İKTİSADİ VE MALİ SAHADA a bu kanunu tamamlayacak başka kanunlar hakkında bazı kısa açıkla- malarda bulunuluyor! Bu kanunlardan bırı kaçakçılığı kökünden menedecekti. Biri istimlâk işlerimizi düzene sokacak, çeşitli hü- kümlerin mevcudiyeti sayesınde vu- rulan vurgunları imkânsız kılacaktı. Biri orman dâvamızı kökünden hal— ledecekti. Başka biri ise 400 bin es- nafı vergiden muaf tutmaktaydı. Bütün bu kanunlar haklımda ikti- dar sözcüsü gazetenm verdiği genel hüküm şuy "Demokrat Parti iktidarının, mem- leketimizin içtimai ve iktisadi tekev- vününü göz Önünde tutarak hazırla- dığı bu kanunlar, münferiden olduğu gibi, birbirini destekliyerek hayırlı neticelerini kısa zamanda verecek ve kalkınmakta olan Türkiyenin ham- lelerini teşvik edecektir". İktidar sözcüsü gazete geçen hafta içinde de bu yenı kanunlardan bahse— dip durmuştu. Bu gayretinde kendisi- ne Anadolu Ajansı yardım ediyor- du. Ajana, Radyo, — iktidar sözcüsü gazete hep bir ağızdan yeni kanun- lara alkış tutuyorlar, onların hüküm- lerini hülâsa ediyorlar, bu hükümle- rin 1ktısad1 içtimai hayatımızda iyi ve doğru ne büyük değişiklikler ya- ratacağını sayıp döküyorlardı. Bunları okuyup dinleyen vatandaşın önünde yeni kanunların metni henüz yoktu. Eski mevzuatın bütün hü- kümlerini de ezberden bilemezdi. ten ne yeni metinlere ihtiyacı vardı, n de eskilerine.. Ajansın, Radyonun, iktidar sözcüsü gazetenin söyleyip yazdıkları üzerinde düşünebilir, pek- lAlAd bazı güvenilir hükümlere varabi- ir Esnaf vergisi . ktidar sözcüsü gazetenin bildirdi- ğine göre 400 bin esnafı vergiden 18 muaf tutan kanun, yıllık gayri safı iratları toplamı 300 İira yı aşmay ları, satışları tutarı 57. 500 lirayı geç— meyenleri, mubayaaları yekünu en çok 52.500 lira olanları, ayrıca bir sene içindeki imalât ve san'atından dolayı aldığı: ücret tutarı 7500 lira- ğı olanları, tavassut işleri karşılığında yılda. 500 liradan âz üc- ret alanları esnaf ve gelir vergisin- den muaf tutuyordu 400 bin vatandaş hesabına sevin- mek, ilk anda mümkündü. Fakat, derdimizin — sebeblerinden — başlıcası arz ile talep arasındaki — muvazene- sızlık olduğu — hatırlanınca üzülme- mek elden gelmezdi. Çünkü bu kâ- nunla 400.000 kişi o güne kadar öde- yegeldikleri bir miktar vergiden kur- tulacaklardı. Vergi olarak ödenegelen para şimdi, en büyük ihtimalle, piya- saya dönecek satın alacak mal ara- yacaktı. Zaten mal kıttı. Zaten şişkin karşılamaktan olan talebi uzaktı. — Büyük bir çiftlikte hasat Ön para vergisi yok! Şimdi talebin biraz daha şişmesi mukadderdi. Bunun müânâsı, bugün vergiden kurtulmuş olan esnafın ya- rın, belki de, vergi ödediği günleri arayacağı idi. İzmir Fuarının açıldığı gün bakan — tarafından müjdelenen banka' kredılerındekı artış hakkında- ki karar da 8 Eylül tarihli Resmi Ga- zetede yayınlanmıştı. Demek ki çe- şitli enflâsyoncu tesirler birbirine ek- leniyordu. Halbuki enflâsyonu — yenmek iste- yen memleketler vergileri arttırma yolunda idiler. Fransa da bir takım sert tedbirler almıştı. Ama bu tedbir- lere can kurtaran simidine sarılır gi- bi de sarılmıyordu. İktisadi, mali ted- birler ihmal edilmiyordu. Gene Fran- sada son üç yıl içindeki vergi artış- ları rekor denecek bir seviyeyi bul- u. Ama küçük esnafın güç durumu? Fakat o zaman da başka sahaları vergilendirmek mümkün değil miy- Meselâ zirai gelırler pekâlâ ele alınabilirdi. Bugün kadar alelade ir esnaf, bir küçük memur, geliri- nin bir kısmını vergi diye devlet ka- sasına yatırıyordu da binlerce dönüm arazisinden yüzbinlerce, milyonlarca liralık mahsül — kaldıran bir toprak sahibi bir kuruş — vergi vermiyordu. Bu, her şeyden önce büyük bir adalet- sizlikti. Bir vergi sisteminin başlıca özelliklerinden biri de adaletli olma- sı idi. Büyük zıraı gelirlerin vergilen- dirilmesi şarttı. Bu hem adaleti sağ- layacak, hem devlete 200-300 milyon- luk bir gelir kazandıracak, hem şiddetle hissedilen enflâsyoncu bas- kının azalması neticesini verecekti. İstimlâk Istımlak bazı devlet işlerinin görül- mesi için gerekli mal v ilkü değer pahası — karşılığında devletçe alınması demekti. Bu mevzuda şim- diye kadar pek. çok kanun, pek çok tüzük çıkarılmıştı. Hükümlerin çe- şitli oluşu hem vatandaşı zarara so- kuyor, hem de idareyi ve adliyeyi lüzumundan fazla meşgul ediyordu. İstimlâk hükümlerinin bir tek kanun halinde toplanacağı öteden beri söy- leniyordu. Bu çok Jlüzumlu idi, çok faydalı olacaktı. — Fakat tesiri her- şeyden önce hukuki idi. Adalet duy- gusunun yaralanmasını önleyecek, tatbikatçıların işlerini kolaylaştıra— caktı. Fakat bu kanunun "kalkın makta olan Türkiyenin hamlelerini" büyük ölçüde nasıl teşvik edeceğim anlamak kolay değildi. Kanunların boşluğundan istifade ederek bazı kimseler haksız yere kazanç elde et- mekten men olunabileceklerdi. Fa- kat Türkiyede gayrimenkul evzu- unda, iktisadi ve içtimai tesirleri gözönüne getirilince, ilk önce alın- ması gereken tedbirler vardı. Mesel AKİS, 15 EYLÜL 1956