20 Ekim 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

20 Ekim 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Futbol Teşkilâtta gayret olonya milli maçının yaklaşması, Futbol Federasyonu erkânını dü- şünceye sevketmişti. Maça ancak bir ay kadar bir vakit kaldığı halde mil- li takımın antrenörünün kim olacağı bilinmiyordu. Vakıa evvelce Macar antrenör İmre Kovach ile anlaşmaya varılmış ve milli takımın hazırlanma- sının ona bırakılması kararlaştırıl- mıştı. Fakat Macar antrenörünün bir takım mali mazeretler ileri sürerek Türkiyeye gelmekten sarfı nazar et- mesi. Federasyonun iki ayağını bir pabuca sokmuştu. Milli takımı -şimdi- lik kaydıyla- bir yerli antrenöre tevdi etmeden başka çıkar yol yekta. Fa- kat bu antrenör kim olacaktı? Fe- Vnüsü kendini kaptırdığı bedbinlikten seçici Eşfak Aykaç da İstanbulda yaptığı bir basın toplantısında milli takımın kadrosunu açıklıyordu. Tek secicinin yeni kadrosu basın toplan- tısında bulunanları şaşırtmıştı. Yüz- lerde bu şaşkınlığı farkeden Eşfak Aykaç yüreklere su —serpmekte ge- cikmedi: Bu kadro seyyaldi. Yani i- cap ettiği zaman form gösteren fut» bolcuların kadroya ithali her zaman için mümkündü. Se kadro sözü kadro ilân edildiği zamanlar sık sık ortaya atılırdı. Fakat sonradan bir değişiklik yapıldıgı da nadiren görü- lürdü r Tekseçici, çok kafi ve çok itimat Verıcı bir şekilde konuşuyordu; tereddüde — kapılmaya lüzum yoktu Doğrusu Tekseçici, Portekiz dö- Fenerbahçenin Adalete Vattığı ikinci gol Toptan hızlı giden kaleci!. derasyon uzun uzun düşünüp taşın- dıktan, bir takım temas ve müzake- relere gırıştıkten sonra, bu haftanın başında milli takım antrenörünün is- mini ilân etti: Milli takım antrenör- lüğüne layık, görülen hoca Cihat man'dı. Cihat Arman Federasyonun teklifini şevk ve cesaretle kabul et- ve: "Kendimi askere, vatan hiz- metine çağrılmış bir insan gibi gör- düm ve bu vazifeyi kabul ettim" de- mişti. Yalnız Cihat Arman "bu vatan hizmeti"ne koyulmazdan önce bir şart ileri sürüyordu: Bir senelik bir mukavele.. Zira antrenörün sık sık değişmesinin âdet olduğunu biliyor ve bundan milli takımın zarar gördüğü- ne inanıyordu. Kadro C atla milli takım antrenörlüğüne getirildiği ilân edildiği sırada tek 34 sıyrılmıştı Yapılacak şey, Tekseçici- ye iyi şans temenni etmekten ibaret- Lig maçları Profesyonel ligin başlangıcında Em niyet'in Beşıktaşa yaptıgı azizlik, büyük takımlar için bir alarm çanı olmuştu. Övünmeler, şişirmeler bu- yana bırakılmış ve hummalı bir ça- lışmaya girişilmişti. En ufak bir ih- mal 1. hatta 2 puana mal olabilirdi ve oluyordu da.. Geçen hafta bu kor- kuyu en fazla duyan şüphe yok ki Fenerbahçelilerdi. Dinamo maçların- dan çok yorgun çıkmışlardı ve bir haftada 3 ağır maç yapmak kolay birşey değildi. Dinamonun kuvveti hakkında fikir sahibi olan taraftar- lar, bu maçlardan yorgun çıkan Sarı- Lacivertlilerin iddialı Adalet karşı- sında nasıl bir netice alacağını me- rakla bekliyorlardı. Hele iki taraf sı- rasındaki rekabetin had safhada bu- lunduğunu düşünenler, haklı olarak neticeden endişe duyuyorlardı. Fakat umulanlar olmadı. Yorgun Fenerbah- çe Adaleti 4-1 mağlüp etmeye mu- vaffak oldu. Eğer hakem Faik Gökay kara kitaba uyarak en az beş bariz penaltıyı da vermiş olsaydı, bu fark daha acık olacaktı. Ayni gün Kasım- paşa tahminler hilâfına Beykozu ra- hat bir oyunla 1-0 yendi. Bir gün ev- vel ise Galatasaraylılar Beyoğluspo- ru 5-2 yeniverdiler. Şampiyonluk yo- lunda yürüyen — Sarı-Kırmızılılar bu maniayı da kolayca atlamışlardı. "Ah hakem, vah hakem!" Uzun boylu, kır saçlı bir hakemin çaldığı düdük ve verdiği acayip karar, hem sahada bulunanları ve hem de Mithatpaşa stadının tribünle- rini dolduran binlerce seyirciyi bir an- da ayağa fırlatmıştı. Tribünlerden a- ğır protestolar bir yağmur gibi yağı- yor, bazı futbolcular hakemin üzerine yürüyorlardı. Ceza düdüğünü taki- ben hakem üstüste istimdat düdükle- ri çalmaya başlamıştı. Polisler, jan- darmalar, inzibatlar vak'a mahalline -bereket- çabuk yetiştiler ve hakemi bir emniyet kordonu içersine aldılar. Mevzuubahis hadise geçen haftanın Çarşamba günü Mithatpaşa stadın- da cereyan edıyordu Acayip kararın sahibi ise daha yeni "beynelmilel" Un- vanına kavuşan Osman — Yereşendi. Hakem bu maçta o kadar acayip ka- rarlar vermiş ve o kadar büyük-hata- lar işlemişti ki herkes, ama herke» fe- veran etmişti... "Olmaz canım böyle şey! Konmaz böyle Merkez Hakem Komitesi? Hani Ron- zio denilen İtalyan futbol otoritesinin bir haftalık kursta öğrettiği dersler ? Atmalı, evet hakemlikten ihraç et- meli!" diye söyleniyorlardı. (Gerçek- ten ne söylense yeri idi. Vefanın İs- tanbulspor'a 5-1 mağlübiyeti ile ka- panan bu futbol katliamının akisleri spor çevrelerini hâlâ işgal ediyordu. Hakeme bir sene boykot cezası ve- rileceği söyleniyordu. Millilik payesi- ni verirken çok cömert davranan Merkez Hakem Komitesinin ceza ve- rirken de aynı ölçüyü kullanması ye- rinde olacaktı. Beşiktaş Israilde Tebdili mekânda ferahlık — vardır, derler. Herhalde bu düşünce ile o- lacak Emniyet mağlübiyetinden son- ra canları sıkılan ve uzulen Beşiktaş- lılar dost İsraile kadar şöyle bir uza- nıp kafalarını dinlemek ve puvandan uzak maçlar yapmak yolunu tuttular. İsrail mahreçli haberlerde Siyah - Beyazlıların gayet canlı bir oyun çı- kardıkları bıldırılıyor Haydi hayır- lısı!. Belki de başarı, İstanbula dönüşte vam eder ve Beşiktaş- lılar taraftarlarını büyük üzüntüler- den kurtarmış olurlar. N.S. AKİS, 20 EKİM 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: