir ki kendilerine karşı duyulan tak- dir bir kat daha artıyordu. Cumhu- riyette mesele, oturup görüşülmüştü. Adnan Menderesin ne kadar kızdığı hiç kimsenin meçhulü degıldı D. P. iktidarda kalırsa, hele 1954-57 siste- mi devam ederse gazetenin kâğıt bu- lamaması son derece — muhtemeldi. Nadir Nadi, Başbakanın sevdıgı bır tâbiri kullanarak "Ne gam u. Gazetesini kapardı. Ama kimse Cumhuriyetin boyun eğdiğini söyleyemeyecekti. Hiç kimse Nadir Nadinin gazetecilik vazifesini başka endişelere feda ettiğini ileri süreme- ecekti. Bu, Cumhuriyetin sahipleri için kâfiydi. Gerçi Cumhuriyet, soka- ğa atılsa milyonlar ederdi. Ne var ki dünyada milyonları dahi hiçe say- dıracak sebepler ve Allaha — şükür, sayanlar hâlâ aramızda yaşıyordu. Bu, herkes içip bir büyük tesel- liydi. Cumhuriyet ve Vatan aynı âolda yürümekte devam edecekler- i. 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: