maktan da geri kalmaz. Bu rakamın letlerden ithalâtımızın mümkün duğu kadar daraltılmış olmasıdır. Hem çok ithalat yapmak, hem de a- çık vermemek kabil olmadığına göre, Türkiye bu netıceyı doguran sebepler ortadan kalkan kadar kemerleri sıkmak zorunda kalmış bulunuyor. E.P.U. nün yayınladıgı rakamlar içinde dikkati husus da birdenbire halâtçıların paralarını evir- mek için büyük bir tehalükle akre- ditif açmalarıdır. Devalüasyon bu.. Vukuu bir dert yapılacağının duyulması ayrı İşletmeler Yeni teşkilat Ekonomi — ve Ticaret Bakanlığı bir- çok vazifelerini yeni kurulacak bir bakanlığa devrederek sadece iç ve dış ticaret işleriyle meşgul olmak im- kânına kavuşacaktır. Teni bakanlı- ğın adı Enerji, Maadin ve Sanayi ba- kanlığı olacak ve halen Ekonomi ve Ticaret Bakanlığının bazı genel mü- dürlükleri ile İşletmeler Bakanlığı tarafından yapılan işleri görecektir. Yeni bakanlığın kurulması ile İşlet- meler Bakanlığı ile Ekonomi ve Ti- BAKANINDAN NE BEKLİYORUZ? bir başarı olarak ilan olunmuştu. Hakikatte elde edilen şey, Alman ihracatçılarının — Türkiye'ye yapa- cakları 200 milyonluk — ihracattan doğacak alacaklarım — geç ödeme- miz veya biç ödemememiz gibi rizi- kolara karşı bir Alman sigorta şir- ketinin pahalı primler mukabılınde verdiği teminattan aş ir şey değildi. Türkiye bu derekeye düşü- rulunceye kadar safha safha gözle- rimiz önünde cereyan etmiş olan alac kla ratik memlekette hazmolu- Ayol sebepler ayni doğuracaktır: yeni ba- kan kendi sahasında bir eksper da- hi olsa, mevcut siyasi şartlar için- de, bilgisinin göstereceği yolda tek başına kalmağa mahkümdur. Da- vamız açık o nündedir; biz bir inanma içindeyiz. Rejimi geri götürmüş 0- lan tertipleri ortadan kaldırmak, onu sağlam temeller üzerine oturta- cak ana kanunlarla teçhiz etmek, murakabeli bir devlet idaresi kur- mak yoluna girecek —miyiz, girmi- yecek miyiz?. Bu sualin cevabı müsbet ise ik- tisadi ıslahat üzerinde nlar bir tek başına sorumunu taşıyacağı şeyler değil- dir. Ama, bu bakan, Malıye Baka- nı ile bırlıkte hükümete hat programı kabul etırmek husu- a hem vazifeli sayılır, hem ağır basmak imkanına sahiptir. Bu ilk vazifeyi yapmamaları halinde, ha- talarını elim bir surette ve mutla- ka ödeyecekleri memleketimizde AKİS, 21 NİSAN 1968 tescil edilmiş hakikatlerdendir. Ye- ni Ticaret Bakanından bütün mad- deleriyle hazırlanmış bir programı hükümete getirmesi beklenmemeli- dir. İlerde mütehassısların çalışma- larına esas olmak üzere birkaç esas- lı noktada teminat alması bugün i- i ir. Biz şu beş noktayı ö- 1. Yeni politikanın içerde ve dışarda litikası" olacaktır. iat seviyesinde, para ve kre di volumund müessir hiç bir ka- rar, Ticaret ve Maliye Bakanları- nın mutabakatı olmaksızın alınım- yacaktır. S. esas vasfı, “güveni ihya po- ç finansman ve dış tediye taahhütleri mutlak surette imkân- larımızın hududu ıçıne lınacak Bu kararın bugün dekı bir kaç aya ait netıcelerı der- lıal tayin olunacaktır. Yabancı — memleketlere olan dalgalı borçlarımızın konsolidasyo- şartiyle, elimizde kalmış olan ihraç mallarını dünya fiatlarına sataca- ğımızı derhal ilân ederek bunların getireceği dövizi hareket noktasın- da kullanmak imkânı elde edilecek- tir Tıcaret Bakanı bu teminatlarla mücehhez olarak Bakanlığa geldiği zaman sürecektir ki, umumi kana- atin hilafına olarak, usulsüzlüklerin tahrip ettiği bu Bakanlıkta, nizam- lı bir çalışmanın gerektireceği ele- nlar mev Onlar şöyle ça- lışmaya alışmışlardı ve bugunk ih- tiyacım llerde alenıyet: Bugün dış ticaret rejiminde yazık olanla tatbik edilen arasında büyük fark- lar hasıl olmuştur. İlan edilmiyen İKTİSADİ VE MALİ SAHADA caret Bakanlığının bazı genel müdür- lükleri lağvedilecekt bakanlıkta bırer reislikle Enerji, Maadin ve Sa- i bulunacaktır kanlığa bağlanacaktır. Bu suretle Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı sade Ticaretle meşgul ola- cak ve adı da Ticaret Bakanlığına çevrilecektir. manda kadroların da yen den geçirilmesine yol açacakt lerle hususi sektöre — kaçmalarına karşı tedbirler alınacaktır. Cahid ZAMANGİL ticaret anlaşmalarının tatbikatı ve- balli bir karanlıkta cereyan etmek- tedir. Binaenaleyh, tüccara hakkını ve mükellefiyetini, memura da bun lara tatbik edeceği muameleyi gös- teren yeni bir dış ticaret rejimi ya- pılmalı, ticaret anlaşmalarının yü- rürlüğe girmeden ilânı usulü ihya edilmelidir. Muamelede eşitlik: Şifahi ta- lımat Usulü (veya usulsuzlugu) mül gadir. Herkese dış ticaret rejimin- de, talimatnamelerde yazılı olan muamele tatbik edilir. Bir müddet için her ne sıkın- tı pahasına olursa olsun, döviz im- kânlarımız kadar tahsis yapılır, ya puan tahsis ödenir. Bu arada acil bir harici yardı- ma ihtiyacımız — aşikârdır. Thorn- burg, kendi ifadesine nazaran, hü- kümete verdiği d hükü- bu yardımı bihakkın isteyip alabileceğini sanıyoruz. Program bahsine girmiş olma- mız, siyasi şartlara dair yukarda sorduğumuz, sualin cevabının müs- bet olması faraziyesine dayanmak tadır. Eğer bu cevap menfi ise, ik- tisad? ıslahatın siyasi zemini hasıl olmamış demektir. Maalesef son a- çış töreni nutukları ümid kırıcıdır. Bununla beraber, daha iyiyi isti- yenler bütün kapıları mecburiyetindedirler: yeni Bakanı'ndan iktisadi ıslahata müsa it zeminin hazırlanması zaruretini ettiremediği cesini açık yürekle gibi bir vazife ve hizmet bekliyo- ruz. Bozuk bir sisteme ayak uydur- mak şıkkında karar kılarak birkaç ay içinde eriyip giderse, — yalnız memlekete acınır. 21