BELEDİYECİLİK İmar Yüksek binalar İmar planını deldi 400.000 liralık proje Mimar Odaları Birliğinin İstanbul- a yaptığı son toplantıda Anka- rayı temsil eden delegeler acı acı dert yanıyorlardı. Ankara çirkin bir şehir olmak tehlikesiyle karşı karşı— yaydı. Vaktiyle Profesör Jansen'in yaptığı plân şehircilikten anlamıyan- ların elinde, orasından burasından di- diklenerek dejenere olmuş gitmişti. Aradan yıllar geçtikten sonra yapı- lan hatalar kısmen olsun anlaşılmış ve başşehrin günden güne çirkinleş- tiğinin farkına varılmış ve Ankara- nın imar planı yeniden müsabakaya çıkarılmıştı. Bu yarışma seçen yıl neticelenmiş ve Ankarayı imar et- mek şerefini iki genç Türk mimarı İlim ve iman sahasında mühim bir ihtiyaç — karşılayan BÜYÜK İSLAM TARİHİ Yazan: Abdürrahim Zapsu Pek nefis tab, cilt ve mün- derecat; i tevzi yeri: İstanbul Net Kitapevi ciltli (15) ciltsiz. (10) L. (İslam Yavrusunun Kita- bı) nı da çocuklarınıza a- hp okutmayı unutmayı- nız (2) L. 18 kazanmıştı: Nihat Yücel, Raşit Uy- badın. Geleceğin Ankarası bu iki geç —sanatkârın çizgileriyle şekille- necek, mahküm olduğu çirkinlikten kurtulacak dünyanın güzel şehirleri arasında adı geçecekti. . Müsabaka neticelendikten sonra Ankara semt mt ele alınarak imar. plânının de- taylarının hazırlanmasına başlandı. Bu çalışmalar devam ede dursun, plânın hudutları yer yer zorlanıyor, imar hudutları dışındaki bazı arsalar plân hudutları içine alınıyordu. Bu plan aşağı yukarı 400 bin liraya mal olmuştu Donmuş musiki Goethe mimariyi "donmuş musiki" diye tarif etmişti. Gaye Ankarayı bu tarıfe uygun eserlerle donatmak- e çare ki zaman zaman menfa- at kaygıları, zaman zaman iş bilmez- lik, bu gayenin gerçekleşmesine en- gel oluyordu. ehrın ıma_r işleriyle ılgılenen selahiyetli merci "İmar İdare Heyeti" ir. Bu heyet, bakanlıklar temsilcile- riyle Beledıye İmar Müdüründen te- şekkül eder. Aralarında İmar Müdü- rü Mimar Fethi Tulgar, Bayındırlık Bakanlığının iki temsilcisi: Mühen dis Mimar Orhan Alsaç ve Mühendis Mimar Ali Talip Güran'dan başka i- mar işlerinden anlıyan kimse yok- tur. Halbuki bir şehrin imar planı ile meşgul bir heyetin her şeyden önce şehırcılıgı hilen ihtisas sahibi kimse- lerden müteşekkil olması icap ederdi. İşte İstanbulda yapılan Mimar Oda- ları toplantısında Ankara temsilcileri acı acı bu heyetten dert yanmışlar Istanbulda olduğu gibi bir "estetik jü- kurulmasmı istemişlerdir. Bu "es- tetık jüri" şehirciliğe bihakkın vâkıf kimselerden teşekkül etmelidir. Çün- kü icabında şehrin estetiğini bozan, şehircilik anlayışına aykırı binaların yapılmasını Önliyecektir. — Şehircilik- ten anlamıyan kimselerin ise, ne ka- ar hüsnüniyet sahibi olurlarsa ol- sunlar böyle bir mevzuda ısabetlı ka- rar vermelerine imkân yoktur. "Don- muş musiki" nin ne oldugunu takdir edebilecek heyet işte bu "estetik jll— ri" olabilir, işte Ankarada imar iş- lerinin, şehırcılık işlerinin aksama- sının hakiki sebebi budur. 650 sayılı kararname 1955 haziranından önce Ankarada kat tahdidi vardı. Yani inşaat sa- hipleri şehrin istedikleri yerinde is- tedikleri kadar kat çıkamazlardı. Jansen plânında nerelerde ne kadar kat inşa edilebileceği tesbit edilmiş- İmar İdare Heyeti geçen haziran- da 650 sayılı kararnameyı kabul ettı Bununla şehir "ticaret" ve "kesafet' bölgelerine ayrılıyordu Ticaret böl- gelerinde yol uzaklığı ve yan mesa- feler de goz önünde tutulmak sure- tiyle arsa yüz ölçümünün dört buçuk misli, kesafet mıntakalarında ise iki buçuk misli inşaata müsaade edili- yordu. Bu nisbet şehrin diğer yerle- rinde azalıyordu. Bu kararnameden istifade ederek emlâk sahipleri şehrin şurasında bu- rasındaki apartmanlarının — üstüne atlar çıktılar, tek katlı, yahut iki katlı evlerini yıkıp yerine Ankara çapında gökdelenler inşa ettiler. Me- selâ Ziya Gökalp caddesiyle Mithat Paşa caddesinin birleştikleri köşe başında şehrin en yüksek binaların- dan biri yükseldi; gene Ziya Gökalp caddesinde, Maarif Kolejine doğru i- nerken sagda büyük bir apartman ya- pıldı. Şimdi de aynı cadde üzerinde eskiden Jokey Kulübü olan bina yıkı- lıyor. 650 sayılı kararname sonradan tadil edildiğine göre, bu arsada ya- pılacak apartmanın diğerlerinin ça- pında olup olmayacağını şimdiden kestirmek kabil değildir. Bu karar- nameden istifade edilerek yaptırılan son bina Yıldırım Beyazıt Meydanın- da göze çarpan yüksek apartman ol- du. 650 sayılı kararname Ankarada büyük bir inşaat faaliyetine yol aç- mıştı. Aradan birkaç ay geçince İ- mar İdare Heyeti 650 sayılı kararın mahzurlarının farkına vardı. Ar3a fiyatları durmadan yükseliyor, inşa- at talepleri, kat çıkma müracaatları gittikçe artıyordu. Çünkü altında pasajı olan büyük bir apartman veya işhanı yanındaki boş arsanın veya tek katlı binanın kıymetine derhal tesir ediyordu. Heyet kararı değiş- tireceğini bildirerek bir müddet için yürürlükten kaldırdı. İşte bu müte- reddit devre içinde de bir takım ak- saklıklar oldu. Kararın meriyetten kaldırılmasından önce inşaata başla- mış olanlar vardı. Bunlar 650 sayılı karara göre inşaat yapabıleceklerını iddia ediyorlardı. Neticede hiç rine uymayan, kimi dört katlı, kimi sekiz kattı apartmanlar yapıldı. Bu aksaklık ise en başta şehrin esteti- ğine tesir ediyordu. İmar İdare He- yeti bu karışık durumu caddeleri ti- cari cadde, kesafet caddesi diye a- yırdederek halletmeği düşündü. Me- selâ Atatürk Bulvarı ile Mustafa Ke- mal Bulvarı, Ziya Gökalp ve Anafar- Kaçak katlar Minareye kılıf AKİS, 21 NİSAN 1956