BASIN Adalet Bir yazının mânası ı eçen haftanın sonunda bir gün İzmirde, Turk Milleti demokra- ün kürsüye dayamış, futursuz aynen şöyle diyordu: "Başvekil Adnan Menderes Türk milletinin başına — musallat olan bir kimsedir. Başvekil Adnan Menderes, milletçe başa — çıkılamıyan, hakkın- dan gelinemiyen bir belâdır. Başve- kile karşı millet itimat ve sempati- sini kaybetmiştir. Artık onun hükü- met reisliği ve aktif siyasi faaliyeti, millet iradesinden ve tasvibinden çok uzaktır." Hadisenin cereyan ettiği yer Top- Mahkemesiydi Konuşan n ismi Necdet Kutlay ıdı ınd bir münevver olarak mir Gazetesin de heyeti. umum bir cümleden istidlal edilebilecek ma- nâ buydu. ba n gazetenin mesulleri cez:. alandırılmalıydılar. Me- suller gazetenin sahibi Adnan Düven- ci, fıkra muharrırı Ziya Hanhan ve Yazı İşleri Müdürü İlhan Esen idi. Genç savcı muavini b garı 16 ay hapis, dorder bın lira pa- cezası verilmesini minin başındaki Demokrat kelimesi- ne rağmen muhalifti ve —Hürriyet Partisini tutuyordu Necdet Kutlay -genç bir adam- u- zun bir iddianame hazırlamıştı. Bun- da, gazetenin — mesulleri hakkında dâvanın hangi kanunlar gereğince açıldığı bildirildikten sonra aynen şoyle deniliyordu: a mevzu teşkil eden yazıyı okuduktan onra — münderecatının tahliline gırışelım Fıkra metni nen şöyle Allem etmışler, adamcağızın birini k Fakat zavallı, dünya evine girdiği günden beri rahat yüzü görmemiş, Bitmeyen bir hır- gur içinde yuvarla- nıp gitmeğe başlam Günlerden bir gü adamca ız. va- aza gitmiş. Hoca guzel güzel Cennetı anlatıyormuş Müslümanlar! Allahın em- rini tutun ki; Cennete gırebılesınız kallem etmışler, bileceksiniz ya. mesel Bu kırk huri, azd ni asgarı tarifle... Siz bu hurılerın arasında. Vaiz bu şekilde devam ederken bı- zim biçare adam — dayanamamış ve seslenmış İnsaf be hocam, demiş. Biz 4 bunun bir tanesiyle başa çıkamıyo- ruz, sen bize kırkını birden vaad edi- yorsun." * Sayın İnönü, Çatalca köylülerine gönderdiği bir mesajda: "Bizim her köyümüzde bir Başve- kil vardır" diyor. İnsaf be paşam; bız bunun bir ta- nesiyle başa çıkamıyoruz. Sen bize kırk bin Başvekılden bahsedıyorsun." Savcı muavinine göre yazı iki kı- sımdan müteşekkildi. Biri_nci kısım hoca fıkrasıydı, ikincisi İnönünün Ankarada Toplu Basın Mahke- mesi bundan bir ay evvel AKİS mesullerini "Romanın Yandığını görmüyor musunuz?" başlığı altın- da bir yazıyı neşrettıklerınden do- layı "esbabı cibes onradan bildirilmek üzere" mahkum etmiş- ti. Bahis mevzuu esbabı mucibe bil- dirilmiştir. Okuyucularımız mah- kümiyet kararını — aşağıda bula- caklardır Geregı görüşülüp — düşünüldü: Yusuf Ziya Ademhan'ın yazı ışlerı müdürü bulunduğu ve yazı işlerini fiilen idare ettiği Akis, Mecmuasının 11 Şubat 1956 tarihli nüshasının 5 ci sahifesinde neşret- tiği "Romanın andığım Görmü- yor musunuz?" başlıklı yazıda A- hakaret ettiğinden ve maznun Metin Tokerin de mez- kür mecmuanın imtiyaz sahibi bu- lunmasından dolayı — haklarında 28. 4. 956 tarihli iddianame ile 633i sayılı kanunun 1/1 ve 5 ci madde- lerine dayanılarak açılan dâva üze- rine Basın Kanununun 36 cı mad- desini tadil eden 6837 sayılı kanu- na nazaran Yüksek dereceli hakini rıyasetınde Asliye Ceza Hakimle- rinden derece sırasile teşekkül eden Ankara Toplu Basın Asliye Ceza Mahkemesinde C.M.U. M. Necati Sayan hazır olduğu halde Müdahil Vekılı Şeref Kayalar ile maznunlar ekili Avukat Sahir Kurutluoğlu- nun yuzlerıne karşı duruşma sonunda: Maznunlardan Yusuf Ziya Adem hanın yazı ışlerını fiilen idare eden s'ul müdürü ve diğer maznun Me in Tokerin de imtiyaz sahibi bulundukları Akıs Haftalık Aktü- alite Mecmuasının 11 Şubat 1956 tarıhlı ve 92. sayısının beşinci sahi- fesinde "Romanın Yandığım Gör- müyor musunuz?" başlığını taşı— yan ve altında "Vah cumlesı,yazılı müdahil Agah Ero- F bulunan ve "Bundan yapılan açık zan'ın resmi altı yıl evvel Agâh Erozan yine Bur sayı D.P. gurubunda temsil ediyordu Bundan altı yıl evvel Dr. Burhanet- tin Onat tıpkı bu günkü gibi - talyanın D. P li milletvekili idi. A- ma o zaman birincisini Türkiye Çatalca köylülerine sajdı. Fıkra ile —asıl yazı ayrı ayrı mütalea edilemezdi. Birinci kısım Başvekile hakaret kasdı ile girizgâh ve materyel olarak ele alınmıştı. Nec- det Kutlay yazının, kendisine göre ifade ettiği mânanın ana hatlarını belirttikten sonra devam ediyor u: — Başvekilin tek varlığı v udıyetı lie başa çıkamıyan bu mıllet r da farzı muhal 40 bin ekılın hukumet idaresine Trıza gos- terebilir. Tıpkı evlilik hayatında rahat yüzü gormeyen ıstırap içinde haya- tını geçirmeğe mecbur ve tek karısı ile dahi başa cıkamayıp onun hak- kından gelemediği halde — kendisine Cennette 40 huri vaadedilen bedbaht MAHKÜMİYET Büyük Millet Meclisi Başk Ve- killiği ıçın ekseriyet partisi adayı dıye duş mek ancak lâtife sayı- İkıncısının gurup başkan- lığına getırılmesı ise guldurebılırdı Zaten hiç ki ha a böyle gönderdiği me- * Başkan Vekilliği adayı, Dr. Bur- ayni gurubun ye de ki bütün Demokra tları ve on- larla beraber hâlâ bu partiden bir- şey bekliyenleri derin derin düşün- dürmelidir. Eğer altı yıl içinde bahis mevzuu zatlar siyasî hüviyet bakımından bir ilerleme kaydet bulun dı, eğer kabiliyetli olduklarını bellı .edip şimdi işgal ettikleri mevkilere liyakatlarını — tasdik — ettirselerdi, hatta o makamlara geld ra icraatlarile meziyetlerini ortaya üzülmek bir y S koysalardı ana, se- vinmek gerekirdi. Memleket yüksek vasıfta iki devlet adamı kazan diye Ama h meyd ndadır. Şu kısa zaman içinde göstermişlerdir ki politik bakımdan her hangi bir olgunluga erişmiş de- ğillerdir. Bunun ası basittir: Demek onlar getırıldıklerı makam- lara yükselm D. gurubu içinde bu lar onlara kadar düşmüştür. Yazık! Beş yıldan fazla bir zaman milletin kayıtsız ve şart- le ve kelimelerini ihtiva eden birin- ci paragraf ve ayni paragrafın müteakip kısımları hadise tarihin- den bir kaç a e Büyük Millet Meclisi Reis Vekıllıgıne intihap edi- len müdahil Agâh Erozanın ismi tasrih edilmek suretile intihap e- dildiği mevkie getirilmesi altı yıl içinde siyasi hüviyet bakımından bir rtiden bir şey bek- derın derin düşündürmüş olduğu bu makama geldikten sonra ıcraatı ile meziyetlerini or- taya koysaydı memleket yüksek AKİS, 15 EYLÜL 1956