20 Ekim 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

20 Ekim 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tadır. 436 mütehassis (240.9) yurt dışında tetkik seyahati yapmış. 435 mütehassıs (2 40.8) memleket dahi- linde bilhassa tıb kongreleri vesi- lesiyle seyahat edebilmiştir. Pratisyenler nkete cevap veren 892 pratısyen— den ,709 u (20979.6) memur, 183 ü (%20 4) serbesttir.. Memur olanlar da maaşlı, ücretli, fahri asistan ola- rak üçe ayrılmaktadır Maaşlıların (26 86.5) i 60 liranın altındadır. 150 lıra aslı maaşlı hıçbır pratısyen yok- li maaş 80-90 lira olan- lar (%5 63) 100 125 olanlar (%1 .48) kadardır. 892 pratisyenden 252 si be- kâr (228.2), 640 1 evlidir. (271, 8) Evlilerin 119 u cuksuz — (218.5) 521 i (2681.5) çocukludur Pratısyen— lerin muayenehanelerde aldıkları vi- zite ücretleri (292.66) sında 2.5-7.5 lira arasındadır. 10 Jlira alanlar . Evlerde alınan vizite üc- reti de (9555.63) o lıranın altında, (9637.47) 15-20 lıra (266.9) 25-30 li- ra arasındadır. Pratisyenlerın de 730 u (2b 81.9) kazançlarından sarruf edememektedir. 162 si (6 18 1) bir miktar biriktirebilmektedır Ka- zançlarının beste birinden azını bi- riktirenler 58.03, B22.5 unu birik- tirenler 38.47, kazançlarının 2075.90 nını tasarruf edenler 20.47 nisbetin- dedir. Gelen cevaplar arasında birço pratisyenin basit bir hayat yaşadığı halde borçlandıgı da kaydedilmiş bu- lunmaktadır. Pratisyenlerin 786 sı mülksüz (20 88.2), 166 sı (9611.8) mülk sahibidir. 892 pratisyen içinde 85 i (29.52) hayat sigortasına — ka- 807 si (2690.48) hayatını si- ettirememiştir. 3 unun hu- arabası vardır. 3.36). İkisi (%0224) şoför kullanmaktadır 860 ının otomobili yoktur. Pratisyenlerin 379 u (242.4) hekim — olmaktan memnun 399 u (2544.8) gayrı mem- nundur. 114 ü (2012.83) maddeten muztarib, manen mutmain oldukları- nı bildirmişlerdir. İçtimai ve iktisadi durumlarının fena olmasında — ötürü memnunluk duymuyanlar (2 57.6) yı bulmaktadır ki mütehassıslar için de, pratisyenler için de bu Üzü- cü ve endişe uyandırıcı mahiyettedir. Pratisyenlerden 175 şi (2019,6) ya- bancı dilden mecmualara abonedir- ler. 717 si (2080.4) yabancı dilden mecmua takip etmiyorlar. Pratis- yenlerden 119 u (26 18.36) yurtdı- şında, tetkik seyahati yanmış. 798 ü (2686.64) buna imkân bulamamış- tır. 202 pratisyen (2023.7) yurd içi seyahatleri yapmış, bilhassa Milli Türk Tıb Kongrelerine gelmişlerdir. 690 1 (2076.3) seyahat imkânı bu lamamıştır. Meslekdaş münâsebetleri eçen cevapların çoğunda hekim- ler arasında sevgi ve — saygının kalmadığından şikâyet edilmektedir. Deontololi'ye aykırı hareketler bil- hassa .sızıltı konusu olmakta ve su cümlelerle ifade edilmektedir: "Mu- AKİS, 20 EKİM 1956 Bektaşıler dık!..", " 15-20 lira alanlar (200. ) . ayenehanesi olan hekim yaşamasını yanındaki arkadaşının ölmesiyle mümkün görmektedir". "Deontoloji zayıfladı değil, vefat etti. Acaba ba- sübadelmevti mümkün . "İlk çağlarda 1nsanlar1n 1nsanlara kurd olduğu bir devir yaşanmış: bugün de menfaat çatışmaları doktorun dokto- ra kurd u bir devir yarattı". "Eskiden azalan birbirine bağlı iki zümre vardı. Doktorlar ve bektaşiler.. sabit kade Biz ayrıl- 'Birbirimize düşman olduğu- muz kadar bugün Araplarla yahudıler düşman değillerdir". Meslek münasebetlerinin düzenlen- mesi için düşünülen çareler de şun- lardır: Fazilet yolundan ayrılarak halk a- rasında meslek şerefini zedeliyen he- kimleri tecziyede tabib odaları tered- düt etmemelidirler. İlmi ve mesleki toplantılar sık sık yapılmalı, için hekim kulüpleri kurulmalıdır. Temas imkânları arttıkça — mesleki dayanışma, hürmet ve saygı da-yük- selir. Simsarlarla mücadele için mü- essir usüller bulunmalıdır. Tabip o- dalarının tesbit ettikleri asgari üc- retten aşağı, 50-100 kuruş gibi mu- ayene UÜcretleri alarak şerefimizi ih- lâl edenleri haysiyet divanlarına ver- mek lâzımdır. Tabip odaları ek görev- lerin muayyen ellerde toplanmasına mâni olmalıdırlar. Türk tabipleri sen dikası kurulmalıdır. Yeni yetişenlere veya'sıkıntıda olanlara kredi açacak bir hekimler bankasının tesisi lâzım- dır. Hekimler için ihtiyarlık ve mes- lek sigortası açılmalıdır. Memur he- kimler tatmin edilmelidir. Bunlara ser best sanat icra ettirilmemeli, klirtik- leriyle devamlı olarak meşgul olma- ları sağlanmalıdır. Hastahaneler be- dava muayeneleri hakikaten muhtaç ve fakir olanlara — hasretmelidir. Zenginlerin bu sosyal yardımı sürttür- melerinin önüne — geçilmelidir. Yeni yetişenlerin çalışma imkânları bula- bunun YENİLİK Çıkaran: NAİM TİRALİ Eu gürel şilr, hikâye ve dene- mülarla her ayın başımda K, Fikir ve sannt hareketleriyle, M.T. Acaroğlu'nun hüzirlmdiği ayiın biblliyorrafyasımı veren tek dergi! Fikti: Dika, Yıllık übamedel: 10 Ura, Yıllık anbonelerine & İralık kitap y Mürücanti P.K. tl4 - İstanbul M - TIB bilmeleri için profesörlerin ve meşhur mütehassısların — viziteleri yükseltil- melidir. Eczahanelerin reçetesiz ilâç vermelerinin — önlenmesi — lâzımdır. Müstahzarlardan prospektüsler çıka- rılmalı, hastaların kendi kendilerini tedavi etmelerine bir son verilmelidir. Halk sağlığına yaptıkları birçok za- rarlardan hekimlerin çalışma sahalarını da daraltan iğnecilerin fa- aliyetleri önlenmelidir. Halkla münasebetler ekimin halkla münasebetleri de iyi değildir. Hâlâ kocakarılar, ho- calar, üfürükçüler faaliyettedir. Halk ekime, eczahane alfaları, sıhhat memurları ve iğneciler iflâs ettikten sonra baş vurmaktadır. Halk, sağdı- ğın da nihayet para ile temin edile- ceğini idrâk etmemektedir. Buna be- dava muayene yerleri de sebeb ol- maktadır. Halk hekimi istismar edi- yor. Hekime ücret tediyesinden kaçı- yor. Eğlencelerine hesapsız para har- cayanlar hayat ve sıhhatleri için de fedakârlık yapmak gerektiğini anla- mak istemiyorlar. Hekimi zengin ve para basan bir makina sayıyorlar. Onlarca doktor, apartman, otomobil ve konfor demektir. Hekimin emeği cereme sayılıyor. Hekimin — hizmeti "iki tık tık bir şık şık" diye küçüm- seniyor. Ücret tediye etmemek için komşuluk, akrabalık ileri sürülüyor. Hekimin istismarı mübah, hatta se- vap sayılıyor. Yollarda veya gazino gibi umumi yerlerde bile hastalığını veya hastasının halini anlatarak be- dava tedavi" imkânları arıyanlar çok- tur. Halbuki aynı Kimseler kendile- rinden birşey satın alınacağı zaman hekimlerden bir misli fazla istiyor- lar. Avukatların, mühendislerin bü- yük kazançları kimsenin gözüne bat- mıyor. Eczanelere - büyük paralar ödiyenler hekimle — pazarlığa girişi- yorlar. Hastahanelerde tamdık he- kimleri arıyarak bedava muayene o- lan çok zengin var. Hekime artık es- naf, muamelesi de yapılmaktadır. He- kim ücretlerine narh koymaga kal- kan belediyelerin durumu da çok ha- zindir. Kendisini fakir göstererek vi- zite ödemiyen hastaların 5-6 ay sonra 3A katlı apartman sahibi oklukları görülmüştür. Halbuki birçok hekim- ler ev yapmak şöyle dursun şerefle- riyle mütenasip bir meskende bile o- turamamaktadırlar. Bir hekim de: "Türkiyede insan tamirinden ucuz bir şey yoktur. Bir ayakkabı pençesinin tamiri on lira, bir kalbin tamiri yine on İiradır. Turkıyede en ucuz hiz- met hekimliktir" diyor. Raporda hekimin devletle olan mü- nasebetlerine ait çok esaslı açıklama- lar da var. Bu kadar güzel hazırlan- mış bir raporun değerine zarar ver- meden bir kaç sayfaya sıgdırılmasına imkân göremiyor, zaruri olarak bahsi burada kesiyorum- Kongreye iştirak imkânı bulamamış bütün meslek- daşlara bu raporu dikkâtle OkumalaA rını tavsiye ederim Dr.E.E. 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: