Müsahabe; Hayata. daima hayata.. dün: yaya daha çok hayat katalım!... Nietzsche Gilt 1. 15 Eyjül 1929, Sayı:139 Maarif siyasetimiz Maarifin neşir iktisadi kuvvetlerin ve tamimi için inkişafı nasıl Tâ iktisat o Kuvvetlerinin Maarif © nisbette zımsa inkişafı için de mühimdir. Bu iki saha biri birinin mütemmimidir. Maarif siyaseti hemen her memle- ite büyük mıkyasta sanayi ve tica- retin inkişafı zamanına kadar başlıca üç devrede geçti: İlk devrede mekteplerin vazifesi bir taraltan rahani vezaifi talim ve ic- raya kadir nzuvler yetiştirmek, diğer tan halka cukları fi relkinile hakkile ila edebilir bir hale getirmektir. İkinci dini akideler merasimi diniyeyi rede mektepler bu sırf ruhani ma- biyetten çıkarak feylesof ve filolog- larin idaresine intikal ediyor, ve milli şeklini alıyor. Burada tahsil daha zi- vade edebi ve bedildir Vatan mef- humu bu devrede ikinci bi din aki- desi hükmüne geçmiştir. Bundan son- re ensiklopedik. ilim devresi geliyor, Mekteplerin porgramı umumiyetle İi saniyat, tarih, riyaziyat ve tabiiyat esaş- larını ihtiva eder. Yüksek sanayi ve ticaretin inkişafı Iktisadi noktai naazrdan / Cumhuriyet Maarifinin genç ve kıymetli vekili, mecmu- amızın fahri tahrir heyeti reisi Cemal Hüsnü Beyin 20 Haziran 1921 tarihli Yeni Cün'de çıkan bir makalesini sayıfalarımıza naklediyoruz. Hayat, bu sayısından itibaren, Cemal Hüsnü Beyin kalemi ile kuvvetli bir yardımcı bulmuş olduğunu okuyucularına müjdeler. / zamanına tesadüf eden son zamanlar- da milletlerin tehsil siyasetleri yavaş vavaş daha şe'ni (realis) ve ameli esaslara doğru tebdili istikamet ediyor. İlim fevkalâde tenevvü etmiş ve çok karışık bir şekil almıştır. Artık umumi ihata şart değildir. Fikri ve cismi iktidar. nisbetinde her hangi bir şubede ihtisas peyda edil meğe çalışılıyor. daha Dünya istihsalâtı mümkün olduğu kadar ça: Hayat senelerinin çok kıymeti (o vardır. buk ve çok uzuvlara mühtaç; bunun içindir ki darülfünunların yanında te- knik yalnız enisütüler çoğalıyor. o Evelce darülünuna omethal olmağa yarayan tali mektepler doğrudan doğ- ruya hayata adam yetiştiriyorlar, Yük- sek ve aristokretik edebi ve ilmi tah- sil yerine daba ziyade demokratik ilmi, ameli bir tahsil yol alıyor. Bizim bu günkü tahsil siyasetimiz, bilhassa yukarida saydığımız ikinci ve üçüncü devrelere isabet eden kısımda tecelli ediyor. Memleketin esaslarile intibak etmiş değildir. Son senelerin mahsulü olarak bir çok tali aziz mektep mezunlarına malik bulunuya- ruz. Fakat burların istihsalâr sahasın- da oynadıkları rol maalesef görüyoruz ki hiçtir. Ve bu sistemle bundan baş- kada bir şey yapılamaz, Bunların hepsi mekteplerden çıktığı gün darülfünu- na devam edemezde, hayat atılmak mecburiyetinde kalırlarsa (ne yapacağı?) süalile ellerini böğürlerine dayayorlar, Mahmur Esat Beyin pek güzel söylediği gibi bu günkü Maarifimiz zengin Maarifidir. Ve bu nevi tahsille biz hatta birinci devrede olduğu kadar Maarifi tamime bile muvaffak olama- dık. Filhekika birinci Maarif deyre- mizde en wcra köylerimize kadar bir zamanlar Garbin (Seminer, Aka- demi) denilen yüksek tahsil müessıse- lerile böy ölçüşecek medreselerimiz vardı, Sonra diğer memleketlerde dini tahsili yalnız bir sinıfa mahsus aris: tokratik bir tarzda iken bizde tama- men demokratik şekilde idi. Kur'ani Kerim, Mevlüdi Şerif okuyabilen kiz, erkek çocukların adedi denebilir ki köylerimizde. bu gün okuyup yazma bilenlerin adedinden belki de fazla idi,