ifa ettin? esme aletini, ii sonra yutkusl leğil; hangi vi i t, diyelim. kadarla N tarılmasındanığ Er d€.. Yani lecekti. İştenli odasına uğrami ror ki... İkramir * günü Bay Veğ lu, hafta oldu, « ne para veni lâstik top p# akıştırmağı e « ayda beş İğ Ay geldi. gö ra bile verme . Nihayet, dire , gözleri, hayr l e direktör vii deki bir adan kalağil Şişman genç homurdanıyordu! — Hakkın var amma, direktöre. Yaşlı adam, doğrulmuştu: — Direktörse direktörlüğünü bilsin. — Şikâyet ettiğin adam da Su di. rektör! m (iliyorum sudan direktör... yorgun bir isyanla Şişman genç, isldiasında hak kazan- miş bir adam kurumuyle göğsünü ka- bartmiştı: — Gördün mü ya? Yaşlı adam, kenarlarına damar damar kan olurmuş, kirpiksiz gözlerini açıp kapıyordu: ) — Geçenlerde cam alınmıştı. İçin: den biri çatlak çıktı. Çıkar al, Onuda bana, yüklemek, ödetmek istiyorlar. “Neye dikkat etmemişim m?, Baksan da faydası yok ki... Gelirken de RE » MAHMUD YESARİ & Ben, hepsini birer birer nasıl muayene ederim? Mağazada, çatlak cam seçmedim , Sırlımda da getirmiyorum. Gelene e elden ele dolaşıyor. Teslim alır- ken de kargaşalığa geliyor... Seksen işe bakıyorum. Kaç parça olacağımı şaşırdım. Kırık camı almakta, benim ne menfas- tım olabilir? Flesaplar idarede. Az birşey olsa, sineye çekeceğim. Gel gelelim, hal ve mevki bildiğin gibiler- den değil... Dert, birkere bastırdı mı, artık göz açtırmıyor... Kese kese kuşa benzettikleri aylık, yetmiyor ki arttıra- yım da, cereme vereyim? Kolay değil... Şişman genç, biç cevap vermiyor; vakit vakit, bir sıra ileride oturan genç, güzel kadına bakıyord İh adam, boynunu bükmüştü içini çek kerek önüne bakıyor, kendi kendine söylenir gibi mırıldanıyordu: ert, bastırmasın ei da” ma göz açtırmıyor... Oğlum, bir okul- da çalışıoyrdu. Elektirikci ustasıdır. Eli ekmek tuttu; kendini kurtardı sayılırdı. Başını ağır ağır kaldırdı, gözlerini denize dikmişti: — Nerede, ve zaman üşütmüş, bil- İyi ustadır... kirpiksiz Satlıcan oldu... miyoruml| Kontrola gelen biletciye, şişman genç, yaşlı adamın bilet farkını Ver mişti. Yaşlı adam, buna da, cigara alırken yaptığı gibi durgun durgun baktı: biletci uzaklaşınca, sözüne devam Eki: — Satlıcan, iyi bakılmak ister... Biz, nasıl iyi bakabiliriz ki?.,. Çocuk, kötü kötü öksürmeğe başladı. Entaniyeye kaldırdık... Şişman genç, biç cevap vermiyordu. Yaşlı adam, tekrar denize bakıyordu, dudakları arasından: arım öldü... dedi. Dün, onu vi gömdüm Şişman genç, “bir sıra ileride oturan genç, güzel kadına gözucile bakıyordu. * Yaşlı adam, elini ceket sağ İç cebine atmıştı, yaldızlı, eski ciltli, el büyüklüğünde ince bir kitap çıkardı: — Antika bir En'am vardı. Bu gün, Bu gün, onu götürüp satacağım. Şişman genç. cam kesme aleti için yaptığı gibi elini uzatmadı; yan yan baktı. Yaşlı adam, Enamı, elinde tutuyordu: — Artık kaç kuruş ederse... Ne kadar işsiz kalacağım malüm İşte, bir eyam da böyle geçineceğiz. Şişman genç, teselli vermek ister Mi mırıldandı: k canım, sen, işsiz kalmazanni genç, paltosunun yan Fransizca gazete çıkardı; açtı, okumağa dal Dört ay Sanatoryomda, gürültüden, dedikodulardan, insanlardan uzak yaşa” mış; insanları ve hayatı sevmeğe baş» lamıştım. Dört ay sonra, ilk defa vapura binmiştim. Görüyorsunuz ki kısmetten kaçınılmıyor. Eğer taliimi kiskandınızsa, paylaşabilirsiniz. No. 13 * En çok sevilen ve RESİMLİ AY e» Martın 7 inci Günü Çıkıyor! i Üç renkli bir kapak içinde, tamam 100 Sayfa. Çok bol ve güzel resimler. ! okunan yazıcıların Makale, Hikâye, Roman, v. 8.. | Resimli Ayın > sayısını mutlaka okuyunuz!.. İ | No. 13 |