Boğaziçinden bir görünüş Para etmeyen güzellik nun artışı başdöndürücü idi. Ancak turizm faaliyeti İrlanda ve Türkiye- de bir gerileme göstermekteydi. Tu- rizm bilançomuz 10,5 milyon dolarlık bir zararla aleyhımıze kapanmıştı. Aynı yıl Yugoslavya 45, Yunanistan 20 milyon dolarlık bir kâr kaydetmiş tiler. Grafiklere göre Türkiye Z turist gelen memlekettı. - 71 bin - Halbuki Yugoslavyayı 320 bin, — Yu- nanistanı 198 bin turist ziyaret et- mişti. Bu iki memleket son yıllarda büyük hamleler yapmışlardı. Dış ti- caret açıklarının büyük bir kısmının turizm karlarıyla kapanacağını Tra- por ilâve etmekteydi. Geçen yıl Tür- kiyenin turizm gelirleri 2,5 milyon giderleri de 13 milyon dolardan iba- Fakat, ağır ekonomik şartlar do- layısıyla, dışarıya seyahatin tahdit edildiğine göre bu 13 milyonluk gi- derler faslı izaha muhtaç bulunmak- tadır. Dışarıya seyahati yasak eden- ler elbet bir izah şekli bulmalıdırlar. Rapor aynı sebepler dolayısıyla dı- şarıya yapılan turizm hakkında ma- İümat vermiyor, Türkiyeyi ziyaret e- denlerin de gerek nakliyat ve gerek ikamet âartlarının oldukça tesadüfe bağlı olduğunu ihsas ediyordu. Avru pa memleketlerinde hakkımızda kul— lanılmaya başlanan "Teneke perde" tabirinin bu iki meçhullü denklem- den doğduğunda şüpheniz olmasın. Zihniyet Turistik servetlerimiz en az kom- sularımız kadar olmasına rağmen turizm bilançomuzun - hem de dışa- rıya seyahatin menedildiği bir dev- rede - aleyhimize kapanması hazin- dir. Harıçte ve dahilde turizm faali- yetlerimiz bazan iyi niyetli, fakat ge rek yetişme gerek kültür bakımın- dan kifayetsiz insanların eline kal- AKİS, 21 NİSAN 1956 mıştır. Paris, Londra, Roma gibi bü- ük merkezlerde turistik propagan- da faaliyetlerimiz bir Mısır, bir isra- il, bir Yunanistan, hatta bir Lübnan yanında hiç mesabesinde kalmakta- dır. Koskoca Avrupada bir tek Tu- rizm büromuz yoktur. Denizyolları- tine kalmıştır. Basın ateşeleri turiz- me de bakmakta, tabiatiyle ikisine de yetişememektedırler. Türkiye fii- len turizm sahasından kaybolmuş- ya Hintlilerle karıştıranlar çoktur. Milli propaganda diye bir şeye rast- lamak kabil değildir. Türkiye hakkın da gösterilecek bir tek film yoktur. İsmimiz, varlığımız Avrupada, hele dünyanın gözü ve kulağı Pariste his- sedilmemektedir. Hem basın hem yayın hem de tu- rizm umum müdürü olan zat şimdi- lik turizm gayretlerini sık sık Av- rupada "tetkik gezilerine" çıkmağa, kongrelere gitmeğe teksit etmiş gıbı görünmektedir. Türkiyenin şimdilik ütün Turizm hamlesi de galiba u- mum müdürün - yorulmadan - Av- rupa şehirlerini bir bir dolaşmasıdır. Turizm davasını, turizm yarışını çok avantajlı bir mevkide, çok a- vantajlı bir zamanda, bize nazaran fakir ve savaştan yeni çıkan komşu- larımız karşısında kaybettiğimiz aşi- kârdır. Avusturya, İskandinavya mı sallerini bırakalım, Yunanistan, goslavya, Lübnan bize bu sahalarda bir kaç tur bindirmişlerdir. , İnn Tunaya, nize, Karadeniz Boğaz yalılarına Ti- rol'ün kar sularını yıllardır taşımak- tadır. Fakat bizdeki zihniyetin, biz- deki kafaların değişmesi için bütün Harının erimesi bile kâfi gelmiyecek midir?