böylece uzak akrabalık hakkı tanın- dıktan sonra "Avare" sahne sahne kopya edılmege başlanıyor Öyle ya, meydanda iş yapm bir film durur- ken, kendimizi Şorlamaya, aynı ko- nuda bile olsa başka şeyler yapma sıkıntısına katlanmaya ne İlüzum var? İnsan hayatta pratik olmamalı mı? İşte bu film de kesin zekânın, kurnazlıkların, kolaya kaçmanın en tıpık orneklerde biri. Kaderini oldu- ğu gibi başkalarının yarattıgı bir fil- min başarısına bağlıyo Pek tabit bütün taklidler gibi modelının sevi- yesine yaklaşamıyor. "Avare" bü- tün hafîflıklerıne rağmen bazı insa- ni noktalara sahipti. Kahramanı Ra- ci aslında iyi olduğu halde çaresızlık yüzünden kendi isteğiyle — hırsızlık yapıyordu Halbuki Berduş umuz bü- tün sıkıntılarına rağmen doğru yol- dan çıkmayan bir masal kahramanı, bir namus abidesi. Ne olur ne olmaz, yanlış anlaşılmasın diye siyah ve be- yaz karakterlerin arasına gölgeler, griler katmaktan dikkatle kaçınan sinemacılarımızın seyirciyi alık yeri- ne koydukları müddetçe canlı tipler yaratmaları imkânsızdır. -kipsin iyi kimin kötü oldugu daha sarf ettikleri iliç cümleden belli olu- yor. Bu kaidenin dışında kalan cilâlı İbo ele alınışındaki bütün olumsuz- luğa, temsil edilişindeki hokkabaz şakşakçılığı usüllerine rağmen ger- çeğe yaklaşan yegâne şahıs. Berduş'u Zeki Mürenin temsil et- mesi de ayrı bir felâket. Boyacı ço- cuğu tipine uymayan fizik görünüşü yanında, rolünün karakterıyle ilgisi olayan göz süzmeler, gerdan k malar, nazlı cilveli hareketler Zeki Murenın beyaz perdemizde — şimdiye kadar görülen en kotu, aktör oldu- gunu ortaya koyuyor. "İntikam Ale- de bazı sinematik endişeler duy- dugunu hissettiren rejisör Osman F. Seden nefes almadan birbirini ta- kip eden şarkılar arasında herhangi bir marifet göstermek fırsatım bu— lamıyor. Filmin dikkati çeken tek noktası Kriton İlyadis'in usta bir ka- meraman oldugunu ispat eden fotoğ- fl rdu raflar.. uş'un sefaleti, zorla— ması, yalancılığı, aidatıcılığı ılyadıs— in temiz, net, aydınlık fotoğrafların da apaçık olarak meydana çıkıyor. n mı ıhuıııd.ı.n YAŞMNKYOTM- DIR, Tasemuanızı l.ıullurıı Köllr 'gülmez dörkal alınız * AKİS,29 ARALIK 1956 S Futbol Birinci devrenin sonunda Geçen hafta Pazar günü Mithat paşa stadı gene tarihi günlerin- den birini yaşadı. Tribünler tıklım tıklım dolu idi. Taraflı tarafsız pek çok sporsever bir hafta evvel Gala- tasaraya 2-0 mağlup olan Fenerbah- çelim, Beşiktaş, karşısında nasıl bir netice alacağını merakla bekliyorlar- dı. Vakıa kuvvet ölçülerine dayana- rak maçın tahminini yazan spor o- toriteleri Fenerbahçeyı şanslı görü- yorlardı. ama kâğıt üzerinde veril- miş olan hükümler sahada kaç defa bozulmuştu. Futbolumuzun istikrar- sız oluşu, takımların bir hafta ara ile birbirini nakzeden oyunları, tahmin yapanlara karşı halkta bir itimatsız P O R ğuk bir duş tesiri yapmıştı. Fener- bahçe - Beşiktaş karşılaşmasının bu sebeble elektrikli bir atmosferde ya- pılacağı fikrinin hâkim olduğu bir sırada Liman Lokantasında iki klü bün temsılcılerı buluşmuşlar, erce öğle meği yemişler, hattâ kendilerini kovalayan foto muhabir- lerine tebessümle poz. vermişlerdi, ertesi gün gazetelerde çıkan resimle- re bir göz atanlar toplantıda Fener- bahçe Klübü İkinci Başkam Osman Kavrakoğlunun — bulunmadığını gör- düler. Acaba Kavrakoğlu niçin 1lo- kantaya katılmamıştı? Bunun tek sebebi Ankaradaki — vazifesinden ay- rılamamış olması mıydı? Kavrakoğ- lu ile Beşikttaş Umumi Kaptanı Usu- oğlu arasında geçen sert münakaşa- lar, bu iki idareciyi karşı karşıya ge- tiremiyecek kadar ağırdı. Nitekim di- Antrenör Gündüz Kılıç ve evlâtları Renk - aşkı Tılsımın — Sırrı: lık uyandırmıştı. Bu sebeble verilen peşin hükümlere itibar edilmiyordu. akat Fenerbahçe, Beşiktaşı 2 0 ye- nerek ona şans tanıyanları mahcup etmedi. Eğer maçı kaybetmiş olsay- dı, lider Galatasarayla Aaradaki pu- van farkı 4'e çıkacaktı. Bunu ka- patmak elbette kolay değildi. Sarı- Lâcivertlerin kazanmak istemelerinin bir başka sebebi de Beşiktaşla ara- larındaki amansız rekabetti. Ahmet Bermanın transferi ile başlayan ger- ginlik, zaman zaman kuvvet deneme- leri haline dökülmüş, hattâ mahke- meye dahi intikal etmişti. Galatasa- ray mağlubiyetinden sonra bir sabah gazetesinde Beşiktaş Klübü Umumi Kaptanı Sadri Usuoğlu "Fenerbah- çenin yenilmesi normal karşılanma- lıdır" şeklinde bir beyanat vermişti. Bu sözler Fenerbahçe camiasında so- ğer Fenerbahçeli idarecilerin ani bir kararla bu toplantıyı yapmalarının sebebi de buydu, ihzari mahiyetteki görüşmelerde alınan kararlar her iki kulübün, menfaatlerini - korumak ve eski dostluğu ihya etmek bakımın- an mühimdi. İdarecilerin birbirleri- ne dostluk eli uzatmaları memnunluk yarattı ve Pazar günü yapılacak o0- lan maçın elektrikli havasım yatış- ırdı. Ankaradan yükselen ses am bu sırada Ankaradan İkinci Başkanının sesi yükseldi. Kavrak- oğlu sinirlenmişti. Fenerbahçe antre- nörü Szekelly'nin bir sabah gazetesine Galatasaray mağlübiyeti hakkında beyanatta bulunması, buna sebeb teşkil ediyordu. Kavrakoğlu "Fener- bahçe nizamlarla, talimatlarla yürü- tülen bir klüptür. Antrenörün beya- 33