YURTTA OLUP BİTENLER Anayasaya göre Muhtar İdarenin Parlamentosu 36 milletvekilinden ibarettir. um, 6'sı Türk olacaktır. İngiliz Genel Valisi seçecek ve biri Marunile- ri, diğeri de Kıbrısta mukim İngilizle- ri, temsil edecektir. Dış siyaset, savun ma, emniyet ve ceza infazı işleri ta- mamen Genel Valiye ait olacaktır. Parlamentonun muayyen bir dev- lete iltihak için alacağı kararlar mutlak butlan ile malül, sayılacak- tır. -Ancak, İngiliz Mustemlekeler Bakam bunun, Ingıltere Hükümet nin Ada halkına prensip olarak Self Determination hakkını tanımış olma- sına halel iras etmediğini beyan et- miş ve Self Determination şekille- rinden biri alarak da taksimi zikret- miştir. İIrki ve dini ekalliyetlerin mevcut hakları mahfuz tutulmuş ve kendilerine dini işler, evkaf, — eğitim ve radyo işlerinde garantıler tanın- mıştır. Parlamento kanun yapmak yetkisini haizdir. Genel Vali İngilte- re için mahfuz tutulmuş olan saha- larda kanun mahiyetinde kararname- ler ısdar edebilir. Bununla beraber, Genel Vali, Parlamentoyu, bu saha- larda da kanun ısdarına mezun kıla- bilir. Genel Vali, Muhtariyet Anaya- sasına aykırı Kralt İmtiyazlara -af hakkı gibi- müteallik para ve kam- biyo işlerine Mmütedair ve — Kıbrıs Borsasının statüsüyle ilgili olan ka- nunları veto etme ını haizdir. Parlamentonun, Tüzük ekalliyetiy- le ilgili mer'i mevzuatı tâdil edebil- mesi, ancak Türk , milletvekillerinin üçte ikisinin rızasıyla mümkündür. Hükümet Başkanı ve üyeleri Genel Vali tarafından tâyin edilir. Bu üye- ler meyanında bir Turk Türk İşleri Bakanı olarak bulun Başkan Kıbrıs dışından tayın edil- mek ve yarı âzası Türk diğer yarı âzası da Rum olacak olan bir Yük sek Mahkeme kurulacaktır. Ayrıca, bir Garantiler Mahkemesi -Danıştay tarzında- kurulacaktır. Parlamento'- nun mahfuz sahasına tecavüz edip etmediği hususunda karar verme yetkisi münhasıran Genel Valiye ait olacaktır. Genel Vali işin mahfuz tutulmuş sahalara ait işlerle Muh- tar. Hükümete ait işlerin koordinas- yonu için Genel Valinin Başkanlığın- da ve Türk İşleri Bakanının da iştirak edeceği bir Muhtelit Konsey kurula- caktır Radyo, tamamen müstakil ve ta- rafsız bir korporasyona tabi olacak- tır. Halen cemaatlere ait olmayan e- ğitim müesseseleri, Genel Valiye karşı mes'ul olacak bir Cemaatlerarası Te- şekküle bağlı olacaktır. Parlamento- nun ısdar edeceği kanunların, ekal- liyetlere verilen garantilere aykırı olmaması lâzımdır. Parlamentonun ısdar ettiği kanunların ekallıyetlerın garantili haklarına aykırı olduğu gö- rülürse Yüksek Mahkemeye; Genel Valinin ısdar ettiği kararnamelerin aynı haklara aykırı olduğu gorulurse— Garantiler Mahkemesine — müracaat edilebilecektir. 8 Amerikan politikası merika Kıbrıs ihtilâfı mevzuunda, işin başından beri tarafsız bir ta- vır muhafazasına çalıştı. 1954 yılın- da mesele Birleşmiş Milletlere geldi- ğinde "Washigton hükümetinin dele- gesi çekimser rey kullandı. Bu, Ame- rikanın Kıbrıs dâvasını Ingılterenın bir iç işi telâkki etmek istemediği- nin işaretiydi. Adada gerginlik artıp bu gerginlik Güney Doğu Avrupada Amerikanın üç müttefiki, İngiltere, Yunanistan ve Türkiye arasında hu- zursuzluğa yol açınca mesele Was- hington'un gözünde de ehemmiyet kazanmağa başladı. Amerikan umu- mi efkârı nezdinde Büyük Britanya müstemlekesi bir devletti. —Yunanlı- lar kurnazca o kanaat üzerinde oy— nadılar lngıltere ve Türkiye o me hur "asi üt'u — muhafaza eder— bf Fazıl Küçük marş/. Uygun adım, ken Karamanlis hükümeti belki pek asil olmayan, ama muhakkak ki son derece faydalı bir kampanyayı Ame- rikada devam ettirdi. Kıbrıslılar müstemlekeci İngiltere tarafından ezilmiş bir kitleydi, — İstedikleri son derece basitti: Mukadderatlarım biz- zat tâyin etmek! Dünyada bundan masum bir arzu düşünülebilir miydi? Rum asıllı Amerikalılar -içlerinde Başkan — Eisenhower'in — aziz dostu Skuras da vardı- bu — propagandayı azami derecede tesirli kıldılar. Nü- fuzlu Amerikan — çevreleri meseleyi Yunan gözüyle görmeğe başladılar. İşte bunun neticesidir ki Atinadaki Amerika Büyük Elçiliği yayınladığı bir tebliğde -13 Mart üyü Elçi Cavendish Cannon'un Yunan Dışişleri Bakanı Teotokis'i ziyaretle "Kıbrıstaki son gelişmeler hakkında Amerika hükümeti ve halkının duy- duğu sempatik alâka" yı ifade ettiği- ni bildirdi. Tebliğ, bilhassa İngilte- rede hiddet uyandırdı ve Majestenin hükümeti Washington'dan izahat is- tedi. Majestenin hükümeti bu izaha- tı bekleyedursun 14 Mart 1956 günü aşkan Eisenhower haftalık basiti toplantısında Amerıkanın görüşünü söyle hülâsa etti: "Kıbrıs hususunda ingiltere ile Yunanistan arasında be- liren ihtilâf endişe uyandırmaktadır. Bu merikanın en sıkı dostla- rından ikisinin, üzerinde ihtilâfa düş- tükleri bir saha haline gelmiştir. A- merika Yunanistan ile İngiltereye ih- tilâflarım halledebilmeleri için müm- kün yardımı yapmaya hazırdır. Bu- nunla beraber Kıbrıs — meselesinin halli ilgili devletlere ait iştir." Böylece Amerika Çekımserlıkten Kıbrısın İngilterenin iç iş olmadığı- nı resmen beyana geliyordu. Üste- lik Başkan Eisenhower, — Türkiyenin adını ağzına dahi almıyo du. Hem de Adnan Menderesin Uman Lokan- tası nutku ve onu takip eden 6/7 Ey- lül hâdiselerinin üzerinden aylar geçmiş bulunduğu halde.. Amerikanın vaziyeti dört ay sonra daha da vuzuh kesbetti. 14 Temmuz 1956'da —Washington'da bir teblıg ya- yınlandı. Bu tebliğde Amerika, ingü- terenin bizim begenmedıgımız Self Government teşebbüslerinin — methi- yesini yapıyordu. O andan bu muhtelif temaslar vesilesiyle, meselesinde — Türkiyenin de söz hakkının bulunduğunun, hatta bunun kabul ettirildiğinin tahmini mümkündür. Ama alde Ameri- ka sadece ihtilâfın halli gerektiği hususunda, açıkça, umumi mahiyet- te temenniler ileri sürmekten öteye geçmedi. Yunanistanın ısrarı unanistan ezelden beri Kıbrısı il- hak etmek istiyordu. Bunun için elindeki koz, orada bulunan 400 bin Yunan asılh Kıbrıslıydı. Ekseriyeti bunlar teşkil ettiğine — göre kitleye kendi, mukadderatını tâyin etmek hususunda rey hakkı tanındığında mesele kendiliğinden — halledilecekti. Bu bakımdan Atina hükümeti kendi ilhak Aarzusunu Kıbrıslıların meşru arzusu etiketi altında politika sahası- na çıkardı. İşin başında Yunanista- nın istediği şuydu: Kibrisin tamamı- na Self Determination tarımsın. E- kaltiyetin hakları tamamiyle mahfuz tutulsun. İngiltere üslerini muhafa- za etsin. Aradan gecen senelerin so- nunda Yunanlılar bir tek taviz ver- diler: Self Determination'a geçilme- den evvel, Self Government muayyen ve mümkun nisbetinde kısa bir za- man için tatbik edilebilir. Radcliffe plânı ilân — olunduğunda Yunanistan derhal ve şiddetle aleyh- te vaziyet aldı. İngilterenin teklifle- ri hiç bir meseleyi halletmıyordu He- le Adanıntaksimi projesi o kadar gü- lünçtü ki, Üüzerinde — durmaya bile değmezdi. Bunu ciddiye almamak AKİS,29 ARALIK 1956