ra siz de bu manayı çıkarmamışsı- nızdır, çıkarılamayacağını soylemış— sinizdir. O halde, reis beyfendi Kaldı ki benim, masum bir cumle— Sarolun ortağına, sıfatını suiistimal ederek lisans temin ettiği isnadım çıkaran savcıya soracak bir sualim var. Lütfen cevap versinler. Dr. Sarol İktisad ve Ticaret Vekili midir? Hayır! Lisans denilen vesika- yı bizzat kendisi hazırlar, imzalar, dağıtır mı? Hayır! Eğer o cümleden savcının çıkardığı mana çıkıyorsa ben üç kişiye birden hakaret etmiş olu- rum: Dr. Sarola, onun ifsad ettiği İk- tisat ve Ticaret Vekiline, gayrı meş- ru menfaat temin eden Z Akala. Muhterem savcı hal bu 1ken nıçın sa- dece Dr. Sarolun muvafakatim iste- miş de, İktisad Vekili ile Oğuz Aka- lın şereflerini hiç düşünmemiş? Sav cılar, Dr. Sarolun avukatı mıdırlar? Ama bu suallerin cevabını ben vere- yim: Savcı dahi o yazıdan böyle bir mana çıkarmayı, beni başka türlü hapsettirmeyeceğini anlayınca akıl etmiştir. Onun dahi, söylediğine i- nanmamış olacagım tahmin etmek is- terim. Görüyorsunuz ki reıs beyfendi, bir, haksızlık yapmadan "Kâğıt üzerinde devir" başlıklı yazıdan dolayı beni mahküm etmeye imkân yoktur. De- nılıyor ki, ben o cümleyi yazarken O- ğuz Akal adındaki vatandaşın husu- si durumunu bahis mevzuu etmiyor- muşum, gayem ve hedefim Dr. Sarol imiş. İnsaf edilsin, beyfendi. Şu yazı- nın adına bakınız: Kâğıd üzerinde, devir. Nenin devri? Türk Sesi gaze- tesinin. Oğuz Akal her hangibir va- tandaş mıdır, Oğuz Akal ismi tesa- düfen akla gelen bir ithalâtçı mıdır, AKİS, 20 EKİM 1956 Oğuz Akal yazıyla alâkası bulunma- yan bir zat mıdır? Ne münasebet. O- ğuz Akal devrının kâğıt üzerinde bir devir olduğu iddia edilen o Türk Se- si gazetesinin ortaklarından biridir ve hususi durumu o sıfatı dolayısıyla ele alınmıştır. Aynı yazıda Atıf Sa- karın da hususi- durumu bahis, mev- zuu edilmiştir. Neden? Zira o da Or- takların üçüncüsüdür. Benim hak- kımda mahkümiyet kararı istenilir- ken, biraz 1nsaf etmek insafın icabı degıl midir Kuyruklarına basılanlar , emyiz Ceza Dairesi Akis Mecmua- sının 20/1 1/1955 tarihli nüshasında çıkan "Kendi Aramızda" başlıklı ya- zıda "kuyruklarına basılanlar" tabi- rile Dr. Mükerrem Sarolun kastedil- diği kanaatini izhar etmiş, ima yo- luyla mumaileyhin şeref ve itibarım Hakimler eyeti No: 2 Beraat kıracak neşriyatta bulunduğumdan cezalandırılmamı istemiştir. Halbuki, şimdi ortaya koyacağım delillerle bu talebe uymaya imkân olmadıgım ar- zedeceğim, ispat edeceğim 1 — Evvelâ, bu yazı dolayısıyla be- ni muhakeme etmek hakkı hi iç kim- sede yoktur. Zira savcılık Dr. Sarol- dan bu yazı için muvafakatname iste- memiştir. Nitekim bizzat Temyız Ce- za Dairesi 24 Ekim 1955'ten 23 Ha- ziran 1956'ya kadar bu nokta üzerin- de durmuş, savcılığın Dr. Saroldan talepnamesini istetmiş, meseleyi ince- lemiş, fakat sonradan, her ne sebeple ise anlayamadık, sekiz ay müddetle aradığı bir vesika hâlâ ortada bulun- madığı halde benim cezalandırılmamı istemiştir. Bu yazıdan dolayı muvafa- kat istenmediğine göre, dâva açıla- Zi 2 — Bunun bir başka delili de şu- BASIN dur. İlk ifademe müracaat edilmek üzere Ankara Basın Savcılığına çağ- rıldığımda sadece yedi yazıdan dola- yı mesul tutulduğum bildirildi ve bunların her bırı hakkındaki mütale- am soru Kendi Aramızda" bal- lıklı yazıdan hiç bahsedilmediği o i- fade zaptının dosyada mevcut aslında açık şekilde görülmektedir. Bunu dâ- vaya ithal için olsa olsa müteakiben muvafakat almak gerekirdi. Nerede bu muvafakatname ? 3 — Haydi diyelim ki kanuni for- maliteler ikmal edilmiş bulunsun. "Kuyruklarına basılanlar" bir tabir- dir ye hakaret unsuru ihtiva etmedi- ği aşikardır. "Kuyruk"tan bahsedil- mesi, kastedilen zatın illa kuyruklu oldugu manasım ifade etmez. Tabir- lerde o tabirleri teşkil eden kelimele- rin asli manaları uzerınde durmak in- !İ sanı hatalı yola götürür. Huzurunuz- da görülen bir başka davayı hatırlı- yorum. Akis'te D.P. Genel Başkam bahis mevzuu edilirken "Kedi olma- yınca fareler cirit atar" tabiri kulla- nılmıştı. Aynı Temyiz Ceza Dairesi bunun bir tabir olduğunu, kedilik ve- ya fareliği bahis mevzuu olamayaca- gını bildirmişti. Şimdi nasıl olur da "kuyruklarına basılanlar" tabirinden dolayı insanların şeref ve ıtıbarlarının kırıldığını ileri sürebilir? "Kuyruk"lu tabirleri hepimiz, her gün kullanırız. Bunu yaparken şeref ve itibar kırma gibi suç işlemek hatıranızdan dahi geçmez; Eğer uyruk"tan bahset- mek hakaret sayılsaydı bu memleke- tin son derece nazik, kibar bir baş- bakanı hem de kendi partisinin liste- sinden milletvekili çıkmış, kabinesine girmiş mümtaz şahsiyetlerden bahse- derken "isimizde kuyrukları kaldı" 11