İKTİSADI VE MALİ SAHADA kil etmiştir. 1950, 1951 yıllarında 323,4 bin ton şeker istihsal edilmiş, buna mukabil 276.3 bin ton şeker is- tihlâk olunmuştur. Bu arada 47,1 bin tonluk bir stok gelecek yıllara in- tikal etmiştir. Bu yıllar içinde vücu- da gelen istihsal fazlaları her hangi bir darlığın meydana gelmesine im- kân bırakmamıştır. Halbuki 1952-54 yıllarında istihsal 516,1 bin tona yük- selirken, ayni yıllar içinde istihlâk 588,6 bin tona çıkmıştır. İki miktar arasındaki açık 72,5 bin tondur. 1950 yılında bir şeker stoku olmadığı farz edilirse, istihlâk lehine vücuda gelen bu fazlalığın evvelki iki yılda hasıl olan stokları erittiği gibi, bugün de- vam eden, el de bir kaç kere nüks etmiş bulunan, şeker dar- lığının başlıca sebebini teşkil ettiği kabul edilebilir. Görülüyor ki darlı- ğın ve sıkıntıların âmili istihlâki- mizdeki, istihsal imkânlarımızın ta- kip edemedıgı artışlardır. Asıl sebep bu söylediğimiz olmak- la beraber, darlığın meydana gelme- sinde ve şıddetlenmesınde diğer bir takım amillerin de rol oynadığı dü- şünülebilir. İstihsalle istihlâk arasın- daki ahenksizliği fark eden bir ta- kım kimselerin istifçiliğe girişmeleri, zahiri gelir artışlarına sebep olan enf'lasyon karşısında şeker ile şeker yerıne ikame olunabilecek maddele- rin fiyatlarının aynı durumda olma- yışı ve gene bu meyanda nüfusumuz- daki artışlar zikredilebilir.. Pancar fi- yatları muayyen, şeker fiatı ve alı- nan vergi kararlı bulunurken, ikame maddelerinin fiyatları, başıboş dene- bilecek kadar, müstahsil veya müs- tehlik karşısındakı diğer kimselerin keyfınce taayyün etmekte ve enflas- ndaki — gidişi kolaylaştırmakta- dır. zerinde durduğumuz devrede şeker istihlâki, büyük mikyasta Za- hiri, kısmen de- hakiki gelir artışları ile birlikte vukua gelmiştir. Yalnız şurası var ki fert başına gelir artışı ile fert başına istihlâk artışı arasın- da 2-2,5 misle varan bir nisbet mev- cuttur. Gelirdeki © 1 artmaya kar- şılık şeker ıstıhlakınde 96 2-2,5 nisbe- tinde bir artış vukua gelmıştır Bu netice karşısında ne yapmak lâzım- dır? İki ihtimal hemen akla gelir: 1) Dışarıdan şeker ithal et- mek, 2) Dahilde istihsali arttırmak. Bugünkü şartlar altında, istihlâk maddelerine döviz tahsis edemıyece— ğimiz açık bir şeydir.-- Dışarıdan şe- ker ithali bu itibarla mümkün görül- memektedir. Kaldı ki, mümkün olsa bile, yapılacak bir çok işlerimiz .için yapancılardan kredi isterken, elimiz- deki mahdut dövizi şeker gibi, istih- lâkinin kısılması zor olmıyacak bir madde için harcamamız doğru bir hareket olur. Dahildeki istihsali kı- sa vadede arttırmanın kabil olmadı- ğını, zorluğun da buradan doğduğu- nu izah etmiştik. Bugünkü duruma tesirli olabilecek dıger iki tedbir o- larak bunlar akla gelmektedir: 1) Şeker istihsalini — vesikaya bağlamak, 2) Şeker fiyatlarını, betlerini arttırmak seltmek Bugün için bunlar dışında üçüncü bir imkân mevcut gözükmemektedir. Bütün sevimsizliklerine rağmen bu i- ki tedbiri birden veya bunlardan bi- rinin tatbiki zaruri görünmektedir. Halen tatbikat, Tresmen kabul edil- memesine rağmen, realitenin zoru ile vergi suretiyle, ma- yük- Pancar istihsali bol Şeker - kıtlığı bizi - kızartıyor aşağı yukarı birinci şekle kendiliğin- den gelmiş bulunmaktadır. Ekonomi Kredili ithalâtın tahdidi Bedelsiz. mal ithaline dair çıkarılan kararname bir tarafa bırakılacak olursa, Dış Ticaret Rejimi hakkında en son kararname, resmi gazetede yayını tarihine göre 3/9/1953 tarihi- ni taşır. Her türlü ihracat ve itha- lât hareketlerinin ne tarzda vuku bu- lacakları ve bunun hangi maddeler ve mallar üzerinde cereyan edeceği bu kararname, ondan sonra çıkarı- lan bir talımatname ve ona bağlı cet- vellerde gösterilmişti. Adı geçen kararnamede ithalât bir kaç neviye ayrılmıştır. Her nev'e ait ithâl maddeleri için ayrı birer lis- te hazırlanmıştır. Bunlar şunlardır: 1) Avrupa İktisadi — İşbirliğine dahil memleketlerden Liberasyon yo- luyla yapılacak ithalât. Buna ait lis- te IH numaralı olup "Liberasyon Listesi" adını taşır. 2) Döviz tahsisi yoluyla yapıla- cak ithalât IV saydı "tahsisli itha- lât listesi" adını taşır. 3) İstisnai hallerde döviz tahsi- si ile yapılacak ithalât. V saydı "is- tisnai hallerde tahsis yapılabilecek it- halât maddeleri listesi" adını taşır. 4) Uzun vadeli kredilerle müm- kün olabilecek ithalât, aydı " zun vadeli kredi ile ithalât lıstesı adını taşır. Bugün dördüncüsü, yürürlükten kaldırılmış bulunuyor. 20 Haziran 1955 günü Bakanlar Kurulu buna dair bir karar almıştır. Yukarıda adı geçen dış ticaret rejimine dair tali- matnamede uzun vadeli kredi ile it- halât yapılabilmesi için malm itha- linden itibaren başlamak üzere, en az bir senelik vade temin edilmiş ol- ması lâzım gelmekteydi. Talimatna- mede vadenin uzunluğunun müracaa- tın tetkikinde tercih sebepleri ara- sında yer alacağı kaydedilmiştir. Yürürlük ve yürürlükten kaldırış ta- rihlerine dikkat edilecek olursa görü- lür ki kararname ve talimatname hü- kümleri iki seneye yakın bir. zaman (Bir sene dokuz ay) tatbikte kalmış- tır. Bedelsiz mal ithaline dair karar- nameye nazaran bir haylı ömürlü ol- dukları görülmektedi Fakat hayrettir, Kredili ithalâtın nasıl bir "musibet" olduğu ancak hükümetin son kararından sonra be- lirtilmeye başlandı. Bilhassa Demok- rat Partiyi tutan gazeteler. Yeni Sa- bahlar. Milliyetler bu usulü kötüle- mek için birbirleriyle yarışa girmiş- lerdi. Bütün sıkıntılarımızın mesulü bu Kredili ithalâttı. Kredili ithalât iktisadiyatımızı berbat etmişti. Ka- raborsa onun yüzünden alıp yürü- müştü. Bunlar ifade edildikten son- ra Adnan Menderes hükümeti yan- lış yoldan dönmesini bildiğinden ha- raretle göklere çıkarılıyor, Ahmet Emin Yalmanlar başbakan hakkında "Adnan Menderes siyasi bir lider sı- AKİS. 2 TEMMUZ 1955