GÖKLER ve BULUTLAR İd — Cahidel seni bekleme salonundan çağırıyorlar. kız, parmaklarını piyanodan ayırmadan: biribirinden güzel üç kıza : — Bilmiyoruz ki.. söyledi. nöbetçi öğretmen Cahide, notalarını kapamadan beyaz merdivenlerden koşa koşa indi. Antres de kimse yoktu. Kapıyı açacağı zaman biraz durdu, saçlarını düzeltti, araştı. rıcı bakışlarla içeri daldı. alonda bir subay, duvardaki resim- lere bakıyordu. Kapının açılışını duyar duymaz döndü, Karşısında beyaz yakalı, siyah saten önlüklü, sarışın buklel genç kızı görünce, biraz şaşırdı. — Selâm verdikten sonra söze nasıl ev düşünüyordu en bay, epi niçin görmek tedi diz? m Azlakadağım bayan. “Ben Uçman Günal, Eskişehirden geliyorum. Pazar günü saat onda gelip sizi alacağım. Cahide genç adamın sözlerini yarıda kesti. — Yanlış yere başvurdunüuz | Diye hızla döndü. Uçman Günal niye uğradığını ans lamadan : — Lâkin bayan.. bayan öğretmen Feride.. Genç kız durdu! — Ne dediniz, öğretmen Feride mi? — Evet, siz değil misiniz ? Cahide hafifce gülmekten kendini alamadı. oyun yapmışlardı. Demek, yaramaz arkadaşları En tatlı bir gülüm. seme ile genç adama yaklaş — Pardon bay Günal!.. oldu. — Bayan Feride'ye Eskişehirdeki halasından haber getirmiştim. Kendi. sini şimdi tanıyacaktım?. — Ben, bayan öğretmene haber ve- ririm. Bir yanlışlık ç Subay, can e bir eğilişle genç ai önünde durdu 12 dansa çoktan er * Yüzükler takılmış, lanmıştı.. — Ben, bu yanlışlığı daima tatlı bir hatıra olarak saklıyacağım Cahide kızararak, gözlerini karşısın- da pırıl pırıl yanan iki lâcivert göze kaldırdı. Ömründe ilk defa yabancı bir erkeğe, bu kadar yakından bakı" yordu. Göğsünün altında bir kımıldanış. Küçük bir reverans.. Tatlı bir gülümseme Genç kız odadan kuş gibi fırladı, çıktı. Arkadaşları kahkahalarla ei Öğretmen bayan Feride in gelişi, uzamak istidadını gösteren şen şakaları yarıdan kesti, Cahide tekrar piyanoya koşarak (Gökler ve Bulutlar) parçasını çalmağa başladı. Gözlerinde iki lâcivert göz, ve > tılı bir kanat ez şimdi geni gs rin bekleme salonunda ke ndisini ei diğini düşünerek nibi çarpıyordu. Cahide hayali geniş bir ersleri haricinde mecmua, roman okumaktan pek hazlanırdı. Kitaplarda ie kahramanları, hayatta göre bilmek için çırpındığı zamanlar olmuş» tu. Fakat heni Babası yordu. antrede üz küçük bir talebe idi. çaylara, toplantılara bırakmı- Cahide o gece, ondan sonra daha birkaç gece, rüyasında hep genç uçmanı gördü. Onunla küçük bir uçakta gök- lerde dolaştı. Bulutlara karıştı, kulak. rında cana yakın bir ses, gözkapak larının altında iki lâcivert göz. Sonra genç uçman gözletinden; : lindi, gitti. : *» b apak ki, Ja kuma odasında gazeteleri karışiz E yorlardı. Mehlika bir artistin saç tun letini kesip çıkarıyor, Güzin hikâyeni I mevzuunu münakaşa ediyordu. Birde Cahidenin gözleri e bir yip rağına takıldı. (Orada uçm mil sanki bütün ruhu ile kendlisize eolde Sağ siyordu. a Gece, yatakhanenin beyaz karyoli larından birinde, gözlerini yummadı başl sabahı buldu. birş Göğsünün üstünde gazeteden kesi mali miş resim.. ve göğsünün altından ke eğili denbire canlanan, filizlenen, ses vere l bir kalp dolusu sevgi... t Genç kız buna çok şaştı. Sevgi ds bu kadar çabuk wilüzt kalayabileceğini aklına sığdıramıyordu eyin, insanı bii 'nali İki yıl geçti. im Cahide liseyi bitirmişti. Şimdi on kad çok zengin, fakat yaşlı bir adamla eni kal İendireceklerdi. Ne gözyaşları, ne yö | varışları babasına hiç bir tesir wp a sandığı ablası bile: : Seni mayan, Süipünmili “şey. Belki de mdiye kadar çoktan eve miş bir uçmana bağlı kalmak, fazla gi lünç Cahide! diyordu. Hem ben seni yerinde olsam her gün insanı bir bei