SPOR Başkanı Vehbi Emre ile Genel Mü- dür, Nizamettin Kırşan döviz veril- mediği için katılamamışlardı. Pek çok sporseverin merakla takip ettiği Serbest ve Greko-Romen müsabaka- ları hafta içersinde Budapeştede ya- pıldı. üyük bir alâka — uyandıran müsabakalara Macarlar iki takımla İştirak etmişlerdi. Bu taktik onları Greko-Romende şampiyon yaptı. İ- kinciliği bir müddetten beri milli te- maslardan çekilmiş bulunan İsveçli- ler kazandılar. İsveçliler eski takım- larını olduğu gibi muhafaza ediyor- . Bu yetişmiş bir güreşçinin na- sıl uzun müddet muvaffakiyetini de- ettirdiğine güzel bir — misaldi. Çabuk parlamak ve çabuk sönmek o sporcunun kabiliyetini — göstermekle beraber ayni zamanda mazbut yaşa- madığına da bir delildi. Greko-Ro- men karşılaşmalarının finalinde takı- mımızın tek birinciliğini Hamit Kap- lan aldı. Rem de Antonson gibi bir rakibe karşı.. 14 dakikada şöhretti Antonsonu tuşa getirmek, doğrusu küçümsenecek birşey değildi. Hamit' in kabiliyetine en fazla inananlardan biri de Federasyon Başkanı Vehbi Emre idi. Fakat o bu başarıya şahit olamadı. Serbest güreşler Sıra Serbest güreşlere — gelmişti. Türk takımının şampiyon olaca- ğına inanmayan bir tek şahıs yoktu. İlk gün her girdiği müsabakayı ka- zanan güreşçilerimiz Pazar akşamı f'ınal karşılaşmalarım yaptılar. Ne- cede Mehmet Gocur, Hasan Gün- gor Bekır Büke, İbrahim Karaba- cak ve Adil Atan kendi kilolarında şampiyon oldular. Serbestte Macar- lar ikinci, Bulgarlar ise üçüncü ol- muştu. Ağır sıklette Hamit Kaplan'- ın yerini Adil Atan almıştı. O Dünya Kupası müsabakalarında ha- kikaten bir kıymet olan Bulgar Meh- metofu ittifakla yenmişti. Hamit ise bu müsabakalara iyi bir rakip bula- madığı için katılmadı. Artık onun hakiki değerini ortaya koyacak ra- kipler Antonson, Kotkas gibi güreş- çilerdi. Peşteden sonra Yugoslavyaya hareket eden kafilemiz şu satırların yazıldığı sırada Yugoslavyanın Obo- tica şehrinde yapılmakta olan mü- sabakalarda güreşmekteydiler. AKİS okumadan yapamıyorsanız, mecmuanızı bayilere gelir gelmez derhal alınız. 34 Bekir Büke Bükülmez bir bilek Tenis Hancılar ve yolcular e Istanbul Enternasyonal — turnuva- sonra Ankara Kupasının zaten önceden kararlaştı- rılmıştı. Ankara Tenis Kulübü tara- fından turnuvaya katılacakların lis- tesi ilân edildiği zaman, Ankara tenis meraklılarından — bilhassa Istanb l karşılaşmalarını seyredemiyenler memnun olmuşlardı. Fakat karşılaş- malar başlayınca ilan — edilenlerden bir kısmının — oynamadığı görüldü. İzmirliler nedense Ankara Kupasına rağbet etmediler. Hele Gönül Erk'in gelmeyişi kadınlar arasındaki maç- ların heyecanını azaltmıştı. Bütün bunlara rağmen turnuvanın üzerinde durulan tarafı, Türkiye bi- rinciliklerinde Behbut Cevanşırın ga- libiyeti ile sona eren maçın rövanşı- nı Nazmi Bari'nin alıp alamayacağı idi. Eliminasyon fikstürünün biri en altından, diğeri en üstünden rakip- lerini yenerek hafta sonu finalde iki kuvvetli rakip karşı — karşıya kaldı. Ankara Tenis Kulübü kortları bu iki tenisçimizin her karşılaşmasında ol- duğu gibi tıklım tıklım — dolmuştu. Herkes mevsim başındaki bir türlü unutulmayan beş setlik maç gibi bir karşılaşma seyredeceğini — ümid ederken hayal kırıklığına uğrayıver- diler. Bir gece önce rahatsızlanan Nazmi Bari hiç beklenilmeyen bir kolaylıkla Behbut'u üç sette yendi. Hem de son iki seti 6-0, 6-0 alarak.. Hatırlarda olduğu üzere Nazmi'nin de İstanbuldaki maglubıyetı üç sette neticelenmişti. Behbut'un Nazmi'ye ç oyun almadan — yenilmeyeceğini meraklılar bilmiyor — değillerdi. Bu netice yukarıda da belirttiğimiz gibi herkeste bir hayal kırıklığı doğurdu. Demek artık bu iki rakip arasındaki karşılaşmalarda ilk seti nacaktı. Behbut'un uçuncu "Bitse de kurtulsam" tarzındaki o- yunu hiç hoşa gitmedi. Seyircilerden bir kısmı "mücadele edip te yenil- seydin" diye düşündü. Önümüzdeki günlerde İzmir ve İstanbul turnuva- ları Nazmi ve Behbut'u muhtemelen gene karşı karşıya getirecekti. Ankara Kupası maçları, bir müd- dettenberi devamlı olarak çalışmakta olan Şefik Fenmen'in yeniden formu- nu bulduğunu ortaya koydu. Hatır- larda olduğu üzere Fenmen mevsim başındaki başarısız maçlarından son- ra Ankara birinciliğine iştirak etme- i. Buna karşılık hallerinde bir yorgunluk görülen Kemal ve Aslan Daş, Rafet'le Şefik'e pek çekişmeden yenildiler. Cihat Özgenel Dünya Vo- leybol Şampiyonasına — katılan eki- bimizle Paris'e — gittiğinden Ankara Kupasında oynayamadı. Kadınlar a- rasındaki müsabakalara nedense An- kara şampiyonu Mengü katılmadı. Birinciliği bir Amerikalı -Mrs. Coey- kolayca alıverdi. Su Sporları Yugoslavyadaki yarışlar Kurekçılerle birlikte bir müddet- en beri Yugoslavyanın Bled şeh- rinde müsabakalara katılmış bulu- nan yüzücüler, bu haftanın başında yurda döndüler. Orada kaldıkları 10 günlük zaman — içersinde tamamile turist muamelesine tabi tutulan yü- zücüler, Bled'e 6 kilometre mesafede bulunan Rdolavlicie'deki 50 metrelik Yüzme havuzunda yapılan yarışlara katılmışlardı. Alınan neticeler ekseri- si lehimize olmakla beraber, mem- nuniyet verici bulunmaktan uzaktı. İnsan gayriihtiyari, "madem buka- dar ciddi bir organizasyon değildi. Niçin oraya kadar zahmet edildi" demekten kendisini alamıyordu. Ma- amafih turizm — dâvasında atletleri- miz bir hayli ilerleme kaydetmişler di. Yüzücüler ise daha bu işte pek yeni idiler. Onlara da biraz müsama- ha göstermek yersiz olmazdı. DEMET Aylık Eğitim ve Öğretim Dergisi İsparta'da Göller Bölgesi Köy Öğretmenleri Derneğince çıka- rılır.. Köyün ve Öğretmenin dâvalarını savunur. Sayısı 85, yıllığı 400 kuruştur. OKUYUNUZ. AKİS, 15 EYLÜL 1956