gibi Sosyalistler Paris anlaşmalarına karşı da iyi bir tavır takınmamışlar- dı. Bundan kısa zaman evveline ge- linceye' kadar Batı Almanyada adını başında Alman mükellefinin yüklen- mek zorunda kaldığı ağır işgal mas- raflarından ve "işgal lüksü" nden şi- kâyet edildiği görüldü. — Filhakika harbin nihayete ermesinden bu tara- fa ve Federal Cumhuriyetin kurulu- şundan bu güne kadar ödenen işgal masrafları ve 55 ve 33 milyar mark- tır. Bu rakamlar her ay işgal kuv- vetlerine ortalama 600 milyon mark ödenmiş olduğunu ve mükellef şikâ- yetinin bir dereceye kadar haksız ol- madığını gösterir. Silâhlanma meselesi ortaya çık- tıktan sonra işgal masraflarına karşı takınılan tavırda esaslı bir değişme olduğu fark edilmektedir. Üniforma giymek —mecburiyetinde kalmadan, gunluk ferdi faalıyetlerınde her han- gi bir rahatsızlığa uğra madan, bu yukseklıkte bir "sigorta primi" öde- çok sayılmamalıdır kanaati balk arasında revaç bulmıya başla- mış gözükmektedir. Bu değişikliğin meydana gelişinde muhakkak ki ya- pılan propagandanın yanında iktisa- di gelişmenin ve milli psikolojinin tesirleri büyük olmuştur. Artık silâh- lanma için katlanılacak fedakârlık mükellefe daha az ağır gelmektedir. Çünkü iktisadi gelişme neticesinde bir taraftan vergi ödeme gücü art- mış, diğer taraftan da hür devlet vatandaşı haline gelmenin şuurlu gu- ruruna ulaşılmıştır. Mükellef bu ne- ticelerin bir takım fedakârlıkları i- caD ettirdiğini bilmektedir ve buna inanmaktadır. Federal hükümet daha evvel, Av- rupa Savunma Birliği dolayısiyle, bütçesine savunma giderleri karşılıgı olarak yıllık 9 milyar marklık meblâğ koymuştur. Avrupa Savunma Bırlığınden bir netice elde edileme- yince bu paranın kullanılma gayesi ortadan kalkmıştı. Daha sonra 9 mil- yarlık ayni meblâğ Paris Antlaşma- ları icapları dahilinde yeniden büt- çeye kondu. Bu mikdar, şimdiye ka- dar ödenen işgal masrafları göz ö- nünde bulundurulursa, 2 milyar mark bir fazlalık gösteril*. Bir haylı geniş çevrelerde bu ra- kam şüphe ve itimatsızlıkla karşı- lanmaktadır. Bunu bilhassa Sosyal Demokratlar ortaya atmaktadırlar. Onlara göre silâhlanma giderleri, a- dı geçen rakamın çok üstündedir. Bu yuzden hükümeti, masrafları oldu- ğundan küçük göstermek ve Alman Halkını bekliyen ağır mail yükü mu- nisleştirmek teşebbüslerine girişmek- le itham ediyorlar. Sosyal Demokrat- lar masrafların hakiki miktarlarının 80-90, hattâ 100 milyara varacağını soyluyorlar Muhalefet bu bahiste, geçen Eylül ayında Alman basınında çıkan bazı hesaplara dayanmaktadır. Müttefik mütehassısları Alman si- lâhlı kuvvetlerinin ihyası için yapıl- ması gerekli masrafları 81,3 milyar mark olarak hesaplamış bulunuyor- ardı. Amerika bunun bir kısmını yardım şeklinde yüklenecekti. Al- manyanın payına isabet eden mik- tar 47,5 mılyar marktı. Almanya butçesıne üç yıl devamlı olarak yıl- Alman ordusu hazırlanıyor Tecavüz mü, müdafaa mı? İKTİSADİ VE MALİ SAHADA da 15,9 milyar mark koyacaktı. Bu şimdiki miktardan hemen hemen 7* milyar fazladır. uruluş yılını müteakip bütçelere konulacak meb- lâğ 11,7 milyar olacaktır. Bu dahi şimdikinden 4 milyara yakın bir faz- lalığı ifâde eder. İşte-muhalefetin id' diaları bunlardır. Bu itham ve iddialara karsı hükü- met, silâhlanmanın kendilerine neye mal olacağını kati olarak hesaplan- masının başarılmasına imkân bulun- madığını ve haddi zatında bunun e- hemmiyetli bir şey de olmadığını be- yan etmektedir. Niabeten ehemmi- yetli olan husus olarak daha çok bizzat Almanya tarafından yapıla- cak masraflar goz Önünde bulundu- rulmalıdır. Bu ise cari bütçe yılında 9 milyar marktır. Ne fazla, ne de eksik... Federal Maliye Bakanı Scha- effer tasdik müzakereleri sırasında tenkidlere cevap verirken diğer mem- leketlerin savunma giderlerini hatır— latmıştır (Büyük Britanya 17, Fra a 12 milyar mark). Federal Iktısat Bakanı Prof. Erhard da savunma gi- derlerinin her halde milli gelirlesıkı bir münasebet göz önünde unduru larak tespit olunacağına dikkati çek- miştir. Bunun manası şu olmak lâ- zım gelir: Gerçi savunma giderleri mutlak rakamlar olarak yükselebi- lir; ve yükselecektir de. a bu memleketin nisbi mustahsılıyet kud- retinin bundan ötürü aşırı derecede zorlanacağı manasına gelmez. Kim haklı S urası muhakkak ki muhalefet id- 5 dialarında mutlak haklı olamıya- cagı gibi haksız da değildir. Zira gün 9 milyar karşılıkları olan savun- ma giderlerinin bu miktarı aşacakla- rını gösteren sebepler yok değildir. Daha 1952 sonunda Federal hüküme- tin Kuzey Atlantik Paktı Konseyi Geçici Komisyonu İcra Bürosuna takdim ettıgı bir muhtırada Batı Al- manyanm, iç güvenlik ve Berline yar- dım maksadıyle ayrılacak 107 mıl- yar dahil, 10,8 ma tahsisde bulunabılecegı bıldırılıyordu Buna karşılık mezkür büro, diğer NATO memleketlerinin tahsis ettik- leri meblâğları göz önünde tutarak 1952-53 yılı için Almanyadan 11,25 milyar talep edilmesi gerektiği ne- ticesine varıyordu- Müteakip yıl i- çin yapılan hesaplarda iki taraf ara- sındaki fark daha da büyüdü. Bonn 3 68 milyarının düşürülmesi şartı ile çok 12,38 milyar tahsis edebilece- ğını bıldırıyor NATO ise 1,23 mil- yarı iç güvenlik için ayrılmak üzere 13,5 milyar talep ediyordu. Bu ara- man ekonomisinde büyük bir gelişme oldu. Müstahsiliyet kudreti eskiye nisbetle oldukça ehemmiyet- İi surette .arttı. Bunun neticesinde Federal hükümetin savunma tahsis- lerini arttırması isteneceği muhak- kaktır. Diğer taraftan şu da var ki, ilk safhadaki mali ihtiyaç nisbeten öl- çülü olacaktır. Evvelâ kadrolar teş- kil olunacak, lüzumlu kışla ve silâh AKİS, 2 TEMMUZ 1955