kabil dilenci sayısı 1952 ye nisbetle artmış ve 40 binden 45 bine yüksel- miştir. Bu hesaba göre Türkiyede her 512 kişiden biri dilencilikle geçin- mektedir. İçinde bulunduğumuz buhrandan nasıl çıkılacaktır? Bu hususta henüz arar verilmiş değildir. Evvelâ normal Amerikan yardımının 1 Tem- muzda başlıyacak devre için ne ka- dar olacağı hususu beklenilmekte- Bunun maalesef azaltılması ihti- malı mevcuttur. Biten devrede, son 30 milyon dolarlık ilaveyle 100 mil- yon dolar almış bulunuyoruz. Ame- rikan Kongresi prensip ola rak bu- nun azaltılması taraftarıdır. Saten geçen seneki 70 milyon dolar da Ad- nan Menderesin Amerikayı ziyareti esnasındaki şahsi başarısının netice- Beklenen ikinci husus, iktisatçı Max Thornburg'un raporudur. Thorn- burg'un Türk Hükümeti hesabına ça- lıştığına dair çıkarılan rivayetlerin aslı yoktur. Amerikalı mütehassıs Türidyeye yatırım yapmağı düşünen veya düşün! n firmaları hesabına faalıyet göstermekte ve incelemekte- hornburg'un raporu, kredi te- minimizle ilgili olacaktır. Nihayet Amerika hükümetinin ka- pıları kapanmamıştır. Müzakereler başka esaslar üzerinden devam ede- cektir. O müzakerelerde Türkiye, dostumuzun karşısına değişik dosya- larla çıkacaktır. Fakat bir hal yolu bulununcaya — kadar çok muvakkat tedbirlere başvurulmakta dan bir tanesi Kredili ıthalatını kaldı- rılması ise iktisadi ve Mali Sahada sayfalarımızda bu hususta geniş tafsilât vardır) bir diğeri Tekel ma- mullerine yapılan zamdır. Menderes ne yapacak? Bu sırada bütün gözler Adnan Menderese çevrilmiş bulunuyordu. Başbakan ne yapacaktı? Ekonomik sahada mütemadiyen kararlar alını- BİRİNCİ BASKI AKİS, 2 TEMMUZ 1955 YURTTA OLUP BİTENLER Bir münasebetsiz laf Eğer beni de Sadık Aldoğan gi- bi tevkif edip saçlarımı keser- lerse öyle resmimi çektirir, resmi ün Amerikan gazete ve mecmu- alarında neşrettiririm! Sonradan tekzip olunan bu söz- lerin Cumhuriyet Halk Partisi Ge- nel Sekreteri Kasım Gülek tara- fından söylenildiği bir çok gazete tarafından yazıldı. Gerçi Kasım Gülek Eskişehir kongresinde böy- le bir beyanatta bulunmadığını bildirmiştir ama havadisi verenler- le havadisi yalanlayan — arasında mutlaka bir tercih yapmak gere- kirse bu münasebetsiz lâfın bir a- ra Kasım Güleğin ağzından fırla- dığına inanmak daha doğru otur. Tekzip, bizzat Genel Sekreterin i- yi bir iş yapmamış bulunduğuna air inancının ifadesi sayılır ki, o bakımdan isteyen takdir edebi- lır Evet, eğer Basım Göleği de Sadık Aldogan gibi tevkif eder ve saçlarım keserlerse - hattâ kes- mezlerle - Amerikanın sansasyo- nel meraklısı butun gazete ve mec- muaları Genel eterin resmini neşretmekte bırbırlerıyle yarış e- derler ama bu neviden bir tehdidi bir Muhalefet liderinin ağzından i- şitmek bızım kulaklarımızla hoş gelmiyo: Kendi dertlerimizi kendi ara- mızda halledebiliriz. Muhalifleri- mizi altetmek için - muhalifimiz yor, mütemadiyen kararlar bozulu- ordu. "Bu fena oldu", "Bunun mah- zurlarını hesaplamamıştık" gibi Ö- zür dilemeler gündelik hadiseler ara- şma girmişti. Bunlardan her biri, başka memleketlerde çekilme sebe- biydi. Cumhurbaşkanı Celal Bayarm ükrıne gelince, bu şuydu: "Üç ay İ- lerisinli göremeyen bir heyetın, ben hükümetim demeğe hakkı yoktur. İKİNCİ BASKI kim olursa olsun - yabancılardan destek aramak ne hoş, ne doğru, ne de elzemdir. Her türlü demago- jinin haricinde Türk MUletinin ak- hı selimine guvenırsek milletimiz bizi yanıltmaz. Dürüst bir müca- delede haklıyı ve haksızı ondan iyi hiç kimse ayırdedemiyecektir. Bu- nu yaptıktan sonra ise milletimiz mutlaka hakimin yanında yer, a lacaktır. Kasım Gülek haksız yere tevkif edilir de saçları sırf kendi- muhaliflere ders olsun diye kesilirse onun bizim ga- zetelerimizde çıkacak resimleri boyle bir harekete girişecekleri u- zun uzun düşünmeye mutlaka mec- bur bırakacak kadar - hattâ daha fazla - reaksiyon doğurur. Bunlar o hareketlerdir ki yapanların hiç bir zaman yanına kalmamıştır ve zalimler, gaddarlar en sonra gü- ahlarım — faiziyle ödemişlerdir. Milletin ilelebet lıaksızlıga seyirci kalacağını sanmak için deli ol- mak gere Ama yabancıları karıştırmıya- lhim. Onlarla munasebetlerımızı ıç politikada silâh olarak kullanmı alım. Siyaset sahnesine aktör 0- larak çıkanlar hariç, dürüst poli- tikacılar ideallerini gerçekleştir- mek için kendi kuvvetlerine güve- nerek mucadele ederler. Seyircile- rinkine . Politikanın bir asil tarafı bulunmak gerekir Üç ay ilerisini göremeyen hükümet- lerin uzun vadeli görüşüne nasıl ina- nacağız ve memleket menfaatlerını nasıl ellerine bırakacagı Celâl Bayar bunu 1949 yıluıda soyle- mişti ama o zamandan bu yana naatini değiştirmiş olması elbette kı bahis mevzuu değildi. enderesin zoraki dostlarının da kendısıne yavaş yavaş sırt çevirdiği ÜÇÜNCÜ BASKI,,.