YURTTA OLUP BİTENLER. maktı. Bu ise, Samet Ağaoğlunun Manisada ' Hurrıyet vardır, — niçin Hürriyet Partisini kurdular?" deme- siyle olmazdı. Hele D.P. den ayrılan milletvekillerine sempati duyduğun- dan şüphe edilen memurları — göğe mecbur etmek en fena usuldü. İşi e- sasından ele almak gerekiyordu. enel İdare Kurulunun toplantı- ları Ur müddet bizzat Başbakan Ad- nan Menderesin başkanlığında devam etti, o Pazartesi günü İstanbula gi- dince azalar Kendi aralarında toplan- dılar. Stratejiyi Genel Başkan ha- zırlamıştı, ötekiler taktik hareketleri tesbit edıyorlardı Partiyi kurtarmak lazımdı. Fakat kumandan buna muk- tedir miydi? Işte geçen hafta içinde D e en mühim mesele buydu. Gurupta temizleme Genel Idare Kurulu, Gurup ldare Kuruluyla da beraber tekrar eski kuzu haline dönecekti. Ondan sonra ise, hakimiyet kurmak kolaylaşacaktı, D.P. den atılmamak isteyenler, susup oturacaklardı. Bu mülâhazalarla ilk başta Hüseyin Ba- lık, Selâhaddin Toker ve Ali Muzaf- fer Tanöver Müşterek Haysiyet Diva- nına ihraç talebiyle sevkedildiler. Bu arada bir tedbir daha alınmıştı: Müş- terek Haysiyet Divanının başkanlığı- na da Meclis müzakerelerinde On sı- rada oturup muhalefet sözcülerini kış- kırtmak, sözlerini kesmek, — gürültü etmek vazifesini yuklenmış bulunan ve gazeteciler arasında "silahendaz" denilen guruba mensup olan Osman Kavrakoğlu getirilmişti. . Gurubunda tenkidler yapma- siyle tanınmış bir milletvekili bu haf- ta çarşamba günü: "— Goz da 1 veriyorlar, dedi. Ge- cen guru; plantısından sonra Mec- Başkan Apaydın tatile çıkıyor Sevimli demokrat Gaye Gurubu temizlemekti. Liderlerin kanaatine göre bazı kimselerin ya- rattığı hava neticesinde gurup top- lantılarına hakim olunamıyor ve mil- letvekilleri ölçüsüz hareketler yapı- yorlardı. Bilhassa son toplantıda biz- zat Menderesin hezimete uğraması Merkezi Umumiyi müthiş endişelen- dirmişti. Gurubu zaptırapt altına al- mak lazımdı. Zira hükümetin tedbir- lerinin karşısına o dikiliyor ve Men- deresin elinden inisyatifi alıyordu. Genel İdare Kuruluna hâkim olan kanaate göre bunun sebebi zaten par- tiden çıkmaya karar vermiş olan bir takım milletvekilinin işleri içerden karıştırmasıydı. Maksadlı hareket e- diyorlar, arkadaşlarını kışkırtıyorlar- dı. Bu yüzden "elebaşıları" bir defa ih- raç edilirse mesele kalmıyacak. Gurup üsteki merdiven altında bize partiyi yıktığımızı — söyliyerek - ki partiyi asıl yıkanlar kendileridir - hücum e- denler şimdi Genel İdare Kurulu yo- luyla bizi tedip etmek istiyorlar." di- ordu. Liderler yeni bir hata yapmışlar- dı, zira gurup bana kolay tahammül etmiyecekti. Simdi bir çok milletve- kili Adnan Menderesin itimat alınca- ya kadar yumuşak davrandığını an- İlyordu. İtimat alındıktan sonra işte, gurup üzerinde tazyik teşebbüsü ye- niden başlamıştı. İhraç talebiyle Os- man Kavrakoğlunun başkanlığındaki heyete sevkedilenlere yakında yeni- leri katılacaktı. Ama bu, Guruba hâ- kim olan havayı değiştiremiyecekti. Bilâkis, kızıştıracaktı. B.M.M. Yıkılan efsane Kısa boylu, yuvarlak acık başlı baş- kan elindeki in e çekici masaya vurdu ve celseyi açtıgım bildirdi. Büt- şe komisyonunun yem ı Ha- | İmre intizamı sever görünüyordu. O sırada saat tam 10 idi. Komisyon odası dokuzdan itibaren dolmuş, Ma- hye Bakam da ona doğru gelmişti a başkan müzakereleri tam saa- tınde başlatmak için beklemişti. B. .nin bütçeyi tetkiki böylece açıl- Başkan gibi bakan da yeniydi. Kendinden emin ve eskinin mesuliye- tinden uzak kalmaya niyetli bir hali vardı. Nitekim şimdiye kadar görül- memiş derecede kısa bir konuşma yaptı. İktisadi meselelere girişmeye- cekti, sadece mali hususlarda - bilgi verecekti. Ama milletvekilleri tatmin olmadılar. Sualler ve tenkidler der- hal başladı. Evvelâ sualler soruldu, bir gün sonra bakan bunları cevap- landırdı muteakıben fikirler soylen- Umum yetle görülen, kalkınm denılen hıkayeye artık hi kımsenın fazla inanmadığıydı. Herkes, hattâ n koyu Menderesçiler bile hataları 1t1raf zorunda kalıyorlar, gayretleri- ni bir kulp bulmaya teksif ediyorlar- 1. Ali Ülgen kabahatin plan- sızhkta degıl tatbikatsızlıkta olduğu- nu soyleyerek u kulpların en garibi- ni bulmak şerefıne naıl oldu. Hatip- ler mütemadiyen I. Menderes, İI. Menderes, I. Menderes, IV. Mende- res deyip duruyorlardı. O kadar ki az Türkçe bilen bir yabancı bizde de kralların, — Louis'lerin bulunduğunu sanabilirdi. Bir kısım D.P. liler baş- bakanı tenkidlerinde kolluyorlardı. Fakat en alâka uyandırıcı konuşm. lardan birini yapan Hüseyin ahk ve partizanlıktan uzak hüküme- tin hasretini çektiğini ifadeden sa- kınmadı. Adnan Menderesin kendisi- nitatmin etmedıgı anlaşılıyordu. Dış borçlar, paraların çarçur edilmesi yü- zünden bu kadar artmıştı. Bir hükü- met, yeni bır hükümet lazımdı. Hü- seyın Balık bitirince, milletvekilleri: alık, olta a gelen cinsten degıl" dıye guldul Hatipler en zıyade hayat pahalı- lığı üzerinde durdular. Bir çoğu tah- ditler konmasını istedi. Tema, "ke- merlerimizi sıkalım" idi. Buna Server Somuncuoglu şu cevabı verdi: "— Daha ne fedakârlık yapabili- Bizim seviyemizin altında su r, Halbuki Sinop Milletvekili geçen yılki müzakereler esnasında - rada iktidar etrafa ateş sa yordu - pek parlak bir istikbal levhası çiz- mişti. DP. liler ise radyo getirtmiye- lim, buz dolabı getirtmiyelim, otomo- bıl getırtmıyehm, yeni barajlar yalım, fedakârlık, fedakârlık, fe- dakarhk diyorlardı. Gerçi hepsı ko- nuşmasına bütçeyi övmekle başlıyor, muvaffakiyetler diliyor, D.P. nin z ferlerini methediyordu ama hemen arkadan sert tenkıdler geldiğinden AKİS 31 ARALIK 1955