T | Cemiyetler Amerika ve biz merikan Tıb Cemiyeti (A. M. A.) dünyanın en büyük tıb teşkilatı- dır. Merkezi Chicago'dadır. Dear- bornstreet'de dokuz katlı bir binayı işgal etmektedir. 1847 de kurulan bu teşkilâtın 150 binden fazla üyesi var- dır. En kudretli eller tarafından, müessir ve dinamik şekilde, idare edıl- mektedir. Bu sayede hekimliğin ge- lişmesinde tarihi bir rol oynamakta- dır. Ayrıca bir çok üniversiter etüd- leri idare etmekte, hekimler arasın- daki bagları pekıştı rmekte, bunun için de müessir kanunları teklif ve tatbik etmektedır A.M.A. o kadar kudretlidir ki ha- kimler arasında adeta bir polis teş- B reken kaynakların yardımları temin edilmektedir Kaynaklar u biiyiik cemiyetin, hekimlik saha- sında ve sosyal hayatta elini attığı işleri başarabilmesi için faydalandığı kaynaklar çeşitlidir. Başta 150 bini aşan üyelerinin sağladığı aidat gel- mektedir. Her üye bu cemıyete yılda 25 dolar ödemektedir. Ayrıc M. A. adlı mecmuaya da abone olmak zorundadır. Hepimizin bildiği gibi bü- tün dünyaya satış yapan fevkalâde değerli neşriyatiyle tanınmış, yazı ailesinde Amerikanın en değerli ka- lemlerini birleştiren bu — mecmuanın satışı da akıllara hayret verecek ka- dar yüksektir. A, n yıllık tak- ribi bütçesi bu suretle mılyonlarca do- lar tutmaktadır. Aza aidatından elde edilen ortalama 3 milyon dolardır. Ankara Tıb Klübü Kasa tamtakır, kilâtı gibi de vazife görmektedir. Bu sayede hekim ahlâkını ve deontoloji prensiplerini her türlü tehlikeden ko- ruyabilmektedir. Bu teşkilât hekimli- ğin devletleştirilmesiyle her an savaş halindedir. Tababetin devlet elinde gelışemıyecegıne inanmaktadır. Bu- için de he kmlıgı devletleştirme yolundakı gayretler, karşısında bü- tün Kudretiyle A yı bulmakta- dır. Bu cemıyetin ana davalarından biri de bizde çok ihmal edilmiş bir mevzu teşkil eden, halkın tıbbi gelin- melerden zamanın haberdar edilmesi meselesidir. Halkın bu bahislere der- hal dikkati çekilmekte, kanser, tüber- küloz, frengi, çocuk felci gibi mevzu- lar uzerınde dikkatla durulmakta, ajanslar, radyolar, televizyon yayın- ları sayesinde halk uyarılmakta, bu sayede de bu afetlerle savaş için ge- 22 kuru bakır. Mecmua abonelerinden toplanan mik- tar 2 milyon dolardır. İlânlardan te- min edilen meblâğ 3 milyon 750 bin dolardır. Tesis ettiği teknık sergiler- den de yılda 280 bin dolar kar sağ- lamaktadır. Buna karşılık ilmit araş- tırmalar için 5 milyon 550 bin, sosyal ve ekonomik faalıyetler için 520 bi halka tıbbi haberler yayınlamak ıçın 1 milyon 750 bin, idare masrafları o- larak ta 1 milyon 200 bin dolar, har- camaktadır. Bize gelince A nkara Tabib Odasının 3 Mart 1957 Pazar günü yapılan umumi heyet toplantısında okuduğu altı aylık ça- lışma raporunun tetkikinden o sırada odaya kayıtlı meslekdaş sayısının 1100 olduğunu öğreniyoruz. Bütün takiplere rağmen henüz 326 Meslek- daş odâya kaydedilmemiştir. Ankara ıb Odasının bir yıllık gelırı 20 bin 301 ira 51 kuruştur. Eski ardan odanın bankadaki mevcudu 15 bin 985 lira 94 kuruştur. Halbuki aza ai- datından 57 bin lira tahsil olunacağı tahmin edilmiştir. Tahmin edilenin buyuk bır kısmının aza tarafından ediği anlaşılmaktadır. Bun karşılık 23.317,66 lira masraf vardır. Tabib Odası bu daracık butçesınden İstanbuldaki Merkez Konseyine ka- nun gereğince ?5 25 aidat ödemiştir. Bizde Tabib Odalarının gelir kay- nakları da 6023 sayılı Türk Tabibleri Bırlıgı kanununun 8 inci maddesi ge- regınce, bir defaya mahsus olmak üze- re her azadan alınan 10 lira giriş üc- retınden, yıllık olarak da hiç sanat ic- ra etmiyenlerden alınan 6, muayene- hanesi olmıyarak sanat icra edenler- den alınan 18, muayenehanesi olan- lardan alınan 24 liradan ibarettir. A.M.A. ile aramızdaki bütçe farkı- nı belirtmek için verdiğimiz bu rak- kamlar insanı kara kara düşündür- se gerektir. Bu kadar kısır bir bütçe ile Tabib Odaları çok mühim vazife- sini nasıl başarır, meslekdaşlara ve halka nasıl faydalı olur bilemeyiz. Tıb Klübü Tabıb Odalarının kısır bütçeleri, aidat teminindeki zorluklar, bir tarafda dururken Ankarada bır de Tıb Klübü kurulmuştur. Bu klüp de gereken alâkayı toplıyamamıştır. Bü- tün gayretlere ve iyi niyetlere rağ- men aza sayısı arttırılamamış hatta klüp oturduğu bınanın kirasını öde- yeme z hale düşmüştür, hâlâ da bu üzü ntulu durumdan kurtulmuş değil- dir. Halbuki Ankara Tabib Odası ida- re kurulunun raporunda da belirtildiği gibi giriş aidatı 50 liraya indirilmiş, aylık aidat da 10 lira olarak ayarlan- ş bulu nmaktadır. O halde çok ha- yırlı olması gereken bu teşekkülün geçirdiği bu septısemı nedir? Son hâdiseler A nkara Tabib Odasının 3 Mart 1957 Pazar günü Kızılay Umumi Merkezi konferans salonunda yaptıgı yeni seçim de dikkatle gözden geçi- rilmeğe deger Bu seçim başından so- nuna kadar anormal bir hava içinde yapılmıştır. Azanın yarısı kapı dışın- da kalmış, hoparlör tertibatı da olma- dığından müzakerelerı takip etmek imkânından ma bır. akılmıştır Henüz Tabib Odasına kayıtlı birçok meslektaş kanunun sarıh hıı- kümlerine rağmen secime iştirak et- tirilmiş, seçimin sonunda iştirak edan aza adedinden çok pusla tesbit edil- miştir. Türk Tabibleri Birliği kanununun 21 inci maddesi geregince idare ku- ruluna seçılenlerın yurt için Ş yıl eslekte çalışmış olmaları şart iken ıdare kuruluna bundan da genç arkadaşlar getirilmiştir. Yine aynı kanunun 32 inci maddesinde "haysiyet divanına seçileceklerin yurt içinde en az on yıl meslekte çalışmış olmaları lâzımdır. Ancak bu vasıfta kimse bulunam mazsa, o zaman aysi- yet divanına yurt içinde, meslekte beş yıl çalışmış olan meslekdaşlar se- AKİS, 30 MART 1957