YURTTA OLUP BİTENLER şına seçim kazanması ihtimali yok- tur. Bu bakımdan işbirliğinde Hür. P. Halkçıların destegıne ne kadar muhtaçsa, Halkçılar da Hür. P. nin müzaheretine ve — dostluğuna o de- rece muhtaçtırlar. Recep Pekerin e- vindeki görüşmelerden çıkan ruh du. Toplantı sonunda bir defa da- ha anlaşıldı ki Hür. P. bugünkü şart- lar altında muhalif partiler arasında bir işbirliğini zaruri görmektedir. . P. ileri gelenleri nazarlarını sadece iktidar partısıne çevirmedi- ye de bak- emniyetleri vardı. Bu rejim bahsindeki — samimiyetine hakikaten inandıkları İsmet İnönü idi. Fakat C.H.P. teşkilatından ve C.H.P. merkezinin bazı şahsıyetlerın— den şikâyetleri yok değildi. C.H.P-li- ler işbirliğini istismar etmek niyetini gösteriyorlardı. Bunun fazla m- yoktu. Zira gorulmuştu kı C.H.P. Genel Başkanı, C.M.P. lileri gibi kütlenin suyuna gitm yi a— kılldık sayan bir - politikacı değildi. Bir görüşü vardı , başında bulunduğu partiye O gö nün — doğruluğunu kabul ettırmeye çahşıyordu Şımdıhk kabul ettirmişti de.. Görüşüne iltifat edilmezse İnönünün başka görüşlerin şampiyonu kesilmesi beklenemezdi. C.H.P. nin başından ayrılırdı. Her halde, Hür. P. müstakbel işbirliğinde C.H.P. y kuvvetli bir partner olara görüyor. Toplantıda aynı şeyler C.M.P. için söylenmedi. Bilâkis Genel İdare Ku- rulunun azaları onun üzerinde hu- susi bir ehnemmiyetle durdular. Kana- atlerince talihsizlik C.M.P. liderle- rinden bır kısmının mesulıyetlerını Kemali Beyazıt Tatlı sürpriz İdrake yanaşmamalarıydı. Muhalif partiler arasına sokulacak nifakın, bu partilerin birbirine — girmesinin kime yarayacağını anlamak o kadar da zor değildi. Halbuki şu anda re- jim meselesi her şeyin üstündeydi ve içinde bulunduğumuz şartların bir demokrasi için normal siyasi müca- dele şartları olmadığını belirtmek lâzımdı. Basın yazamaz, politikacılar söyleyemezken, yani seçmen herke- sin görüşünü eşit şartlar altında din- leyemezken siyasi mücadelenin nor- malliğinden bahsetmek — sadece gü- lünçtü. rtada bır rejim buhranı vardı. ve bu buhranın izalesi için Türk Milleti -yalnız muhalefet par- tileri değil- elele çalışmalıydı. Hü Genel İdare Kurulu neşre— deceği tebliğde bu hususu ön plâna almak arzusunu izhar etti. Her şey- den evvel siyasi r De- mokrasi için normal olan şartlarına kavuşmalıydı. Parti bu yolda vazife- ye herkesi davet ediyordu. Kongreler başlarken artinin kongreleri de yakında başlayacaktı. Önümüzdeki ilkba- harda veya yaz Kongrenin yapılması halli kongrelerin canlı geçmesi el- zemdi. Genel İdare Kurulu azaları yeni seyahat programları hazırladı- lar. Fethi Çelikbaş, Safaeddin Kara- nakçı ve Hasan Kangaldan müteşek- kil heyetin son Trakya ve Marmara gezisi bir başarı olmuştu. Bu yolda devam edilmeliydi. Genel İdare Ku- rulu hatiplerin — söyleyecekleri lerin ana çizgilerini de az çok karar- laştırdı. Seçmene — emniyet vermek, ona vazife ve haklarını hatırlatmak: İşte, ilk hedef bu olmalıydı. Toplan- tı başlamıştı ki Çelikbaş ve arkadaş- ları İstanbula geldiler, intibalarıni anlattılar. Netice heyeti umumiyesi- le tatminkârdı. Seyahatin iyi orga- nize edilmiş olması Hür. P. etrafın- da bir alâka uyandırmıştı. Partinin buna ihtiyacı vardı. Toplantıda üzerinde — durulan bir başka husus, bazı parti mensupları arasındaki daha zıyade şahsi ihtilâf- lar oldu. Hür. P.nde her şey mükem- mel şekilde gitmiyordu. Bazı hizip- lerin kurulmuş olduğunu iddia eden- lerin mevcudıyeti biliniyordu. Hatta bu ihtilaflar " munasebet kat'ı"na ka- dar gidiyordu. Fakat dış tesanüde bir halel gelmemesine dikkat sarfe- diliyordu. Her halde, bu haftanın başında gö- rünen. Hür. P.nin kendisini toparla- ma yoluna tekrar girdiğiydi. Parti- nin siyasi hayatımızda büyük bir mesuliyeti vardı. Bilhassa D.P. mu- vacehesinde Hür. P. öteki muhalefet partilerinden tamamile ayrı, tama- mile hususi bir vaziyete sahipti. O- nun gelişmesi, onun uvvetlenmesi, onun halk tabakaları tarafından ba- ğıra basılması rejim — meselelerinin halli yolunu açacak en belli başlı a- dımlardan biriydi. D.P. içindeki ara- lık ayı buhranı en ziyade Hur P.nın eseriydi. Bu partinin başına geçen- ler bılmelıydıler ki millet kendılerın— | Turgut Göle Tısss!.. den çok şey bekliyordu ve bir bakı- ma Demokrasimizin salim usullerle salim yola girmesi onların mesaile- rinin neticesine bağlı kalacaktı. Sessiz gezintiler ür. P. ekibi bütün Türkiyede alâ- a uyandıran bir gezinti yapar- ken muhtelıf C.H.P. ekipleri memle- keti tarıyorlardı. Fakat C.H.P. lile- rin dolaşmaları daha ziyade mahal- li kalıyordu. Bunun sebeplerinden bi- rincisi heyetlerin propaganda bakı mından kendilerini 1y1 organize et- T lerin İstanbul — gazetelerine aktarıl- ması hususunu dahi düşünmemiş- ti. Bunun sebebi basitti: C.H.P. tak- tik bakımdan başsız bir partiydi. Herkes strateji ile meşgul oluyordu. Bu haftanın başında C.H.P. ekip- leri her şeyden şikâyet edebilirler, bir tek şey soyleyemezlerdı Memle- kette polis olmadığım Hakikaten her gittikleri yerde polisler kendile- rini takip ettiler. Muhalifler C.H.P. iktidarı Zzamanında da peşlerinde memurlar sürüklerlerdi. Ama hiç ol- mazsa oO zam u iş aleniyete inti- kal etmez, sivil polislere vazife gör- dürülürdü. Bugün ise muhalif ekip- leri resmi polis ekipleri sanki mera- sim varmış gibi kovalıyorlardı. Zaten aynı hikaye Hür. P. Heyetlerinin de başına gelmişti ya.. . liler hemen her gittikleri yerde müsait bir zemin buldular. Halk, eski partiye alâka gösteriyor- du ve muhalif bilinen bir çok kimse meselâ Turgut Göleye, meselâ Ke- AKİS, 15 EYLÜL 1956