yetlerden memnuniyet ve iç huzur yoktu. Fakat başka bir hal çaresi, hur alternatifin bulunmaması her hangi bir hareketin dogmasına mani teşkıl edıyordu Tıpkı Fuad Köprülü ve Ne- dim Ökmen gibi daha başkaları da "bir şeyler yapma"nın luzumunu id- rak ediyorla_rdı Fakat bu "bir şey- ler" neydi? İşte, o bilinmiyordu. Her seçimlerde Adnan Menderes tarafın- dan desteklenenlerin — şansları fazla olacaktı. Buna mukabil D.P. Gene Başkanı da grubun arzularına taban tabana zıt şahsiyetleri — destekleme- mek kararındaydı. Böylece grup ve Genel Başkan birbirlerine sessiz ta- vizler verme yolundaydılar. Başkan- lık divanı için dolaşan isimler arasın- da iki eski bakanın, Sıtkı Yırcalının ve Hasan Polatkanmınkiler de vardı. Bil hassa eski Ekonomi ve Ticaret Baka- nının grupta tutulduğu biliniyordu. Fakat Refik Koraltanın Kuruculuk kanına karşı Cumhurbaşkanının bes- lediği dostluk hisleri hesaba katıl- Bütün bunlardan çıkan netice, bu haftanın ortasında Meclis Başkanlı— ğı meselesinde henüz bir istikrarın temin edilememiş olduğuydu. Herkes kendi adayının kulis faaliyetini yap- makla meşguldü. Başkan Vekillikle- ri de başkanlık meselesinin halline bağlıydı. Yalız muhakkak olan D.P. grubu tarafından Fikri Apaydının a- daylığının yenileneceği, İhsan Baç ile Agah Erozanın değiştirileceği idi. Hükümette adaylar Bu sırada hükümette de yeni bir münhal açılmıştı. Geçen haftanın sonunda perşembe günü Bayındırlık m Muammer Çavuşoğlu istifa etmiş, bir gün sonra da bu istifanın kabul edildiği bildirilerek Bayındır- lık Bakanlığına henüz bu bakanlıkta bulunmamış olan Ethem — Menderes getirilmişti. Gerçi Ethem Menderesin Bayındırlık Bakanı olması bu bakan- lığa, son girişilen imar hareketleri dolayısıyla verilecek — büyük ehem- miyetin delili gibi gösteriliyordu ama İç İşleri Bakanlığından alınıp Ba- yındırlık Bakanlığına getırılmek u- mumiyetle ilerleme sayılamazdı. Ara- basının numarası bile 0006 iken 0010 balarda ma dür-. Bu yüzdendir ki Dış İşleri Ba- kan Vekilliği Ethem Menderesin uh- tesinde bırakılmıştı. Fakat bir tayin yapıldığında o sınıl kalkacağından Ethem Menderes Bayındırlık Bakan- lığı 1le başbaşa kalacaktı. Muammer Çavuşoğlu — istifasına sebep olarak, sıhhatinin Kalkınma süratim uyma- masını göstermişti. Hükümetteki münhallerin de Mec- lis Başkanlık divanı meselelerinin hal li ile doldurulması yoluna gidileceği anlaşılıyordu. Böyle anlarda elde mün hal bulundurulması politik bakımdan faydalıydı. Bazı Kırık - kalacak gö- 16 nüllerin D.P. grubunun aday lİisteleri boşluklarından faydalanması hatıra gelebilirdi Beklenen Kongre Bu haftanın sonlarında siyasetle meşgul olan herkesin hemen bü- tün millet- gözleri İstanbuldaki Tak- sim gazinosuna çevrilmişti. 27 Ekim cumartesi günü gazinoda bir büyük yıldızın gösterisi vardı. Fakat bu yıl- dız, gazinonun mutad yıldızlarından degıld C.H.P. nin Genel Başkanı İs- met İnönü idi. Taksim Gazinosi memleketteki ana muhalefet partısı— nin İstanbul İl Kongresini yapm için bulabildiği tek müsait yerdi. Ga— zinonun sahipleri, salonlarını sabah- leyın partiye kiralamaya razı olmuş- 1 şam, varyete devam edecek- i. Zarfın değil, mazrufun mühim ol- duğuna inanan C.H.P. memnundu. Evvelâ Spor ve Sergi Sarayını iste- mişler, fakat orada basketbol maç- larının yapılacağını — öğrenmişlerdi. Taksim Gazinosunu bulmak suretile yer meselesini hallediyorlardı. Haki- katen yer meselesi, bugünkü Demok- rasimiz içinde Muhalefet partileri i- çin meselelerin en büyüklerinden biri haline gelmişti. İsmet İnönü geçen haftanın sonun- dan beri kendisini sual yağmuruna tutan gazetecilere "şimdilik" söyleye- cek bir şeyi olmadığını bildiriyordu. Bir muhabir İstanbul il kongresinde bulunup bulunmayacağını sordu vi müsbet cevap aldı. Onu mukadder su— al takip e "— Bir konuşma yapacak mısı- nız?" İsmet İnönü Üçüncü hücum Onun da cevabı müsbet oldu. Ha- kikaten butun bu hafta boyunca İs- met İnönü Heybeliadadaki evinde bir az sobasının verdiği hararetle ısı- narak İstanbul İl kongresinde yapa- cağı konuşmayı hazırladı. Konuşma- yı yalnız C.H.P. liler ve tarafsızlar değil, bilhassa iktidar ile öteki Mu- halefet partileri ileri gelenleri merak- la bekliyorlardı. Uzun bir müddetten beri fikirlerini ifade etmemiş olan C.H.P. Genel Başkanının son hadise- ler karşısında nasıl bir vaziyet ala- cağı, hele Buruk Millet Meclisinin açılışına tekaddüm eden günlerde el- bette ki alâka çekici olacaktı. Son günlerde C.H.P. ye ve İsmet İnönüye altı seneden beri yapılan hücumlara bir başka istikametten ge- len yeni hücumlar eklenmişti. Hatta bu hücumların menşei Hür. seviyeli olması gereken bir teşekkul bulunmasaydı, bunlara pek âlâ siya- setteki manasıyla şantaj adı bile ve- rilebilirdi. Fakat nin böyle taktiklere başvuracagı ümid edile- mezdi. Hücumlar C.H.P. Başkanının şahsını Hedef güdüyora benziyordu. Gerçi hücumları yapanlar hayatları boyunca eski parti ve onun lideri hak- kında tek bir söz söylememiş kimseler değildi. İçlerinden büyük ekseriyeti da ha iki buçuk sene evvel gezip dolaş— tıkları her; yerde yi ve önün derlerini ovmuşler C H.P. yi ve onun liderlerini — kötülemişlerdi. Ama bu- gunku netice ortadaydı milletin si- yasi partiler ve siyasi — şahsiyetler hakkındaki notu da belliydi. Bu haf- tanın başında "deli" lâkabım taşıyan bır C.H.P. li en akıllı lâfı söyledi: — C.H.P. hücum kolay, oy— lenenlere milleti inandırmak zordur". İnönüyü uzaklaştırmak alk Partisi iktidarının sona er- mesinden bu yana herkes İsmet İnönüyü siyasi hayattan uzaklaştır- mak çarelerini bir defa aramıştı. Ba- na evvelâ bizzat iktidar teşebbüs et- miş ve "köşesinde kalacak bir İsmet İnönü" nün baş tacı edileceği, milli kahraman sayılacagı haberleri gönde- rilmişti. Bu mevzuda Dr. Lütfi Kırda- rın oynadığı rol hadiseleri bilenlerin henüz hatırındaydı. Aradan geçen altı senenin sonunda açık <<ak11de ortaya çıkmıştı ki CHP. Ge Başkanının mMmücadelesi iledir ki çok partili reji- mimiz, bütün aksaklıklarına rağmen on yıldır ayakta kalmıştır ve kökleş- miştir. Bug n dahi- bir çok ileri ge- len için "karşı" tabirinin ifade ettiği mana ne Hür. P., ne C.M.P., hatta ne de C,H.P. dir. Dogrudan dogruya İs- met İnönüdür ve yapılmayan pek çok şey İsmet İnönü nün mevcudiyeti sa- yesinde yapılamamaktadır. Eski Cum hurbaşkanı hâlâ, 1946'da kurulmasını sağladığı çok partılı rejimin 1 numa- ralı teminatı vaziyetindedir. Zaten ik- tidar ilk sondajlardan sonra bu teşeb- büsünden vaz geçmiştir. İsmet İnönüyü, müteakiben partisi içinden bir zümre, hem de samimi o- lan bir zümre, faal politikadan çek- AKİS, 20 EKİM 1956