SİNEMA rakterler yaratılmış, olayların seçi- lışınde ıyımser görüş hiç ihmal edil- unç ve kötüler gülünç durıımlara duş rülmüş, daha ileriye giderlerse cezalandırılmışlar. Çocuk- luk arkadaşımız Mickey Mouse, tar- la faresinin şahsında canlanır, yı- lanlarla alay eder. Sevimsiz örüm- cek yaban arısıyla yaptığı ölüm kav- gasında maglup olur. Akrepler bü- yuk bir neş 'eyle dansederler, "Yaşa- n Çöl" âdeta çöl sakinlerinin baş rollerı oynadıkları, urnaz, Zzayıfın çirkin kuvvetliyi daima altettiği bir “Şarlo filmi"dir. Filmi seyrettikten — sonra kalan ilk intiba hayatın pek o kadar kor- kunç olmadığıdır. Zekâ birçok müş- külleri ortadan kaldırabilirmiş. Amerikan sinemasının iki büyük danasından biti olan Walt Disney - öbürü şüphesiz Charles Chaplin - memleketımızde canlı resimlerle (mi kiler) tanınmıştır. Nitekim canlı re- simler en yüksek seviyelerine Dis- ney'in elinde ulaşmışlardır. sinemada renk v imkâ büyük bir tıtızlıkle araştırmış, "Fan- tasia" filminde müziği şekillendirme- ğe çalışmıştı. ysaki ressam Dis- ney'in bizde daha az tanınan bir de prodüktörlük cephesi vardır. Bu se- riden çevirdiği uzun metrajlı, konulu filmler arasında "Define Adası - Tre “Kılıç ve Gül - "Denız Altın- da 20.000 Fersah - 20.000 Heagues Under the Sea" bulunur. Ama canlı resimler dışında Disney'in ilk parlak başarısı "Yaşayan Çöl"dür. Film, James Algar'ın rejisörlü- ğünde Paul Kenworthy Jr. ve Ro- bert H. Crandall'ın mükemmel fo- toğraflarıyla çevrilmiştir. Pau Smith'in Fon müziği bütünleyici un- surlarındandır. Çocuk bayramı dolayısıyla göste- rilmesine aldanıp "Yasayan Çöl" bir "Yaşan Çöl" Hayat için mücadele 32 Tarla faresi ve yılan Mickey Mavse eğleniyor zooloji veya botanik dersi sanılma- malıdır. Bu film kendileriyle pek il- gilenmediğimiz, hatta bazılarım hiç tanımadığımız bir takım kahraman- ların heyecanlı hayat hikâyesidir. arilyn Monroe'suz, Jane Russell'siz böyle bır şaheseri getirmek cesareti- ni gösteren Lâle film şirketi övünüle cek bir iş yapmıştır-. Walt Disney "Yaşayan Çöl", ile kazandığı başa- rıyı "Kaybolan Ova - Vanishing Pra- irie" ile perçinlemişti. Lâle film "Kay bolan Ova"yı da getirip, Türk seyir- cisine sinema yoluyla tabiat ve ha- yatla bir defa daha böylesine sıkıca kaynaşmak zevkini tattırmalıdır. Dokümanter filmler Yaşayan — Çöl'ün bir özelliği de mem leketimizde harp filmlerinden be- ri gösterilen ilk dokümanter film ol- masıdır. Dokümanter filmin manası ve değerı memleketımızde daha nüz olara nlaşılamamıştır Ernest Lındgren “Film Sanatı The Art of Film" isimli kitabında şu ta- rifi kullanıyor: "Sosyal bir tema üze rine kurulmuş veya sosyal bir gayesi olan, hakikt hayattan Tanınmış İngiliz dokümanter film re_ıısom Ba- sil Wright ise dokümanter filmlerin kesin sınırlı olmadıklarım söylüyor. Ona göre bu, asıl filmden önce gös- terilen kısa bir film, bir seyahat hi- kayesi, bir eğitim filmi olacağı gibi gerçeğin sinema sanatı yoluyla anla- tılması da olabilir. Mühim olan nokta dokümanter film lerin milli sinemaların kurulusunda oynadıg roldür. Fransa'da Louis Lu- miere'in 1895'te gösterdiği ilk filmler, Amerika'da Edroin S. Porter'in 1900 da gösterdiği "Bir Amerikalı Yan- gın Söndürme Erinin Hayatı" ayni zamanda dokümanter filmlerin de babası sayılırlar. İngiliz sinemasının Brighton Okulu dokümanter filmci- leriyle ilk adımlarını attığı unutul- mamalıdır. Dokümanter filmlere sa- nat eseri değerini veren Robert Fla- herty olmuştur. 1951 de ölen bu A- merikalı sanatçı ilk filmi "Nanouk"- tan sonuncusu "Louisiana Story"ye kadar daima, hayatı ve insanları ta- biat çerçevesinde incelemiştir. Dokümanter filmcilik genç reji- sörlerin tabiatla karşı karşıya gel- melerine, hayatı tanımalarına yol a- çar. Bugünün ünlü sinema rejisörle- rinden çoğu mesleklerine bu yoldan başlamışlardır. Dokümanter filmler ticari gayelerle çevrilemiyeceği için devlet eliyle — yönetilirler. Bizde de devlet tarafından yönetilen bir do- kümanter filmcilik - propaganda de- ğil - kurulabilirse, gökten zebbille inmelerini beklediğimiz — rejisörlerin kendi kendine yetişmeleri sağlana- caktır. Kitap ve Kırtasiyenizi BİLGİ' den alınız SAKARYA CAD. No. 4/A YENİŞEHİR - ANKARA AKİS, 21 NİSAN 1956