Washington Mili Hava Meyda- nına bir uçağın indiği saatte, Haiti'de bulunan Port -au - Prince hava meydanından bir başka uçak kalkıyordu. Boeing 307 taşıt uça— ğıyla Haiti'den ayrılan gene ren li bir aileydi. Ailenin bir duzıneden fazla büyük bavulu, sandığı vardı. Bunların içinde elbiseler, şahsi eşya ve tahminlere göre, ilerde pek fay- dalı olacak bir kaç bohça banknot mevcuttu. Aile başkanı Magloire adını taşıyordu Haiti'de halk ilk defa — 1950'de serbestçe rey verdi ve bu kanunu sağlayan Paul EBugene Magloire adında bir siyaset adamı Haitilile- re refah vadederek büyük bir ekse- riyet kazanmağa muvaffak oldu. Magloire, hakikaten seçilmiş ilk ik- tidarın başkanıydı. Seçilir seçilmez, ümet merkezi olan Port-au- Prince'deki mükellef — saraya yer- leşti, bir taraftan muhteşem bir hayat yaşamağa ve tanesi bin do- lara mal olan elbiseler diktirmeğe ve diğer taraftan geniş bir Kalkın- ma siyaseti takip etmeğe koyuldu. Takip ettiği — Kalkınma siyaseti, başlangıçta müsbet neticeler verdi. Devlet bütçesinin mühim bir kısmı- nı yatırım işlerinde kullanması, or- talıkta parama bollaşmasını temin etti- Tabit şartlar müsait giderek mahsul artınca, — Allanın verdiğini kendi eseri gıbı göstererek öğündü ve mevkiini kuvvetlendirdi. Li- manları ve istihsal merkezlerini ya- bancı sermayelere açtı ve dışarıya borçlanmaktan çekinmedi. Devlet varidatı, seneden seneye inkişaflar kaydetti. Magloire, milli gelirin çoğalmasını, siyasi maksadlarla is- tismar etmesini çok iyi bildi. Çok -çalıştığını etrafa yayıyor ve gece- leri bile daıreye gidiyor! Magloi muvaffakıyetlerını hâik şarkıcıları besteleriyle teren- nüm,, ettiler. Liman meyhanelerinde kafayı çekenler: "Ona demir bilekli adam derler "Her işi becerdiğini söylerler" Yahud da, Madem ki bizlere iş ve para bulan odur" "Elbet istediği kadar sarayda oturur" diye hep bir ağızdan şarkılar oku- dular ve Başkan ne vakit mikrofo- na çıktıysa alkışladılar. akat bu muvaffakiyetler, Mag- loire için kâfi değildi. Haiti'nin ta- rihinde istiklâl için harbetmiş ve zaferler kazanmış — generaller var- dı. Mektep çocuklarına bu general- lerin adları okutuluyor ye turistle- re muharebe meydanları gösterili- yordu. Magloire. adının tarihe İs- tiklâl Savaşı generallerinden daha yaldızlı isimlerle geçmesini istiyor- AKİS,29 ARALIK 1956 du. Haiti, Amerikaya karşı harp a- çarak yeni bir Istiklal Savası kaza- namayacağına Magloire tek çare olarak ıktısadı 'zaferler kazan- mak yolunu tutmağa kendini mec- bur hissetti. O yalnız adım kitapla- ra geçirecek bir iktisadi savaş ka- zanmakla kalmıyacak, aynı zaman- da okuma bilmiyenlerin de görünce azametine hayran olacakları eser- ler yaratacaktı. Mağgloire, ıktısadı savaşın ilk zaferini Artibonite ba- r;c[ı%ı_m yaparak kazanacagını ilân €ÜI 4 milyona mal olacağı bıldırılen Artibonite barajı, Maglo "Nü- fuz ticareti rejimi" — içinde 40 mil- yon dolara çıktı. Masraf 40 mayo- na yaklaşınca, baraj 'Vadisine gö- mülen her çimento çuvalı ve her çe- lik parçası, terazinin gözünü iflasa doğru çoker en bir ağırlık teşkil etmeğe başladı. Memleket iktisadı, baraj sıyasetının külfeti altından kalkamaz oldu. alk daha da fa- kirleşti. Dış borçları ödemek- ve ya- bancı sermayenin kazançlarını dışa- rıya gönderebilmek güçleşti. Talih de -dönerek, tabii şartlar aleyhe te- sir göstermeğe başladı. Adam başı- na düşen milli gelir, 25 dolara ka- dar indi. Bu esnada, seçimler yaklaşıyor- du. Magloıre in tekrar seçilebilme- sine fiili ve huku imkân yoktu Devlet Başkanı, çaresızhk 1ç1nde dü- şünüyordu. Niyeti Devlet Başkanı olarak bir biçareyi geçtirtmek, onu ellinde kukla gibi oynatarak iktidar- da kalmaktı. Ama Haiti'liler Mag- loire iktidarının kendilerine neye malolduğunu anlamışlardı. Nisanda yapılacak seçimlerde Muhalefet li- deri Louis Dejoie'a rey verecekleri ortadaydı. Magloire bundan üç hafta kadar evvel, bir oyun tertipledi. Cumhur- başkanlığından istifa etti ve kendi kendisini İcra kuvvetinin başı ola— Anayasayı rafa Dejoie'ı ve 146 muhalıfmı 6 Aralıkta Haiti radyosunu dinli- yenler, siyaset edebiyatının yeni bir örneğiyle — karşılaştılar. Magloire, memleketin harici tesirlere maruz bırakıldığını,; — muhalefetin - tedhiş yaptığım, muhalefet liderlerinin bu sebepten tevkif edildiklerini, ikti- sadi zaferleri aleyhine meş'um bir propaganda yapıldığım, — eserlerini tamamlamadan iktidardan çekilmi- yeceğini ve seçimlerin geri bırakıl- dığını bildiriyordu. aşkanın nutkunu duyan binler- ce insan, saray önünde toplandı. Muhafızlar gösteri yapan halkı da- ğıtmak istediler. Bir muhafız yara- lanınca, diğerleri havaya ateş etti- DEVLET ADAMININ MASKARASI ler ve müteakip kurşunların nüma- yişçileri hedef tutacağını bildirdiler. akat halkta kararlı bir faal var- dı. Derhal bir "Anayasayı Müdafaa Cephesi" kuruldu. Bu Cepheyi ku- ranların tek silâhi umumi grevdi. Herkes evine döndü ve meyhaneci- ler de kapılarım kapadılar. Ertesi gün kimse dışarı çıkmadı. Eczacı- lar, tuhafiyeciler, sebzeciler, kasap- lar, meyhaneciler ve sinemacılar iş yerlerını açmadılar. Fabrikaların demir kapıları, muhafız kıtalarının dipçik darbelerine Trağmen, kırıla- madı. Doktor ve hastabakıcılar da- hi, hastahanelere uğramadılar. O- tomobil ve kamyoncular, arabaları- nı garajdan çıkarmadılar. Talebe Ve öğretmenler mekteplere gitmedi. Magloire çarşı pazarı dolaştı. grevden vazgeçmeleri için yalvardı. Ustad, bütün o cakalı tavırlarına rağmen papucu pahalı görünce "köprüyü geçene kadar” küçülmek- ten, küçülmekten, küçülmekten ka- çınan adam değildi. Ama halk, o- yuna gelmedi. Magloire'in mevkiini kuvvetlendirdikten sonra marifetle- rine eskisinden de şiddetle devam edeceğini — biliyordu. Magloire'm yayında bırden fazla ok vardı. Taraftarlarınım "Mag ire ne yapar eder, İktidarı bıralı maz" diye duşunmelerı pek de boşu- na değildi. Grevin durmayacağım görünce Diktatör yerini Temyiz başkam Joseph Nemours Pierre- Louis'e bıraktığım ilân etti. Fakat kendisi sarı tuğladan — Dessalines kışlasına çekildi ve Genel Kurmay aşkam olarak kalacağını bildirdi. Grev ertesi gün tekrar başladı. O zaman Orduya mensup bir subay grubu Magloire'a artık çekip git- mesini ihtar sorunda kaldı. Subay- ların Magloire'ı tehdidi, muhafızla- rını kaldırmak oldu. Magloire bu- nun ne demek olduğumu anladı. Ni- tekim, hava meydanına gene o mu- hafızların himayesinde — gidebildi. Uçağı kalkarken Muvakkat Başkan Pierre-Louis ilk iş olarak Muhale- fet lideri Dejoie'yı ve arkadaşlarım serbest bıraktırıyordu Hayata bir öğretmen olarak atı- lan Magloıre şimdi çok zengin bir adamdır. Kalkınma ve baraj siya- setinden kazandığı servet sayesinde, kendi kesesinden de muhteşem bir hayat — yaşıyabilecek vaziyettedir. Bu servetin hakkını gitmek kararında olduğu sanılıyor. Akdenizin zümrüt sahillerinde, ga- zinoların ve kumarhanelerin, 'fakir Haiti'den getirdiği altınları avuç dolusu dağıtacak bu i misafiri memnuniyetle beklediklerine şüphe yoktur