İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Sanayi Hususi sanayiin kredi ihtiyacı Memleketimizde sanayi iki sektöre ayrılmışt me sanayii, hu susi sanayi. 1930 yıllarında başlıyan sanayıleşme hamlesi dah yade bi- rıncı sektir kanalıyla olmuştur Bu- n başlıca sebebi serma, e kredi ıhtıyaçlarının bu sektör ıçın dığerın den daha kolaylıkla karşılanması ve bun! ınmda tekn eleman teknık bılgının âmme sektöründe ıs- tihdam ve temin edilebilmesinin daha kolaylıkla mumkun olmasıdır. Âmme sanayii usun zaman devle- tın butçe gelırlerı, istikraz gelirleri Meri Bankası kaynaklarından beslenmıştır Bu sektorun kredı ti- yaçları da keza Merkez Bankası kay- nakları ile usun ve orta vadeli dış ıstıkrazlarla karşılanmışt r. Halbuki hususi sanayi sektörü çok uzun bir zaman sermaye bakımından gayet zayıf kaynaklarla yetinmek so- randa kalmış, kredi diye bir şeyden hemen hemen biç istifade edememiş- tir. Bilindiği, gibi, memleketimiz esa- sında bir ziraat memleketidir. Bu bi- zim için bir tabiat verisidir. Nüfusu- muzun yüzde seksenine yaklaş beslenmesınde ve ızda başlıca kaynak olagelmıştır Bunu milli gelir ista- tıstıklerımızde de açıkça görüyoruz. 53 s adar yekun milli ge- lirin % 50 sıne çok yakın kısmı zi- eydana gelmiştir. 1954 yılında zıraat sekt örüne duşen milli gelir payı ilk defa 250 nin altına düşmüştür. Bunun 1955 ve daha sonraki yıllarda da devam edip etmıyecegını bilemeyiz. Her ne olur- a olsun ziraat başlıca istihsal sek- torlerımızın daima başında gelmekte- dir. Vakıa ve realitenin bu şekilde tesbıtı bize iktisadi kalkınmada ta- kip olunacak yolu tayin bakımından yardım edecektir. Halkının en büyük kısmı zirai istihsalle uğraşan bir memlekette yapılacak ilk iş, her tür- lü meselelerıyle l)ırlıkte, ziraati İs- lah ve inkişaf ettirmektir. Fa k isin bu kadarla bıtmıyece- ği muhakkaktır. Bir memleketin ik- tisadi kalkınması sahip olduğu bü- tün imkan ve aklardan en iyi şekilde istifade edebilir hale gelebil- mesi demektir. Bu manâda anlaşılan bir iktisadi kalkın ma davası ıçınde, memleketimiz bakımından, bir sana- yileşme problemımız de vardır. Sanayıleşebılme her şeyden evvel bir sermaye, teknik bilgi ve eleman ve daha sonra da bir kredi mesele- ti demektir. Memleketimiz ıçın sanayileşme ise er şeyden evvel ziraat sektöründe elde edilen mahsullerın değerlendiril- melerine imkân verecek tesislerin ku- rulması, arttırılması — mevcutlarının geliştirilmesi demektir. Bu ihtiyaç aha kaç nesil evvel anlaşılmış ve kabul edilmiş bir şeydir. meseleleri Bizde hususi sanayıın başlıca prob— lemlerinden birini meselesi teşkil etmiştir. Bılındıgı gıbı, sanayide başlıca ıkı tıp krediye ihtiyaç duyu- lur orta vadeli krediler. Bunlara bılhassa tesis ve tevsi halle- rinde şiddetle ihtiyaç vardır. Tesis kurulup işletmeye açılınca, bu defa da işletme kredisi ihtiyacı ortaya çı- kar. Uzun ve orta vadeli kredilerle, kısa vadeli kredilerin temin olunduk- ları yerlere iktisat ilminde ve iş a minde ' maye piyasaları" ve par piyasaları derler. Memleketimizde hâlen ihtiyaçlara cevap verebilecek kudrette bir sermaye piyasası mev- cut değildir. Bugünkü gidişle daha uzun zaman cut olabilecek gibi gozukmemek d hakika bir memlekette sermaye pıyasası teşekkül edebilmesi için her- şeyden evvel sermayeyi meydana ge- tirecek olan tasarrufun mevcut ol- Kredi Hayvancılığımız Ehemmiyet verilmeyen kıymet ması lâzımdır. Tasarrufun vücut bu- labilmesi ise başka bir takım şartla- rın vücuduna bağlıdır Tasarruf meyil ve terbiyesi, kâfi yükseklikte bir ge- lir seviyesi, para kıymetinin istikrarı- nı muhafaza etmesi v.s. bu şartların başlıcalarındandır. İşte bu şartların u- zun zaman bir araya gelmeyişi, diğer bir takım içtimat ve siyasi sebeplerin de tesiri ile, bizde tasarrutların art- masına ve binnetice bir sermaye pi- yasasının vücut bulmasına ımkan bı- rakmamaktadır. Gerçi İkinci Dünya Harbinden bu tarafa her gün şidde- tini arttırarak dev am edegelen enf- lâsyon, tasarruilarla, i dağılışlarının değış inde bazı rmaye tera rıne ımkan vermemiş değildir. İşte bu yuzden başlıca ziraat sek- töründe meydana gelen gelir fazla- larının, diğer ıstıhsal sektörlerine ve hususiyle sanayi sektörüne akmaları gerekirken böyle olmamış, ya gene ziraate yatırılmış yahut gayri men- kul inşaatı ile ticaret — sektörlerine gitmiştir. Bu hâdisede para değerin- deki istikrarsızlığın başlıca rolü oynadığı muhakkatır. Yeni bir kredi müessesesi Hususi sanayi sektörü uzun müddet kendi halinde kaldıktan sonra, ni- hayet 1950 yılında onun ıhtıyaçları- nın bir kısmına cevap verecek bir mü- essese kurulmasına karar verıldı Ku- rulan müessese "Tür kıye Sinai Kal kınma Bankası A. O." Banka fa- aliyetlerine, her tü rlu hazırlıklarını ikmâl ederek, 1951 yılından iti- baren başlamıştır. Bankanın kuru- luşunda başlıca — âmillerden biri de ünya Bankası olmuştur. Milletlera- rası İmar ve Kalkınma Bankasının yardımları ile, 1 — Mevcut sanayıın tevsii veya yeni nayi kurulması için hususi teşebbuslere ıkrazatta bulunmak, 2 — Yerli ve yabancı sermaye sa- hipleri ile ıştırak halinde veya kendi başına sınai teşebbüsler vücuda ge- tirmek, 3 — Hususi sanayie mali yardım yanında idari ve teknik yardımlarda bulunma 5 — Sanayie ait esham ve tahvi- lât pıyasasının inkişafına yardım et- mek, Bankanın gayeleri arasında yer Sınai Kalkınma Bankası 1954 yılı sonuna kadar 133 milyon lira ik- razatta bulunmuştur. Bu miktarın ? 75 i Milletlerarası Kalkınma Banka sı kredileri ile Marshall Planı ozel teşebbüs fonundan temin edılmıştır Ancak 2 25 i Bankanın Türk lirası kaynaklarından sağlanmıştır Aynı yıl sonuna kadar Bankaya 1560 kredi ta- lebinde bulunulmuş, 293 tanesi kabul ve tasvip olunarak gerısı red edilmiş- tir. Miktar itibarile ise talep olunan kredilerin mecmuu 556 milyon liradır. Bunun 133 milyonu kabul edilmiş- tir. Bu nisbet ve rakamlar da göste- riyor ki Banka emleket ıhtıyaçları- nı, hele yabancı kaynaklar kesildikten sonra, karşılamakta çok kıfayetsız bir durumda kalac. halin memleketin ekonomık ve ma lı mese- lelerini yürütmek sorumluluğunu ü- zerine almış şahıs ve çevrelerce dik- katle nazarı itibara alınması gerek- mektedir Soıı yıllarda iki büyük müessese, Emekli Sandığı ve İşçi Sigortalan Kurumu, büyük meblağlar halinde mecburi tasarrufların meydana gel- mesine imkân hazırlamışlardır. Bu- ralarda biriken paraların hükümetin son zamanlardakı fazla el uzatmala- rından kur Sın Kalkınm, Bankası kanalıyla hususı sanayi şu- belerine akıtmak iki yönlü bir fay- da temin edebilir. Bir taraftan önem- li miktarlarda kredi kaynakları yara- tılıp hususi sermaye gelişme imkân- larına daha geniş mikyasta sahip, di- ğer taraftan da bu paralar daha kâr- li ve emin bir surette plase edilmiş olur. AKİS, 31 ARALIK 1955