Avrupa Konseyi Fatin Rüştü Zorlu bakanları bir takım maksadlarla it- ham etmezler. Ederlerse rejimin adı demokratik olmaktan çıkar. Komünizm bir memlekete en bü- yük zararı ne zaman verir, bilir mi- sınız" Açık münakaşayı önlemek için bir paravana haline getirildiği ÜUçüncü bir hadise, Feridun Ergin meselesinde bazı. hatiplerin söz- leri ve ekseriyet partisi gurubuna maledilebilecek reaksiyondur. Mü- zakerelerden bir kaç hakikat bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Bun- ardan birincisi Fatin Rüştü Or- lunun Ferıdun Ergini her türlü sta- tü hükm çiğneyerek Avrupa Konseyi delegelıgınden azletmiş ol- duğu keyfiyetidir. rupa Konse- yine tevdi ettiğimiz nota, bizzat D. P. li milletvekili Zeyyat Mandalin- cinin AKİS'in evvelce bahsettiği bir telefon muhaveresi etrafında verdi- ği bilgi - Strasburgda havanın çok aleyhimizde olduğu kendisine söy- lenip, Feridun Erginin tekrar tayini istendiğinde o zaman İşleri Bakan vekili azlettigı bır şahsı tek— rar eski vazifesine asla iade etme- yecegını söylemiş, Zeyyat Mandalin- ci ısrar edince de Paris santralin- den Son Ekselansın konuşmak 1s— temediği cevabını almıştır - bu ha- tanın reddi imkânsız delilleridir. İkinci bir hakikat, Zeyyat Man- dalincinin Avrupa Konseyınde bir Türk delegesi için iane toplanması- na sebebiyet verdiğidir. Kendi ifa- desine göre Konsey önünde Tür hukumetının hata ettiğini söyleye- -EZMİŞ. halde ne yapmış? Gene kendi ifadesine göre o sırada bir il- ham gelmiş, "hükümet Feridun Er- gini azletmedi, tahsisatını kesti; kendisi sizin için bu kadar kıymet liyse maddı imkânları temin edin, getirin" demiş. Bunun üzerine 300 bin frank iane toplanmış — ve tabii haber bütün dünyaya bu sansasyo- AKİS, 31 ARALIK 1955 YURTTA OLUP BİTENLER SÖZ hadiselerinde Feridun Ergin nel — tarzda yayılıvermiş. Zeyyat Mandalincinin, milli itibarımızı hu kadar kıran bir hareketini izah i- çin bulduğu sebep kabahatten bü- yük bir özürdür. Hükümetin hata ettiğini söyleyemezmiş. Hükümetin hata ettiğini söyliyemediği ıçın Türk milletini dünya umumi efkârı önün- de bu halegetirmek! Maşaallah... Üçüncü bir hakikat Feridun Er- gine mutlaka kabahat yüklemek is- teyenlerin buldukları sebeptir. Hür- riyet Partisinin Urfa milletvekili "hükümeti yabancılara jurnal et- miş". Jurnal etmiş te ne yapmış" Sorulan bir suale cevaben P. den çıkarılma sebeplerini bıldirmış Va- ziyet şudur: Konseyin Ekonomik komisyonu başkanından Ergine bir mektup geliyor. deniliyor ki: "Toplantıya gelemedi- niz, partinizden — de çıkarıldıgımzı haber aldık; lütfen izahat verin" Feridun ErgınınD P. den çıkarıldı— ğı duyulmuştur. Partiden çıkarıl- mak! Bu, bir batılı siyaset adamının hatırına bin tane sebep getirebilir. Bilhassa ahlâksızlık, - namussuzluk sebepleri; zira, oralarda insanlar par tilerinden daha ziyade oO yüzden a- tılırlar. Ee, Feridun Ergin D. P. den niçin çıkar ıldığını "hükümeti ya- bancılara jurnal etmemek için" sak- layacak mıydı ? Verdiği cevapta bil- dirdiği, D. P. Haysiyet — Divanının (Başkanı Celal Fuad Türk geldi) kendisine bildirdiği mucip sebepler- den ibarettir. Eğer bu mucip sebep- lerin açıkça ifadesi "hükümeti dışa- rıya jurnal s sayılıyorsa, mesuliyeti her halde o sebeplerle çı- karılanlarda değil, çıkaranlardadır. Hükümet Feridun Ergini delege- likten azlediyor; tahsisat yokluğu diye bir şey bahis mevzuu değildir. zira Urfa milletvekilinin yerine D. li bir Siirt milletvekili parası hü- kümet tarafından ödenerek gönderi- liyor; tabii bunun Üüzerine Ergin gitmiyor; bu sırada Zeyyat Manda- alanlar Fuat Köprülü lincinin gafi yüzünden iane topla- adise o vesileyle — dünyaya yayılıverince bazı kimseler Urfa milletvekiline dönüyor ve diyorlar i: "Sen n iye gitmedin, ne diye partıden ihraç olunma sebeplerini bildirerek memleketi yabancılara jurnal ettin?". Bu, olsa olsa, tevkif edilen Hü- seyin Cahid Ya Ahmet memleketin itibarını zedelemiş ol- mak" suçuyla itham etmesine ben- zer, başka şeye benzemez. £ Memleketimiz zaten kâfi derecede tehlikeli bir bölgededir ve ko- münistler Türkiyeye zaten musal- lattırlar. Onların yüzünden kendi işlerimizin açık ve serbest müna- kaşasından alakonulursak bu işler büsbütün bozulur ve bundan en zi- yade bizzat kızıllar faydalanır. Düş- manlarımızın istemediği müstakar, huzur içinde, sakin meselelerini hal yolunda, kuvvetli ve itibarlı bir Türkiyedir. Eğer biz, meselâ Mil- liyet gazetesi muharrirlerinden olan Peyami Safa adındaki gazeteci ar- kadaşımızın orijinalite olsun diye - aslında orijinalite de değildir ya, zi- ra kendisi meşhur Mc Carthy'yi ala- turka şekilde taklid etmektedir - sa- vunur göründüğü prensipleri ciddi ciddi memleket meselelerinde ölçü diye alırsak; hükümetin dış politi- kadaki metodlarını tenkid eden ve- ya 6/7 Eylül hâdiselerininin dünya- da uyandırdığı fena tesirlerin, ha- kiki mesullerin meydana çıkarılma— sıyla silinmesini isteyenleri vatana hiyanetin kenarına gelmış olmakla suçlandırırsak; — nihayet bir parti haysiyet divanının mucıp sebeplerini dışarıya bildirmeyi memleketi jur- nal etmek sayarsak — belki mesul mevkide bulunanlar rahat nefes al- dıklarını sanırlar ama milletçe üze- rınde oturdugumuz dalı kesmiş olu-