20 Ekim 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

20 Ekim 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Entellektüel saha Göz nuru muşak, cesur fakat neşeli, sade fa- kat daima yani bir ruh.. İşte "modern kadın" olmak gayesi bu hakiki ma- nası ile kabul edildikten sonradır ki bir kıymet ve mana ifade eder. Mese- lenin bir dış gorunuşu bir sekli var- ır ve bu mühimdir.. Ama şekil ruh- tan sonra ve onun bır netıcesı olarak meydana gelmelıdır Yoksa "suni ve kötü bir kopya" olmaktan ileri gide- memek mukadderdir Sür'at asrının sembolü imdi hakiki bır modern kadın ile S tanışalım. Onun dış gorunuşunu tavrühareketini, hıslerını ve hayatta ki davranışlarını tahlil edelim. Bu kadın herşeyden evvel bugünün kadimdir; dünü arkada bırakmıştır ve dünden hiçbir şey ona hasret ver- memektedir. Ne anneannesinin mah- dut mesuliyetli küçük hayatı, nun sandıkta kalan giyilmesi dantalalı elbiseleri.. zamanı ile beraber, daima genç bir ruh taşıyarak yaşar. Yaşı kalbinin yaşıdır. Bu canlılığı biraz vitaminle- re, biraz açık havaya, biraz spora medyundur. Ama asıl bunun bir hale- ti ruhiye meselesi olduğunu bilir. Dış manzarası ile o zamanımızı en iyi şe- kilde temsil eden bir semboldür. Her- şeyin sür'ata bağlandığı bir devirde o sokakta hızlı yürümeyi, modanın ye- | güç O zamanı içinde, niliklerini şahsiyetine zekâ ile inti- bak ettirmeyi öğrenmiştir. İntikali çok seridir, lep demeden leblebiyi anlar. Ona iyice bakmak, onu anlıya- bilmek lâzımdır. Çünkü o hızla geçe- cektir, kaybedecek vakti yoktur. Gi- yiniş tarzı, kafası ve düşüncesi hak- kında insana geniş bir fikir verebilir. Kibar ve sadedir. Fakat ne çok fazla ciddi, ne de fazla hafiftir. Eski za- manın çok fazla ciddi normal ev ka- 26 dını ile erkekleri cezbeden serbest ka- dını arasında fevkalâde ölçülü bir tip yaratabilmişt eniliği ve sadelıgı sevdiği için ba- zı eski adetlerden, göreneklerden, in- sanı maziye baglıyan zararlı zincin- lerden kurtulmasını bilmiştir.. Ama birçok an'anelerine de sadıktır. Eski eserlerin, eski binaların, eskinin kıy- metini bilir. Kadını bir süs aleti ha- line sokan luzumsuz makyajdan faz- la açık veya faz alı ve her iki şekılde de kadınlıgı teşhır edici giyi- nişten, dantelelar ve — kurdelelerden, far belalardan — vazgeçmiştir. Süslü elbiseleri olsa olsa fevkalâde geceler için saklar ve böylece sade tavırları ile tezat teşkil eden hoş bir sürpriz halinde ortaya çıkıverir. O göründüğü gibi neş 'eli, mesut ve memnundur. gizlemeğe çahştıgı birçok şeyler de ardır Meselâ ufak tefek üzüntüleri- Kendisini küçültecek şeyleri de ustahkla 'gizler. Çunku şahsına ver- diği bir kıymet vardır O artık kendısını erkeklerden aşa- ğı bir mahlü rak görmemekte- dir. Fakat bunun 1ç1n onlara icab e- den kıymeti vermeği de ihmal etmez. Kendi vazifelerini ayırmasını, erkek- lerin sahasına müdahale etmemeyi ve kadın kalmasını bilir. Erkekle müsavi olmak onun için her sahada erkekleri taklit etmek demek değildir. Kadının muvaffak o- labilmesi için birçok cephesi olmalı- dır. Modern kadın bunu bilir. Çalış- tığı gibi eğlenmesini de ihmal etmez. Hayatını kazanır, fakat maddi saha- da onsuz yapamıyacağını kalbi ile de, kafası ile de kabul eder. Çalışma zevkini tattığı gibi, cemiyet için fay- dalı olan bir nevi riske — girebilmek zevkını de tatmıştır. Muvaffak olmak azmi ile bazan küçük rahatını tehli- keye koymasını bilir. parlak una rağmen Hayatını kazanmak, onun için çok parası olmak demek değildir. Ekseri zaman paralı değildir. Fakat daima olduğundan daha paralı gözükür. An- neannesini aratmıyacak kadar ekono- miye riayetkardır. FFakat cimrilik derecesine varan ufak tefek hesap- lar ona birşey ifade etmez. Beş tane l1 elbise yapar birgün, birdenbire gayet müsrif ola- bilir. Meselâ evin bütçesinden kısar da, çocuğuna istediği pahalı bir be- me yıldönümlerinde çıkıp eğlenmek üzere muazzam bir para a- yırdığmı söyler. Bir kadının zaman zaman musrıf olabilmesi hem bir ku- surdur, hem de bir meziyet.. Bu her- halde erkekler tarafından aranan bir- şeydir ve kadının sıkıcı olmasını ön- et "Modern kadın" hayata daima te- bessümle bakar. Fakat bu tebessü- mün altında büyük bir cıddıyet gizli- fif görünüşüne Trağmen onun fıkırlerı hareketleri gayet a- Şahsına lüzumundan fazla e- hemmıyet vermez. Fakat hayatta e- hemmiyet verdiği çok mühim şeyler dir. Ha hıslerı ğırd vardır: Mesela iyilik, aşk, fedakâr- lık, iman.. lşte bu kelımelerın ifade ettiği mana "modern kadın" için son derece mühimdir. Fakat o, bu kelime- leri suiistimal etmekten son derece korkar, onları gelişigüzel kullanmaz. Çunku ağırlıklarını ölçmüştü Modern kadın için mukaddes olan her şey gizlidir. O makbuldür. Çünkü on asırlık bir terakkinin en bariz meyvasıdır. Üç muharebe sahası Birbirinden ayrı üç saha vardır ki hakiki modern kadın, bu üç saha- da modern olduğunu ayrı ayrı ispata mecburdur; Pratik saha, his sahası ve entellektüel saha.. Meselâ yalnız pratik sahada modern olup modern giyinen, modern aletlerden istifade eden kadın his sahasında iptidai ise veya entellektüel sahada çok geri ise yirminci asrı temsil edemez.. sahadaki intibak kabiliyeti birbirine müsavi veya m mkun mertebe yakın olduğu taktirde "modern kadın" me- sut olma şanslarının arttığını göre- cektir. Entellektüel saha öodem kadın hiç olmazsa ayda bir defa sinemaya, senede iki defa tiyatro ve konserlere, operalara git- melidir. O memleketteki edebiyat ye- niliklerini - hiç olmazsa gazete hava- dislerinden — takib etmeli, senede en aşagı altı tane yeni kıtap okumalı- dır. Modern mimari, modern resim modern müzik hakkında fikir sahıbı olmalı "Caz"ı veya "Picasso" yu an- lamaya çalışmalıdır. Filmleri seyre- derken yalnız artıstlerle değil, rejisö- rün ismi ile kadar olmalıdır. Hergün muntazaman gazetesini oku- haftalık bir mecmuadan dünya Siyasi malı, hadıselerım takib etmelidir. Hissi sana Şefkat AKİS, 20 EKİM 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: