İKTİSADİ VE MALİ SAHADA I ' Ticaret Vekâletinde toplantı yap:ldı. M. Korun-| de|ma kanununun şiddetlendirilmesi duşünülüynf. - | Demir tevziatı Nafia Veköletine verilecek — 29 Mart 1955 tarihli Vatan'dan Dört ay sonra birinci adım mı? Kredilerin kontrolü Hükümetin para politikası sahasın- da aldığı tedbirlerin ikincisi ola- rak banka kredilerinin kontrolü ka- rarı görülmektedir. Kontrolün ne şe- kilde yapılacağı hakkında henüz bir şey öğrenmek kabil olmamıştır. Ga- zetelere akseden haberlerde kontrol komitesinin kuruluş tarzından başka bir şey yer almamıştır. Kontrolun sa- dece kredi miktarı üzerinde mi, sa- dece kredi mevzuları üzerinde mi yoksa her ikisi üzerinde mi yapılaca— ğını tahmin etme mümkün değil- dir. Reiskont rayicindeki — yükseltil- menin tesirlerini tam olarak göstere- bilmesi için bankaların faiz hadlerin- de de bir yükseltilme yapılması ge- rekmekte idi. Ancak bu bir kanun mevzuu olduğu için şimdilik yapıla- mamaktadır. Satın alma gücünü tah- dit edici çarelerden biri olarak banka kredilerinin kontrolü düşünülmüştür. Fakat acaba bu yolda istenilen gaye elde edilebilecek midir? Bize kalırsa bu bir hayli güç olacağa benzemek- tedir. Çünkü alınan tedbirlerin tama- men zıddı olan bazı muamelelerin ya- pıldığı da gözden kaçmamaktadır. Toprak mahsulleri ofisinin kampanya mevsimi olması dolayısiyle ofise sa- tılan her otuz kiloluk buğday yepye- ni bir on İiralığın piyasaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bir kaç gün evvel kredi kontrolünün yapılacağını bildi- ren iktidar organı 8 Temmuz tarih- li nüshasında Ziraat Bankası kredi- leri içinde bazı sahalara verilen kredi miktarlarında genişlemeler olacağını haber vermektedir. Yani bu günlerde devlet bir eliyle piyasaya satın alma gücünü vermekte diğer eliyle de satın alma gücünü piyasadan çekmiye ça- lışmaktadır. Temennimiz satınalma guc nü çekme şeklındekı faaliyetinin ağır basmasıdır Hükümetin mali gayelerle almış olması muhtemel olan fiyat politika- sı tedbirleri ise bazı tekel maddele- rindeki fiyat ayarlamaları ile Sümer- bank mamullerinde yapılan B 20 lik fiyat artışlarıdır. AKİS'in geçen sa- yısında oldukça büyük gürültü ko- paran, tekel mamulleri fiyat ayar— lamasından bahsedilmişti. Onu ta- kiben sessiz sedasız bir şekılde hat- tâ hiç bir beyanata dahi lüzum gör- meden Sumerbank mamullerının fi- yatları yükseltildi. Bu yükseltme ile Sümerbankın eline oldukça büyük miktarda net kazanç geçmesi müm- kündür. Çünkü yakın zamanlara ka- dar halk karaborsacılardan Sümer- bank mamullerini almıya fırsat bula- madığından şikayet edıyordu Fıyat artmasının karaborsayı önlemesi mümkün görülmektedir. Eğer haki- katen fiyat artışlarından önce kara- borsa çok yaygın hale gelmiş idiyse, o zaman karaborsacıların temin et- mekte oldukları kazanç şimdi Sümer- bank'ın eline geçecektir. Fakat haki- ki vaziyetin ne olduğunu tam mâna- siyle bilmiyoruz. Eğer karaborsacılık yaygın değilse bu zamla da az gelirli sınıflar üzerine yeni bir yük konmuş olacaktır.. Sümerbank — mamullerini kullananlar umumıyetle az gelirli sı- nıflardır. Artan fiyatların yükünü de onlar çekeceklerdir. Zamların ilk te- siri hiç de müsbet olmadı. Diğer hu- susi firmalar da mamullerinin fiyat- larında yükseltmeler yaptılar. Bu fi- yat artışlarının diğer sahalara da si- rayeti mukadderdir. Son günlerde gazetelere akseden tedbırlerden biri de istifçilere ve ka- raborsacılara karşı alınacak olanlar- dır. Belirtildiğine göre bunlara göz açtıramıyacak kadar ağır tedbirler alınacaktır. İstifçilerin ve karaborsa- cıların bu yollardaki faaliyetlerini önlemek tabii olarak yapılması gere- ken işlerden biridir. Şimdiye kadar yapılamamış olmasını kayıp telakki etmek lâzımdır. FFakat burada bir noktaya işaret etmek yerinde olur. Demokrat (Partı liberal iktisat pren- siplerine göre hareket etmekte ol- duğunu defalarca ifade ve ilân et- mişti. Liberalizmde ise serbest tica- ret ve serbest rekabet vardır. Müte- şebbisler kendi menfaatlerini en fin- de tutarak, yani kendi menfaatlerine göre, hareket ederler. Çünkü fertle- rin menfaatlerinin toplamının umumi menfaati meydana getirdiği düşünü- lür. Hal böyle olunca fertlerin elle- rindeki malları, kârı en yüksek olun- caya kadar stok yapması en tabii hakkı olur. Biz bunları söylemekle katiyen istifçi ve — karaborsacıların müdafaasını yapmıyoruz. Bilâkis bu türlü faalıyetlere mani olunması en samimi arzumuzdur. Sadece ufak bir tezada işaret etmek istedik. AKİS, 16 TEMMUZ 1955