Haftalık Aktüalite Mecmuası Sene : 2, Cilt : IV, Sayı : 62 Denizciler Caddesi Yeni Matbaa - Ankara P. K. 982 — Tel: 18902 Fiatı: 60 Kuruş İmtiyaz Sahibi : Metin TOKER Umumi Neşriyat Müdürü Cüneyt ARCAYÜREK e Bu nüshada Yazı islerini fiilen idare eden mes'ul Müdür: Yusuf Ziya ADEMHAN Teknik Sekreîer M. Nevzat ÜNLÜ Ressam İzzet ÇEI'lN Karikatür: Fotoğraf: ASSOCIATED PRESS — Hüseyin EZER * Klişe: Doğan TORUNOĞLU Haşmet EGEMEN Abone Şartları: 2 aylık 6 aylık 1 senelik (52 nusha) 24 lira ân Şart 'arı 4 Renkli arka kapak (Tam sayfa) : 850 lira Kapak içi 300 lira ve metin sayfaları Santimi 4 Lira e Dizildiği ve Basıldığı Yer : Yeni Matbaa — Ankara Kapak Resmimiz M. Çavuşoğlu Radyonun Sesi Kendi Aramızda Sevgili AKİS Okuyucuları Haftalar var ki iktidar sözcüleri- nin, resmi radyo gazetesinin, yarı resmi Zafer gazetesinin ve hükümet icraatını belki onlardan da facia hararetle öven İstanbul- daki Yeni Sabah veya Ankaradaki Halkçı gazetesi gibi "hükümetçi" organların beyan ve yayınlarının ir muayyen noktasında derin bir hayret ve hayretten çok ibret his- Si duyma elden gelmiyor. Bu nokta ' Iktısadı istiklâl savaşı" e- debıyatının başladığı noktadır. Dik- dilmişse farkedılmıştır ki "Iktısadı istiklâl savaşı edebıya- tının piyasaya sürüldüğü tarih, Adnan Menderes hükümetinin ık- tisadi siyasetinin'şiddetli tenkidle- re yol açtığı, Amerika tarafından kredi talebimizin reddedildiği ve bir darlığın baş gösterdiği zamana tesadüf etmektedir. Gayeyi anla- mak için fazla zeki olmaya lüzum yoktur: bu iktisadi siyaseti hü- cumlardan korumak! "İktisadi is- tiklâl savaşı”" edebiyatı böylece mu- haliflere, tarafsızlara ve bizzat ik- tidar partisi içinde bulunup da ikti- sadi gidişi tasvip etmiyenlere karşı zırh vazifesi görece ten- kidde bulunmak istiyenler "a- man, istiklâl savaşını istiklâl mahkemeleri takip edebilir" en- dişesiyle susup — oturacaklardır. Bu gayeyi takip edenlerin kendi kendilerini aldattıklarına zerrece şüphe yoktur. er yüzünde bir tek namuslu iktidar düşünülemez ki hedefi, ik- tisadi sahada, Demokrat Partinin hedefinden değişik olsun. Bu hedef, memleketin kalkınmasıdır. Her hü- kümet bunu- temine çalışır. Mem- leketler vardır, zaten ileri bir sevi- yededirler; iş başına gelenler onu daha da ileri hale sokmak için uğ- raşırlar. Memleketler vardır, geri kalmışlardır; iktidarı alanlar mua- sırlariyle aradaki mesafeyi kapat- mayı gaye bilirler. Bu noktada hiç kimsenin hiç kimseyle İhtilâfı yok- tur; bu, yirminci asrın ikinci ya- rısında "hükümet" deyince natura gelen husustur. Hükümetler "Jan- darma hükümet" olmaktan çok- tan çıkmışlardır. Millete karşı yuk lendikleri vazifelerin başında "da- ha müreffeh bir hayatın temini" gelir. Bu Ingılterede de böyledir, Rusyada da. Halbuki Adnan Menderes kabi- nesinin, bu bakımdan tek orijinal tarafı belirli ve müşterek gayeyi tahakkuk ettirmek için seçtiği yoldur. Cumhuriyet Halk Partisi de memleketi kalkındırmak azmin- dedir, iktidarda bulunduğu zaman buna çalışmıştır. Bunun için ken- disine bur yol seçmiştir, o yolun gayeye giden en iyi yol olduğuna kanidir. Cumhuriyetçi Millet Par- tisi de aynı durumdadır; onun da kendine mahsus bir iktisadi politi- kası vardır, memleketin o politi- kayla kalkındırılabileceğine kani- dir. Hattâ Demokrat Parti içinde bir çok kimse Adnan Menderesin takip etlıgı yoldan daha iyisinin bulunduğ inanmaktadır. Her vatandaşın kalkınma istikametin- de fikirleri, duşuncelen olabilir. Bir demokraside bunların tartışıl- masından dah tabıı ne vardır T Ancak totaliter idarelerdedir ki iş başında bulunanların yaptıkları ta- bu saydır, onların etrafında mü- nakaşaya cevaz verilmez ve mil- letlerden "bır gayrı muayyen is- tikbalde gerçekleşecek — müreffeh vatan" için halde sıkıntı ve eziyet çekmeleri talep edilir, bu sıkıntının zaruri sıkıntı olup olmadığını tah- Tile çalışanlaı'a hain damgası vu- rulur. 'İktisadi istiklâl savaşı e- debıyatı bize o diyarlarda piyasa- ya sürülen edebıyatları pek ziyade hatırlatmakta Ortada ' Iktısadı istiklâl savaşı" yoktur Ortada hepimizin arzuladı- ğı daha mâmur ve daha müreffeh Türkiyenin inşası vardır. Bu yolda beş senedir Adnan Menderes hükü- meti bir muayyen politika takip e- diyor. Beş sene sonra vardığımız noktada, bu polıtıkanın yanlışlığı anlaşılmış — bulun! takım vatandaşlar - ıçlennde mu- halifi .tarafsızı, demokratı var - yolun degıştırılmesını uygun görü- Menderes hükümetinin iktisadi politikasının başarısızlığını ilk söyleyen muhalifler değildir; bizzat hükümet bir iktisadi politi- kanın temelini teşkil eden liberas- yon, takas veya kredili ithalât gi- i — kararlarının — neticelerinden memnun kalmayıp bunları ıptal etmiştir. Yolun yanlışlığını bu ip- tallerden daha iyi ne isbat edebi- lir ki? Beş sene sonra vardığımız sıkıntılı mevkide bu yanlış karar- ların tesirini inkâra imkân mı var- dır? Eğer bugün elimizde, en za- ruri maddeleri getirtebilmek için kâfi döviz bulunmuyorsa bunda memleketin kapılarını harice ala- bildiğine açan liberasyon kararını alan hükümetin mesuliyeti yok mu- dur? Bu hükümet, Adnan Mende- res hükümetinden başkası değil- dir. Hedefle yolun seçimini birbiri- ne karıştırmaya çalışmak ve bu karışıklığın üzerine bir takım ede- bıyat bina etmeğe kalkışmak — e- ger gaye olarak memleketın ıyılı— ği değil, iş başındakil sına olursa olsun iş başında kal— maları keyfiyeti seçilmemişse - elbetteki bir demokraside hiç, ama aklı başında hiç kimseyi aldata- maz. Bunun boylece bilinmesinde büyük fayda vardır. Saygılarımızla , AKİS