İKTİSADİ Vergiler Abalılar Bu haftanın başında Büyük Millet Meclisi Bütçe Komisyonunun ye- ni ve ağzı lâf yapan sözcüsü Sebati Ataman, bir mühim ve acı hakikati ortaya koydu Mevzu, Gelir Vergisin- den muaf tutulacak — asgari geçim haddinin tesbitiydi. Hükümet şimdi- ye kadar bekâr veya çocuklu olma- larına nazaran aylık kazancı 44 ilâ 120 lira olan vatandaşlardan vergi almıyordu. Bu hudut genışletılıyor— du. Mecliste o gün müzaker mekte olan kanun layıhasına naza- ran asgari geçim indirimi hadlerine yüzde elli nisbetinde bir zam yapılı- yor ve ayda 67,5 ilâ 180 lira kazancı olanlar vergiden muaf tutuluyorlar- dı. Bunun iyi bir hareket olduğunda zerrece şüphe yoktu. Bu bakımdan gerek C.H.P. sözcüsü, gerekse Hür, P. sözcüsü Ekrem Alican şukranla— rım arzettiler. Ancak, çok iyi hazır- lanmış bulunan Ekrem Alican olduk- ça uzun bir konuşma |yaparak mev- cut bütçenin yüzde yüz Ur zammı mümkün kılabılecegını . söyledi. Ra- kamlar verdi. Eğer ayda 88 ilâ 240 liraya kadar olan kazançlar vergi- den muaf tutulursa bunun bütçeye 80 milyon liralık bir yük tahmil ede- ceğini, halbuki gelir vergisinin nomi- nal inkişafının bunu karşılıyacağını, üstelik elde bulunan layihanın bir de ikinci maddesi oldugunu hatırlattı. Bu ikinci madde gereğince 100 bin liranın Üstündeki kazançlardan alı- nan vergiler arttırılıyordu. Ekrem A- lican açık ortaya koydu ki asgari geçini indirimi haddine hükü- metin teklif ettiği gibi yüzde 50 de- ğil, yüzde 100 bir zam yapılsa, Bütçe imkânları ortadan kalkmaz. Hür. sözcüsü vatandaşın nafakasından, en acil ihtiyacından para kesilerek bu- nun Bütçede harcanmasını doğru bulmadığını bildirdi ve Ur bekârın 67,5 ve dört çocuklu bir ailenin 180 lıra ile geçinmesindeki müşkilâtı be- Temenniler Sebati Atamanın, hoşu- na gitmemiş olmalıydı ki, kürsüye oldukça hışımla çıktı. Hükümet nasıl muazzam bir fedakârlık yapıyordu da, Muhalefet bunun kadrini bilmi- yordu! Muvazenei Umumiyeden, ya- ni Devlet bütçesinden para alan 170 bin 350 vatandaş vardı; şimdi bunla- rın 45.234'ündeji Devlet vergi alma- mayı kabul ediyordu. — Düşünülsün! m yekünun — yüzde 27'sini teşkıl edıyordu Sözcünün — Meclis ekseriyetinin hislerine onların gözlerini kamaştırmak iste- diği aşikârdı. Nitekim, bu cazip ra- kamlara kapılanlar oldu. Ama. arka- dan Ekrem Alican tekrar kursuye geldi ve bu rakamların Ur mânâ i - fade etmediğini söyledi. Cevaplandı- rılması gereken sual şuydu: Bu yüz- de 27' umum tahsilatın yüzde, kaçını hitap ettiği, AKİS, 29 ARALIK 1956. VE MALİ ödüyordu? O zaman, balon süratle söndü. Sebati Ataman bu hesabın yapılmamış bulunduğumu, ifade etti. Muhalefet sıralarında gülüşmeler ol- du. . Gerçi sonda, hükümetin teklifleri ka- bul olundu. Asgari geçim indin- mi. haddi sadece yüzde 50 nisbetinde arttınlıyordu. Ama bu' vesileyle or- taya çıkan bazı. hakıkatlerın üzerin- de durmaya imkân yokt Memurların durumu emek ki Devlet bütçesinden ma- aş veya ücret olarak para alan 170.350 kışının 45.234'üne ödenen ay- da 67,5 ilâ 180 liraydı. Düşününüz, Devlet kapısından geçinenlerin üççe biri bekârsa 67,5, evli ve dört çocuk- luysa 180 Ura ile bir ay geçinmek zorundaydı; 67,5 lira ile ihsan bir oda tutamaz, Bu, Devlet kapısına ni- çin iltifat edilmediğinin en güzel de- liliydi. Bu kadar az paraya mukabil,, İŞ yapacak veya işe yarayacak adam bulmaktaki 1mkansızhk hemen bel- li oluyordu. Halbuki bir Devletin, kendisi hesabına çalışanları hiç ol- mazsa doyurması bir şarttı. Dört ço- cuğunuz var; kendinizi ve bunları doyurun diye Devlet size ayda 180 lira veriyor! Cömertliğe diyecek yok- tu. Üstelik bu gülünç para, 4 milya- ra çıkarıldığı iftiharla söylenen Ur, Bütçeden ödeniyordu. Bütçenin ra- kam olarak her inkişafı, o 180 lira- nın gene rakam olarak iştira kudre- tini hemen aynı nisbette düşürüyor- du. Durum hakikaten acıydı. Devlet kapısından geçinenlerin yüzde 27'si!. Sebati Atamanın kürsüye gelmesin- SAHADA deki en hayırlı netice, bu hakikati gözler önüne serilmesi oldu Sebati Ataman işi bu kadarla bı rakmadı. Esnafın senede asgari 37C lira kazanan kısmından vergi alın madıği, arazi vergisinin kabul olun madiği kendısme hatırlatıldığında sınıfları "himaye görmesi" lâzım sı nıf” diye işaret etti. Esnaf için, sınıfın gelişmesi lâzımdır" dedi. H tâ ilâve ettii "Eğer onları vergide muaf tuttuksa, bu kazanmadıkları çin değildir" dedi. Peki memurlar işçiler? Onlar gelişmesi lâzım gele sınıflar değil miydi? Muhalefet ha tipleri, bilhassa Ekrem Alican esnaf muafiyetine hiçbir itirazları olmadı ğını söylediler. Ama öteki mükellef lerin asgari geçim indirimi haddini yüzde 50 değil yüzde 100 bir zam ya pılırsa nisbetlerin birbirine yaklaşa- cağını bildirdiler. Üstelik Hür. sözcüsü, bu paranın karşılığım gosterıyordu Ama bu tez, iltifat görmedi. Buna mukabl 100 bin liranın ü tündeki kazançlardan alınan ver nisbetinin arttırılması . "itiraz celbe medi. Bu nisbet yüzde 60'a kadı yükseltiliyordu. Sanayi Özel sanayi — Üvey evlât K alkınmaya karşı cephe alanlar ayısı arttığı bir sırada İstanbul dan sanayicilerin sesi yükseldi. Sac müstehliklerin değil, onların da kırıtılan vardı. Onlar da sıkıntıların dan kurtulmak için hükümetin yar dımına muhtaçtılar Bir dokuma tezgâhı Resmi— Evlât; Hususi — Üvey Evlât