kat nazarından ayırmışa pek benze- mektedir. Sarol hakkında da tahkikat Bu sırada D.P. Gurubunun sabık ve meşhur Devlet Bakanı Dr. Mü- kerrem Sarol a da Meclis tahkikatı için bir talep yapıldı. Tak- ririn sahıbı Izmır Mılletvekılı Pertev Arattı. ird k Sesi gazete- sine verılen ılanlarla kağıtlar ve Eti- ler Kooperatifi hikayesiyle bakanın matbaasına kaçak kat yapıldığı id- diası vardı. Fakat milletvekilleri Dr. Mükerrem Sarolun, sahibi bulunduğu Türk Sesi gazetesinde "Bu gazetenin Devlet Bakanıyla hiç bir alâkası yok- tur" diye ilân ettirip bakanlığına Türk Sesi gazetesiyle muameleler yaptırdığını bir dava vesılesıyle Öğ- renmışlerdı. İşte bu, her nevi endi- şeyi ortadan kaldırıp Başbakanın sa- bık ideal arkadaşı hakkında tahkikat açılmasına kâfi sebeptı Şu kadar kagıt verilmiş, bu kadar ilan verıl- miş, abonelerin miktarı şuymuş, ka- çak kat kaçakmış, değilmiş... Bütün bunlar belki münakaşa mevzuu ola- bilirdi. Ama, noterdeki mukavelena- Türk Sesinin "bu gazetenin hıç bir mâna ve mülkiyet ilişiği yoktur satırları? Onlar orta- da bulundukça umumi efkârı hiç bir ey tatmin edemezdi. Meclis tahki- katından başka!.. Ama D.P. nin yüksek bazı kade- meleri sabık ideal arkadaşı hakkında tahkikat açılmaması için çalışıyor- lardı Zira bütün tahkikatların doğ- rudan doğruya Üçüncü Menderes Ka- binesine teşmili yolunda bir temayül vardı. Üstelik Dr. Mükerrem Sarolun bazı ıfşaatta bulunabileceği hususu, üstadın' dosyası Haysiyet Divanın- dayken gazetelere aksetmişti. Doktor Mükerrem Sarolun ifşaatı! Bu, alâka çekici bir gazete başlığı sayılabılırdı Nitekim sabık Dev hi kındaki takriri dııyar duymaz ilk va- sıtayla Ankaraya geldi. Meclis tah- kikatım önlemek için elinden geleni yapacaktı. Başkaları da kendisine yardım ediyorlardı. Elinde sabık Devlet Bakanı hak- kında geniş bir dosya bulunan Hüse- yin Balık, ihraç talebiyle Haysiyet Di- vanına sevkedıldı. Bilindiği gibi ihraç edilen mılletvekıllerı gurııp toplantı- sına katıla! tabii konuşa- mazlar. Meclıs de çarşamba yerine pazartesi günü tatil edildi ve ahkı- kat takrırlerı ne Mecliste, ne gurupt görüşül . Bu arada kesif "kulıs faaliyeti ne girişilmişti. Bazı yük- sek kademeler Dr. l hakkında Meclis tahkikatını her ne palıasına olursa olsun önlemek niyet ve azmin- deydile D. P. Bir çare arayanlar Geçen hafta içinde ve bu haftanın başında Ankarada — Rüzgârlı so- kaktan geçenler Demokrat Partinin bü inasına bir hayli insanın gi- rip çıkmakta olduğunu müşahede et- mek fırsatım buldular. Bunlar, ikti- dara mensup milletvekilleriydi ve merkeze bölge bölge geliyorlardı. Bu ırada Genel İdare Kurulunun toplan- tıları da fasılasız denecek surette de- vam ediyordu. D.P. bir çare peşindey- dı. Hürriyet Partisine akını durdur- için ne yapmak lâzımdı? Celbe- dılen milletvekillerine kendi bölgele- rinde bu yeni partinin taazzuvuna mani maksadiyle ne yapılabı- leceği soruluyordu Belediye seçim- lerinde bir çok D.P. Başkam Beledi- ye Başkam seçilmişti. Simdi onların yerine yenilerinin getirilmesi lâzım- dı. Genel İdare Kurulu bu vesıleyle bır tasfiyeye karar verdi. Ancak bu- üne kadarki tasfiyelerde halkın ho- şuna gitsin gitmesin. Genel Merkeze hattâ bazan Sarola veya Köprülü- YURTTA OLUP BİTENLER ye - şirin görünmeyenler kazaya uğ- ruyorlardı. Bu defa ise, muhitinde se- vilen kimselerin iş başına getirilme- sine çalışılacaktı. Rüzgârlı sokaktaki binada çalışı- hyordu ama, nikbinlik de hâkimdi. Nikbinlik en ziyade Hür. P. nin ku- rucuları arasında çatlakların husule geleceği ümidinden doğuyordu. D.P. li liderler bir yandan Hür. P. nin de lindeki silâhları müsbet ve demokra- tik icraatla almaya çalışırlarken di- ğer taraftan da ayrılıklar husule ge- tirmeye var kuvvetleriyle gayret sar- fediyorlardı. Genel İdare Kurulunun azaları ve partici bakanlar yurt için-' de seyahatler yapacaklar, gittikleri yerde bilhassa Hür. P. ile uğraşacak- lardı. Zafer, herkesten ve her şeyden çok yeni partinin kurucularına hü- cum ediyordu. Adeta D.P. nin bütün topları sabık 19 lara ateş açmıştı. Ancak, pek kaydedılen isabet yoktu. Zira D P. bir eki ha- tasını tekrarlıyordu O zaman İsmet İnönüyle öylesine uğraşılmıştı ki, es- ki Milli Şef kendiliğinden yukselmış, ömrünün belki de hiç bir devrinde ol- madığı kadar kuvvetlenmişti. Biraz zaman seçip de eski liderle yeni bazı liderler arasındaki "klas farkı" da or- taya çıkınca herkes devri sabık'ı a- ramaya başlamıştı. Şimdi de D.P. ye- ni partinin kurucu ve liderlerini kah- raman haline getirmekle meşguldü ve bunda elhak muvaffak oluyordu. D.P. nin tuttuğu yollardan ilki i- yi, ikincisi sakattı. Hür. P. nde çat- laklar husule getirmeye - çalışılacak yerde demokrasinin icaplarının yeri- ne getirilmesi işi daha hızlandırılsa ve tekrar girilmişe benzeyen yolda daha az fikri sabitle ilerlense muvaf- fakiyet ihtimali artacak, Hür. P. ni yok etme gayretı belki meyvalar ve- recekti. Zir: P. ne karşı en iyi mücadele usulıı onların lıderlerını ve- ya taraf tartarın unda- ki esbabı mucıbeyı ortadan kaldır- AKİS, 31 ARALIK 1955 MENDERES