kocanın vaize verdiği cevap gribi..." Savcı muavini bir celse evvel sa- nıklar tarafından — iddia makamına yöneltilen ithamları da cevaplandır- mayı faydalı bulmuştu. O celsede "muhalif olduğu bilinen bir gazetede intişar eden mizahi bir fıkra muva- cehesinde iddia makamını bu derece hassas davr anmağa ve bu fıkrayı hiç bir münevverin aklına gelmeye- cek suç unsurları ile muallel görme- ğe sevkeden sebeplerı burada izaha lüzum görmüyoruz" denilmişti. Nec- det Kutlay, bunu şöyle cevaplandır- dı: KARARININ vasıfta devlet adamı kazandı diye üzülmek bir yana sevinmenin icap edecegı. fakat Agâh Erozanın fi- illeri meydanda bulunduğu ve poli- tik bakımdan her hangi bir olgun- luğa erişmemiş ve dolayısile geti- rildiği makama kadar yükseleme- miş bulunduğundan mensup bulun- duğu siyasi teşekkül için hazin bir akibet olduğu — yazılarak şeref ve haysiyetine tecavüzde bulunulduğu kanaatine varılmıştır. Her ila maznun —vekili Avukat Sahir Kurutluoğlu 2/8/956 tarihli müdafaasında: Müdahil Agâh Erozan 16/4/956 tarihli muvafakat dilekçesinde mü- vekkilleri hakkında 11 Şubat 1956 tarihli nushada çıkan "Romanın Yandığım Gö yor musunuz?" başlıklı yazıdan dolayı dâva açıl- masını istediği ve ayni muvafa- kat yazısında, "müteakip nüshalar- cümlesini çızmış olduğu halde .U. sinin ınzımamen Mart 1956 tarihli nüshadaki "Başkanlık makamında Agâh Erozan bulundu- ğundan" ve 7 Şubat 1956 tarihli nüshadaki "Agâh Erozan bizim iç tüzükle Avam —Kamarasına spiker olsun da görürüz" yazıları için de ceza tayinini istemesi — karşısında mavafakata — ihtiyaç gösteren bir sistem içinde bu talebin' kanuna uymadıgım beyan etmekte ise de mahkeme, suç unsurunu ancak İl Şubat 1956 tarihli »nüshada çıkan ve müdahilin dâvaya esas olarak gösterdiği ve "Romanın Yandığını Görmüyor musunuz?" başlıklı ya- zıda görmüş ve diğer nüshalardaki yazıları suç kastini tebarüz ettir- miş olmalarına rağmen nazara al- mamış bulunduğundan; Ve C.M.U. sinin esas hakkındaki talebinde — yazının "istihfaf — eden cümleleri havi" kaydını suç unsur- ları arasında tadat etmiş olduğu, hadisenin vukuu —tarihinde yürür- lükte bulunan 6334 sayılı kanunun 1 ci maddesindeki unsurlar arasın- da “"istihfaf" kelimesinin mevcut bulunmadığı ve bu kelimenin bila- hare çıkan 6732 sayılı kanunla ilâ- ve edıldıgı ve bu sebep UÇ mev- zuu yazıda mudahıh "istihfaf edecek cumle ve kelimeler bulun- AKİS, 15 EYLÜL 1956 ESBABI "— İddia Makamı, bir suç işlendi- ğine dair kafi deliller karşısında bu- lunduğu dakikada cemiyet adına harekete geçer. Suç mevzuunun he- defi eğer bir Başvekilse, şüphesiz ki hassasiyeti, titizlik ve dikkati da- ha fazladır. Bu hal, devlet şahsiyet ve yüksek —menfaatlerinin siyaneti gayesine matuftur. Başka hususi hiç- bir sebep mevcut değildir. Değil bir münevver, tarafsız kaydı ile vasati görgü ve tahsilli bir şahsın dahi suç mevzuunu teşkil eden yazıyı okuduk- tan sonra dudak bükmemesi kanaati- mizce imkânsızdır. Mesleki haysiye- sa dahi bunların o târihte bir, ceza müeyyidesi altında bulunmadığın- dan suç olarak kabulüne hukuken, imkân görülemediği ileri surulmuş ise de hadise tarihinde yürürlükte bulunan 6334 sayılı kanunun |1 ci maddesi şeref veya haysiyete teca- vüzü de ceza tahdidi altına almış ve suç konusu yazının yukarıda ya- zılı metninin ihtiva ettiği cümleler müdahilin şeref ve haysiyetini ren- cide edecek bir şekilde telâkki edil- dikten, e adı geçen yazının umumi hu- dudu içinde kalınsa, cümleleri te- ker teker de ele alınsa' suç mevzu- unu teşkil edecek kelimelere tesadüf edilemiyeceği ve yazının sıyası bir tez mahiyetinde olup siyasi bir te- şekküldeki —zihniyetin — memleket menfaatine hadim olmıyacağı fik- rini ileri sürmekten ibaret bulun- duğunu müdafaaten dermeyan et- mekte ise de çok partili ve Demok- rasinin hakim — bulunduğu memle- ketlerde karşı partilerin ve bu fi- kirde olan — şahsiyetlerin — iktidar partisinin iraatını tenkit etmesi ca- iz ve hatta memleket menfaatine lüzumlu bulunduğu — müsellem ol- makla beraber bu tenkitlerin mu- ayyen şahısların şeref ve haysiyet- lerini kırarak, kendilerini küçük düşürecek, harıçte ve dahilde iti- barlarını sarsacak, üzerlerine şüp- heli, fikirlerin temerkuz etmesine sebebıyet verecek sözler yapılma- yarak yapılmış olan fiillere ve teza hür eden neticelere inhisar ettiril- mesi ve yapıcı olup yıkıcı olmama- sı ve bunun da siyasi nezaket çer- çevesi dahilinde izhar edilmesi i- cap edeceğinden, konusu olan yazının bi- lir kişi tetkikinden geçirilmesi yo- lundaki müdafaası da, yazıyı teş- kil eden kelimelerde — mübhemiyet veya delalet ettikleri manada mut- lakiyet bulunduğu ve mahkemenin bunları tayinde tereddüt ettiği tak- dirde ihtisas sahibi bilirkişinin ma- lümatından istifade yoluna gidile- ceği tabit ise de yazılan cümle ve kelimenin medlüllerinde şüphe ve tereddüdü davet edecek bir ibhanı bulunmadığından ve kanuni bir mecburiyet de mevcut olmadığın- dan varit görülmemiştir. BASIN tini sübjektif sebeplerle ayaklar altı- na alacak kıratta bir adalet mensu- bunun ise, saflarımızda yer alabil- mesi ıddıası maznunların mesnetsiz muhayyile — mahsulâtından biri olsa gerektir. İsmet İnönünün fikrine iş- tirakle, hatta daha müfrit bir lisanla Ziya Hanhan, geçen celsede, Türki- yede 40 binden de fazla Başvekil çı- kacağını ifade ettiler. Biz, bu fikre de iştirak etmiyoruz. Türk köylüsü zeki ve çalışkan olabilir.Bu iki vasıf, dev- let adamı olabilmek, hükümetler ida- re edebilmek imkânım bir kimseye MUCİBESİ bahşetmez. Siyasi liderler, kabineler Şu hale göre, 11 Şubat 1956 ta— rihli Akis Mecmuasının 5. sahift sinde "Romanın Yandıgını Gormu— yor musunuz?" başlıklı yazının medlül külli ve cüz'iyesile ve ihti- va ettiği kelimeler ve cümleler ba- kımından müdahil Agâh Erozanın şeref ve haysiyetine tecavüz mahi- yetınde bulunduğundan — maznun- lardan mevmuanın yazı işlerini fii- len idare eden mes'ül müdürü Yu- suf Ziya Ademhanın hareketine u- yan ve hadise tarihinde yürürlükte bulunan 5680 sayılı kanunun 16 cı maddesi delaletıle 6334 sayılı ka- nunun İ ci maddesinin 1 ci bendi ve 1 ci fıkrası mucibince altı ay hapsine ve bin lira ağır para ceza- sile mahkümiyetine ve fiilin müda- hil Agâh Erozanın Büyük Millet isi Reis Vekilliğine tâyini se- bebile resmi , sıfatından dolayı iş- lendiğinden 2 ci fıkra — mucibince hükmedilen cezaların üçtebirerleri arttırılarak Sekiz ay hapis ve bin üçyüz otuz üç İira otuz kuruş ağır para cezasile mahkümiyetine ve i- ki tarafın mali ve içtimai durum- ları göz önünde tutularak takdir edilen bin lira manevi tazminata kendisinden alınarak — müdahil A- gâh Erozana verilmesine ve 7866 kuruş yarım harçla 4000 kuruş nis- bi harcın kendisinden tahsiline ve diğer maznun, Mecmuanın sahihi bulunan Metm Tokerin hareketine uyan 6334 sayılı kanunun 5 ci mad- desi mucibince maznun Yusuf Ziya Ademhana tayin edilen ağır para cezasının beş misli olan Altı bin altı yüz altmış altı lira elli kuruş ağır para cezasının — kendisinden tahsiline ve 225 kuruş mahkeme masrafının her iki maznundan or- taklama ve birbirine müteselsil ke- fil olmak üzere tahsiline kanun yol- ları açık olmak üzere 16/8/956 ta— rihinde karar verilerek Necati Sayan hazır oldugu halde Müdahil vekili Şeref — Kayalar ve Maznunlar vekili Avukat Sahir Ku- rutluoğ'unun yüzlerine karşı açık- ça okunarak usuülen tefhim edildi. 16/8/956 S Aza Reis S. Aza Adil Em Behçet Güneşoğlu Gebızlıoglu Hüdayioğlu