YURTTA OLUP BİTENLER Dış Yardım Asıl ihtilâf Kredi ve yardım mevzuunda Ame- rika ile, karşılıklı söylenen butun acı veya parla sözlerin dışında, İki mühim görüş farkımızın bulunduğu artık anlaşılmış — bulunuyor. AKİS bundan aylarca evvel (Bak: Akis - Sayı 51) iki farkın ne olduğunu hu- susi istihbaratiyle okuyucularına bil- dirmişti. Meselelerden biri enflas- yondur. Enflasyonun mevcudiyeti ge- rek Türkiye, gerekse Amerika tara- fından kabul ve teslim dılmektedır yrılık bunu doguran sebeplerin ta- i İ mutehassısları- rat Parti hükümeti milleti büyük ekseriyetini teşkil eden koyluyu ken- di tarafında tutabilmek ıçın zirai mahsullerı piyasa fiyatları ran yüksek bedel & deyerek satın al- makta, sonradan bunu ucuza ihraç unun en can- h misalidir. 80 kuruştan alınan buğ- day kuruş civarından ihraç olun- maktadır. Eger buğday — Türkiyenin ühim ihracat malı olmasaydı bu prim goze alınabılırdı Fakat mle- kete döviz getiren belli başlı mallar arasında buğday birinci mevkii işgal etmektedir. Böylece ekalliyet ekseri- yete prim vermek mevkiine girmek- tedir ki bunun ekonomı ilmiyle hiç bir alâkası yoktur ve bu gıdışe Karunun hazineleri bile dayan İkinci mesele Turkıyenın giriştiği kalkınma hamlesinin vüsatidir. Bir kalkınmanın mevcudiyetini de gere k Türkiye, gerekse Amerika kabul e mektedir. Ama Amerikalılara gore ayagımızı yorganımıza göre uzatma- mız lâzımdır, hamlemiz daha "ma- olmalıdır. Hal- buki Menderes hükümeti bu sıfatları e muvazeneli - kalkınma- mızın değil demokrasimizin başına getirmekte ve memleket çok — gori kalmış olduğu için anormal süratle ilerlememizi lüzumlu görmektedir. Şimdi, doğru haber verdiği - ğenilmesine imkân olmayan tâbirler kullanarak dahi olsa & dünyaca tas- dik edilen Ass ciated Press ajansının meşhur telgrafiı muhtelif kaynaklar tarafından teyıd edümektedir. Evve- ajansın havadisinde bahis m dilen ıhtarların yapılmadıgını Mıdır-. memiştir. İkincisi, asıl tekzipte bu- lunması gereken Amerikan resmi makamları derin bir süküt muhafaza eylemişlerdir. Nihayet New York Ti- mes gibi ciddi gazeteler de Washing- ton mahreçli haberlerinde vazıyetı tasrıh etmışlerdır Bu gazetenin "A- erik: yey masraflarını kız- masını soyluyor başhğiyle neşretti- ği yazı iki memleket arasındaki iki ihtilâf mevzuunu açıkça ortaya koy- maktadır. Gazetenin bıldırdıgıne göre Türkiye Amcrikadan yirmi se Davalarımız Mecmuamızın —umumi nesri- yat mi "dürü Cüneyt Arca- rek Anka Toplu Basın Mahkemesınde bir müddetten beri devam eden duruşması so- nunda "esbabı mucibeli kararı sonradan bildirileceği" kaydıyla altı ay hapse ve bin lira para cezasına mahküm — edilmiştir. Bılındıgı gibi Cüneyt Arcayü- “ i yok ya, fareler lanıldıgı iki yazısıyle hükümet nüfuz kurun riyatta bu- lundugu ıddıasıyle tevkif edile- rek 21 gün hapishanede tutul- mMuş, fakat açılan davanın ilk da suçunun Adnan Menderesın şahsına hakaret olduğunun savcı muavini tara- fından tasrihi üzerine kefalet- le tahliye olunmuştu. Mahkeme bu 21 günün altı aylık hapis ce- zasından tenzil edileceğini bil- dırmıştır Mecmuamızın sahibi Metin Teker ise 6334 sayılı ka- nun gereğince beş bin lira para cezası ödemeye mahküm edil- mıştır Mahkeme Cüneyt Arca- k ve Metin Tekerin ceza- larını " yenıden suç ışlemıyec ek- lerine dair kanaat gelmediği" mucip sebebiyle reddetmıştır Avukatlarımız bu kararı Tem- yiz etmişlerdir. . Mükerrem Sarolun mu- vafakatıyle açılan ve Ankara Mahkemesi tara- fından başmuharrırımız Metin Tokerin 9 ay 10 gün hapis ve 9333 lira para cezasına mahkü- mıyetıyle netıcelenen davayı Temyiz Üçüncü Ceza Dairesinin nakzettiğini bıldırmıştık Toplu Basın Mahkemesi Metin Te- keri şikâyet mevzuu olan yazı- larından uçunde açık' suç bula— rak mahküm etmişti. Tem Üçuncu Ceza Dairesi ise bunla- rın ikisinde hiç suç olmadıgını ve tenkidden ibaret bulu du; gu- na bildirmiş, uçu cüsünde ise bazı imâlar gördüğünü kayde- derek mahkumıyet kararını e- sastan bozmuştur. Fakat Tem- yiz Başsavcısı bu bozma kara- rma itiraz etmış ve dosya Te z Umumi Heyetine sevkedıl— mıştır Umumi Heyet Ceza Daire- sinin kararına uyar: Metin Tokerin duruş sına yeniden Ankara Topla Basın mahkeme- sinde başlanacaktır. ve dava tekrar görüşülecektir. uyulmadığı takdirde ceza ka- tiyet kesbedecektir nede ödenmek üzere 300 milyon do- lar kredi istemiştir. Bunun üzerii resmi Amerikan şahsiyetleri mebla— ği yüksek bulduklarını ifadeden baş- ka Tür! kıye in evvela enflasyonu dur- durması, bunun için de zirai mahsul- ler ıçın koyl ye prım ödeme usulünü .terk ve memleketin gelişmesi yolun- da tatbik ettiği "aşırı" programs normal hale getirmesi lüzumunu ha- ber vermişlerdir. 30 milyon dolarlık ek yardıma gelince, gazetenin Was- hıngtondan ogrendıgıne göre Rüştü Zorlunun 300 milyon dolarlık kredi İçin goruşmesı sırasında bu para gürültüsüz patırdısız şekil: verılmıştır -Bundan da anlaşılacagı üzere o yardımın bıle İtırazlara yol. açmasından korkutmuştur Buğday fiyatları ihtilâf mevzuunu teşkil eden buğ- day fiyatlarında Adnan Möenderes hükümeti bir indirme yapacak du- rumda değildir. Zaten yeni fiyatlar, eskisinin hemen aynı olarak ilân edil- miştir. Hükümet buğdayı gene yük- sek tîyatla alacak, ucuza satacakta*. Fakat "yüksek" kelımesı daha ziya- de itibaridir. Aslında bu 30 kuruşun köylüye 1950 de temin ettiği satın alma gücüyle bugün temin ettiği sa- tın alma gücü arasında pek büyük farklar vardır ve fark koylunun a- leyhindedir. Bu yüzdendir ki Ana- doludan yükselen sesler fiyatın azal- tılmasını değil, arttırılmasını talep etmektedir. Hata 1950 de yapılmış- tır. AKİS bu hatanın esasını hatırlat- mıştı (Bak: Akis - Sayı 54). mahsullere prım verılebılır, ama mıl- letin ekseriyetini ekalliyetin verdiği primle kalkındırmaya kalk ışmak yanlış dur. Satın alma gücü suni şekılde şışırılmıştır Bunun ye- rine, uzun vadeli bir plânla u- mumt şekılde, milletçe kalkın a te- min olunabilir ve köylü, mılletın bir kısmı olarak bu kalkınmadan hisse- sıne duş refahi temin edebılırdı ver tekel maddelerine yuklenılmektedır Halbuki tekel maddelerine zam sure- tiyle gelir temin etmek, dünyanın en kolay işidir ve ne mali, ne de iktisa- di dehaya lüzum gosterır Kalkınma hamlemiz Fakat kalkınma faslında girişilen r çok hareketin durdurulması cıddı şekilde duşunulmek edir. Zaten bunların büyü 1 dövize İhtiyaç gosterdıgınden ve lde döviz bulun- madığından durmuş veya durmaya mahküm vaziyettedir. Hatta, tamam- lanmış bir çok fabrika bile ya ham maddeye, ya da yedek parçaya muh- taç bulunduğundan tam randımanla çalışamamaktadır. Nitekim çalışan isçi sayısında geçen seneye nisbetle mühim bir azalma vardır. Buna mu- AKİS, 2 TEMMUZ 1955