ÇALIŞMA Hastahaneler İyi etmemek için Fikir ışçılerındendı İsmi Suphi Can'dı, sağ tarafındaki bir ağrı- dan muz d ripti. Kamın ile bağlı bu- lundııgu İşçi Sıgortalarına müracaat ek, yapacağı ilk işti. Çalışma Bakanlıgının kısa zaman ıçınde çı- kardığı bir kaç kanun ile "i mizin sıhhati" hükümlere bağlan- mış, gazetelere İşçi Sigortaları Ku- rum! önderdiği bültenlerden ve haberlerden anlaşıldığı üzere, lerimizin sıhhi durumları üzerinde hiç bir endişenin" kalmaması temin edilmişti. İİşçılerden kesilen primler sayesinde İşçi Sıgortalarını büyük hastahane binaları inşa ettirmişti, doktorlar bulmuştu, bu hastahanele- ri lazım geldiği şekilde tefriş et- mişti, hatta küçük dahi olsa bunla- ra ameliyat salonları koymuştu. Sağ tarafındaki ağrının ilk akla getirdiği tedbir İşçi Sigortalarının hastahanesine gıtmek olacaktı. Fa- kat, hastahaneye uğramadan — önce, a Anafartalar Caddesi Çocuk Esirgeme Kurumu karşısındaki dis- pansere uğraması, muayene olması icap ediyordu. Gitti. Gittiğine pişman olmadığını, hat- tâ kanuni müeyyideler ile bağlı ol- duğu sigortaya üye olmasına sinir- lenmediğini kimse iddia — edemezdi Elinde sicil kartı vardı, sigortaya hangi numara ile kayıtlı - olduğunu gösteren bir kart kendisine veril- mişti. Bütün bunları gösterdi, vesi- kaları tamdı, demek ki artık Ur ih- timama kavuşabilirdi. Fakat, genç bir muracaat memuru kartı elinde e- virdi, çeviri " İmk nı yok, sizi derhal mu- ayene edemeyiz, dedi. Tedavinizi ya- pabilmemiz için ayrıldığınız müesse- seden bir vizite kağıdı getirmeniz şarttır. uphi Can kanun maddelerini ha- tırladı, birer birer izah etti. Aslın- da, bir fikir işçisi çalıştığı müessese- den ayrılsa , altı ay müddetle o müessesenin adamı imiş gibi, vergi- sini ve sigorta primini yatırmış gibi, hastahanelerde tedavi edilmesi şarttı Bütün bunlardan ötede başka bir kikat vardı ki, O Su an, bir ta- kım kağıtları bır araya getirecek te- kattı değildi, hasta idi ve sağ tara- fındaki ağrıdan dolayı ıstırap duyu- yordu. Bütün bunları da söyledi, ımkan- sız cevabını aldı. Dispanser de aynı mütalâayı serdetti, hatta mesul olacaklarından bahsetti. Fakat ona, bir fikir vermekten de kaçınma- dılar - doğrusu büyük iyilik - yukarı kattaki doktor hanımı görmesini söy- lediler. Kork beş basamak merdiveni Suphi Can, zorlukla, hasta bünyesin- deki ağrılara bir kaç mislini daha katarak, tahammül ederek, tırmandı. Doktor, genç bir hanımdı, dikkatle dinledi, "Sizi muayene ederim, fakat yazac_agım ilâçlar için dispanser âmi- rinin İşçi Sigortalarından talimat al- ması İâzım gelir" dedi. Tekrar kırk beş basamak aşağıya indi. Dispanser yeceksiniz, henuz tali- mat gelmedi." de Beklemekten ıstırab daha çok . Gelenler şöyle bir yüzüne ba- çekiyor, gidiyorlardı. Talima- tın gelmesi uzadıkça uzadı, dakika- lar, saatler geçti, iki saattenberi Iş- çi Sigortalannın işçilerimiz için kı duğu bu “şefkat — yuvalarında" ıdı Yavaşça reçetenin üzerinde ilacın is- mini bir kağıda yazdı. Beklemekten vazgeçtiğini, daha sonra uğruyaca- ğını söyliyerek ayrıldı Müracaat ma- muru, dispanser âmiri bu kadar na- zik bir işçi üyenin bulunduğuna ken- dilerini inandıramamışlardı. Aşağıya indi, sokaga çıktı. Dis- panserin hemen sağ tarafındaki bi- nada bir eczane vardı. Girdi, dokto- run yazdığı ilacın ismini soyledı Ec- zacı hastanın yüzüne bir baktı. Hiç bir şey söylemedi, ilacı verebilecek - sigortadan Batıda işç Bizde kitapsız masal okuyorlar âmirinin insafı harekete geçmişti, İşçi Sigortalarından telefonla tali- mat almayı kabul etmişti, "Siz yuka- rı çıkıp muayene olunuz" dedi. Has- ta, kırk beş basamağı — tekrar tır- mandı. Doktor hanım, iki arkadaşı i- le tatlı bir sohbete girişmişti. Nazik bir eda, fakat sathi bir tarz ile mua- yene yaptı Bazı tavsiyelerde bulun- bir de reçete verdi. Merdivenleri derın bir ızdırap içinde indi, fakat merdivenin basında dıspanser âmiri- ni görünce, bütün o inip çıkmaları u- nuttu. Dispanser amiri, elinden reçe- teyi kaptı, "Bir müddet daha bekli- Çok Partili Zamana Ait Satılık Gazete Koleksiyonları Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Vatan, Türkiye Spor, Halkçı, Ulus, Yeni Sabah, Zafer, Demokrat İzmir, Dikkat, Kuvvet, Kudret, Millet Yolu, Devir, Millet, Tasvir, Yeni Ulus, Pazar Postası, Genç Türkiye, Muhalefet, Yeni Muhalefet, İzinsiz Muhalefet (Yenişehir P. K. (1046) Ankara) AKİS, 31 ARALIK 1955 iler lerini bildirdi ve "Fiyatı yüz elli ku- ruş" dedi. Yüz elli kuruş... Bu sefer hastahane Suphı Can, Sigortanın Konur soka- ğındaki hastanesıne gitti. İyi bir muayene için bir ü formalite çı- kardılar. Kağıtlar ıstedıler kağıtların doldurulmasından - bahsettiler. Bölge Çalışma Müdürlüğüne şikâyette bu- lundu, şikayeti müdüre iletildi. Ce- vap şu oldu: “"— Oy birliği ile - demek ki bir na yapılması lazım geldiğine karar rıldı İşçi Sigortalarına koştu, durum onlara da anlattı. Bir dilekçe ile ku- rula müracaat etmesi istenildi. Mü- racaat tarihinin uzermde gunler geç- ti. Hiç bir cevap çı Fakat teselli olunacak bir tek nokta vardı ki, para verildiği saman, bol doktor, bol ihtimam ve ilaç bulu- nabiliniyordu. İşçi Sigortaları mı? Onların faaliyette bulunduğunu bu misal canlı bir şekilde ortaya koyu- yordu. 31