tadır. 436 mütehassis (240.9) yurt dışında tetkik seyahati yapmış. 435 mütehassıs (2 40.8) memleket dahi- linde bilhassa tıb kongreleri vesi- lesiyle seyahat edebilmiştir. Pratisyenler nkete cevap veren 892 pratısyen— den ,709 u (20979.6) memur, 183 ü (%20 4) serbesttir.. Memur olanlar da maaşlı, ücretli, fahri asistan ola- rak üçe ayrılmaktadır Maaşlıların (26 86.5) i 60 liranın altındadır. 150 lıra aslı maaşlı hıçbır pratısyen yok- li maaş 80-90 lira olan- lar (%5 63) 100 125 olanlar (%1 .48) kadardır. 892 pratisyenden 252 si be- kâr (228.2), 640 1 evlidir. (271, 8) Evlilerin 119 u cuksuz — (218.5) 521 i (2681.5) çocukludur Pratısyen— lerin muayenehanelerde aldıkları vi- zite ücretleri (292.66) sında 2.5-7.5 lira arasındadır. 10 Jlira alanlar . Evlerde alınan vizite üc- reti de (9555.63) o lıranın altında, (9637.47) 15-20 lıra (266.9) 25-30 li- ra arasındadır. Pratisyenlerın de 730 u (2b 81.9) kazançlarından sarruf edememektedir. 162 si (6 18 1) bir miktar biriktirebilmektedır Ka- zançlarının beste birinden azını bi- riktirenler 58.03, B22.5 unu birik- tirenler 38.47, kazançlarının 2075.90 nını tasarruf edenler 20.47 nisbetin- dedir. Gelen cevaplar arasında birço pratisyenin basit bir hayat yaşadığı halde borçlandıgı da kaydedilmiş bu- lunmaktadır. Pratisyenlerin 786 sı mülksüz (20 88.2), 166 sı (9611.8) mülk sahibidir. 892 pratisyen içinde 85 i (29.52) hayat sigortasına — ka- 807 si (2690.48) hayatını si- ettirememiştir. 3 unun hu- arabası vardır. 3.36). İkisi (%0224) şoför kullanmaktadır 860 ının otomobili yoktur. Pratisyenlerin 379 u (242.4) hekim — olmaktan memnun 399 u (2544.8) gayrı mem- nundur. 114 ü (2012.83) maddeten muztarib, manen mutmain oldukları- nı bildirmişlerdir. İçtimai ve iktisadi durumlarının fena olmasında — ötürü memnunluk duymuyanlar (2 57.6) yı bulmaktadır ki mütehassıslar için de, pratisyenler için de bu Üzü- cü ve endişe uyandırıcı mahiyettedir. Pratisyenlerden 175 şi (2019,6) ya- bancı dilden mecmualara abonedir- ler. 717 si (2080.4) yabancı dilden mecmua takip etmiyorlar. Pratis- yenlerden 119 u (26 18.36) yurtdı- şında, tetkik seyahati yanmış. 798 ü (2686.64) buna imkân bulamamış- tır. 202 pratisyen (2023.7) yurd içi seyahatleri yapmış, bilhassa Milli Türk Tıb Kongrelerine gelmişlerdir. 690 1 (2076.3) seyahat imkânı bu lamamıştır. Meslekdaş münâsebetleri eçen cevapların çoğunda hekim- ler arasında sevgi ve — saygının kalmadığından şikâyet edilmektedir. Deontololi'ye aykırı hareketler bil- hassa .sızıltı konusu olmakta ve su cümlelerle ifade edilmektedir: "Mu- AKİS, 20 EKİM 1956 Bektaşıler dık!..", " 15-20 lira alanlar (200. ) . ayenehanesi olan hekim yaşamasını yanındaki arkadaşının ölmesiyle mümkün görmektedir". "Deontoloji zayıfladı değil, vefat etti. Acaba ba- sübadelmevti mümkün . "İlk çağlarda 1nsanlar1n 1nsanlara kurd olduğu bir devir yaşanmış: bugün de menfaat çatışmaları doktorun dokto- ra kurd u bir devir yarattı". "Eskiden azalan birbirine bağlı iki zümre vardı. Doktorlar ve bektaşiler.. sabit kade Biz ayrıl- 'Birbirimize düşman olduğu- muz kadar bugün Araplarla yahudıler düşman değillerdir". Meslek münasebetlerinin düzenlen- mesi için düşünülen çareler de şun- lardır: Fazilet yolundan ayrılarak halk a- rasında meslek şerefini zedeliyen he- kimleri tecziyede tabib odaları tered- düt etmemelidirler. İlmi ve mesleki toplantılar sık sık yapılmalı, için hekim kulüpleri kurulmalıdır. Temas imkânları arttıkça — mesleki dayanışma, hürmet ve saygı da-yük- selir. Simsarlarla mücadele için mü- essir usüller bulunmalıdır. Tabip o- dalarının tesbit ettikleri asgari üc- retten aşağı, 50-100 kuruş gibi mu- ayene UÜcretleri alarak şerefimizi ih- lâl edenleri haysiyet divanlarına ver- mek lâzımdır. Tabip odaları ek görev- lerin muayyen ellerde toplanmasına mâni olmalıdırlar. Türk tabipleri sen dikası kurulmalıdır. Yeni yetişenlere veya'sıkıntıda olanlara kredi açacak bir hekimler bankasının tesisi lâzım- dır. Hekimler için ihtiyarlık ve mes- lek sigortası açılmalıdır. Memur he- kimler tatmin edilmelidir. Bunlara ser best sanat icra ettirilmemeli, klirtik- leriyle devamlı olarak meşgul olma- ları sağlanmalıdır. Hastahaneler be- dava muayeneleri hakikaten muhtaç ve fakir olanlara — hasretmelidir. Zenginlerin bu sosyal yardımı sürttür- melerinin önüne — geçilmelidir. Yeni yetişenlerin çalışma imkânları bula- bunun YENİLİK Çıkaran: NAİM TİRALİ Eu gürel şilr, hikâye ve dene- mülarla her ayın başımda K, Fikir ve sannt hareketleriyle, M.T. Acaroğlu'nun hüzirlmdiği ayiın biblliyorrafyasımı veren tek dergi! Fikti: Dika, Yıllık übamedel: 10 Ura, Yıllık anbonelerine & İralık kitap y Mürücanti P.K. tl4 - İstanbul M - TIB bilmeleri için profesörlerin ve meşhur mütehassısların — viziteleri yükseltil- melidir. Eczahanelerin reçetesiz ilâç vermelerinin — önlenmesi — lâzımdır. Müstahzarlardan prospektüsler çıka- rılmalı, hastaların kendi kendilerini tedavi etmelerine bir son verilmelidir. Halk sağlığına yaptıkları birçok za- rarlardan hekimlerin çalışma sahalarını da daraltan iğnecilerin fa- aliyetleri önlenmelidir. Halkla münasebetler ekimin halkla münasebetleri de iyi değildir. Hâlâ kocakarılar, ho- calar, üfürükçüler faaliyettedir. Halk ekime, eczahane alfaları, sıhhat memurları ve iğneciler iflâs ettikten sonra baş vurmaktadır. Halk, sağdı- ğın da nihayet para ile temin edile- ceğini idrâk etmemektedir. Buna be- dava muayene yerleri de sebeb ol- maktadır. Halk hekimi istismar edi- yor. Hekime ücret tediyesinden kaçı- yor. Eğlencelerine hesapsız para har- cayanlar hayat ve sıhhatleri için de fedakârlık yapmak gerektiğini anla- mak istemiyorlar. Hekimi zengin ve para basan bir makina sayıyorlar. Onlarca doktor, apartman, otomobil ve konfor demektir. Hekimin emeği cereme sayılıyor. Hekimin — hizmeti "iki tık tık bir şık şık" diye küçüm- seniyor. Ücret tediye etmemek için komşuluk, akrabalık ileri sürülüyor. Hekimin istismarı mübah, hatta se- vap sayılıyor. Yollarda veya gazino gibi umumi yerlerde bile hastalığını veya hastasının halini anlatarak be- dava tedavi" imkânları arıyanlar çok- tur. Halbuki aynı Kimseler kendile- rinden birşey satın alınacağı zaman hekimlerden bir misli fazla istiyor- lar. Avukatların, mühendislerin bü- yük kazançları kimsenin gözüne bat- mıyor. Eczanelere - büyük paralar ödiyenler hekimle — pazarlığa girişi- yorlar. Hastahanelerde tamdık he- kimleri arıyarak bedava muayene o- lan çok zengin var. Hekime artık es- naf, muamelesi de yapılmaktadır. He- kim ücretlerine narh koymaga kal- kan belediyelerin durumu da çok ha- zindir. Kendisini fakir göstererek vi- zite ödemiyen hastaların 5-6 ay sonra 3A katlı apartman sahibi oklukları görülmüştür. Halbuki birçok hekim- ler ev yapmak şöyle dursun şerefle- riyle mütenasip bir meskende bile o- turamamaktadırlar. Bir hekim de: "Türkiyede insan tamirinden ucuz bir şey yoktur. Bir ayakkabı pençesinin tamiri on lira, bir kalbin tamiri yine on İiradır. Turkıyede en ucuz hiz- met hekimliktir" diyor. Raporda hekimin devletle olan mü- nasebetlerine ait çok esaslı açıklama- lar da var. Bu kadar güzel hazırlan- mış bir raporun değerine zarar ver- meden bir kaç sayfaya sıgdırılmasına imkân göremiyor, zaruri olarak bahsi burada kesiyorum- Kongreye iştirak imkânı bulamamış bütün meslek- daşlara bu raporu dikkâtle OkumalaA rını tavsiye ederim Dr.E.E. 33